Baekhyun'un anlatımından
Merdivenlerden indiğim sırada gördüm bayan Kim'i. Mutfağa doğru giderken beni görmüş ve durmuştu. "Günaydın bay Byun. Kahvaltınızı hazırlamamı ister misiniz?" Gülümsedim "günaydın, Chanyeol yok mu?"
Başını olumsuzca salladı. "Sabah erken saatte ayrıldılar evden. Uyandıktan sonra onu aramanızı istediler." Başımı salladım hızla. "Pekala, kahvaltıyı hazırlayabilirsiniz."
Cebimdeki telefonu çıkarttım hızla. Bu kadar çabuk mu gitmesi gerekiyordu gerçekten? Veda bile etmemişti.
Çalan telefonu kulağıma götürdüm hızla. Bir kaç çalış sonrasında açıldığında duydum sesini. "Günaydın." "Seni uğurlayacağımı düşünmüştüm." Kısık bir gülüş verdi bana.
"Beni bu kadar uğurlamak istediğini bilseydim, daha geç çıkardım ama toplantım erken saateydi." "Anladım, ben annemi arayacağım bugün. Ona tam olarak ne söylemeliyim?"
"Chen ona birinin yanında yatılı işe başladığını o kişinin de çok iyi bir adam olduğu için sana yardım ettiğini anlattı." Yutkundum sertçe. "Peki annem nerede kalacak? O eve geri dönemez Chanyeol."
"Biliyorum, sen tutmuşsun gibi gösterceğin bir daire buldum. Bir artı bir küçük bir şey ama güvenlikli, aynı zamanda bende koruyor olacağım. Annen yarın hastaneden çıkınca, direkt oraya yerleşecek. Sende onunla birlikte gidersin yarın."
"Her şeyi düşünmüşsün. Teşekkür ederim." Derin bir nefes çekti içine. "Verdiğim sözlere ve yaptığım anlaşmaya sadığım sadece."
"Şimdi kapatmam gerekiyor. Çok önemli bir şey olmadıkça arama, çalışıyor olacağım." "Pekala, kolay gelsin." Telefonu kapattığımda derin bir nefes verdim hızla. Onunla konuşuyorken farkında olmadan nefesimi tutuyordum hala.
Hazırlanan kahvaltı masasına oturdum ve hızla doyurdum karnımı. Ardından mutfağa uğradım ve kendim için sıcak bir kahve istedim.
Kış bahçesine ilerlediğim sırada açtım telefonumu. Zaten sadece iki numara vardı, hızla aradım annemi.
Günlerdir sürekli bundan kaçmış, ertelemiştim. Anneme alenen yalan söyleyecek olmak beni çok geriyordu.
"Oğlum." Annemin sesini duyduğumda dudaklarımın titremesine engel olamadım. "Annem, nasılsın?" "İyiyim, iyiyim oğlum sen nasılsın? Neden gelmedin hiç?"
"Çok merak ettim seni. Arkadaşın Chen sürekli geldi hiç bir şeyi eksik etmedi sağolsun ama sen neredesin?" "Üzgünüm anne biliyorsun, son yaşanılanlardan sonra kendimi toparlamam çok kolay olmadı. Patronum çok yardımcı oldu, sağolsun."
"Duydum oğlum duydum. Yarın çıkıyorum hastaneden iyiyim tamamen. Sen orada kalmak zorunda mısın? Birlikte yaşasak, olmaz mı?" "Biliyorsun anne, kalmalı bir iş. Özür dilerim."
"Tamam kuzum sorun değil." "O adamın bir daha sana zarar vermesine izin vermeyeceğim anne korkma. Sadece bir süre daha beklememiz gerekiyor tamam mı? Ben geleceğim yarın birlikte gideceğiz bulduğum eve."
"Tamam oğlum. Baekhyun, sen iyisin değil mi?" Annem görmüyor olsa da salladım başımı. "İyiyim. Çok iyiyim hemde." Hafifçe güldü. "Tamam oğlum. Görüşürüz yarın." "Görüşürüz anne."
Telefonu kapattığımda hızla bıraktım yanıma. Elimi hızla atan kalbimin üzerine getirdim sonrasında. "Çok az kaldı anne. Bitecek bu kabus. Tümüyle, bitecek."
//////////////////
Yazarın anlatımından
Baekhyun geniş salonda yalnız başına oturuyordu. Dev ekran televizyonda açtığı diziyi sessizce izliyordu. Başını koltuğa yaslamıştı, gözleri yarım açıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Captive/Chanbaek
Fanfiction"Senden tek istediğim şey annemi ve beni kurtarman. Param yok, yalnızca bedenim var. Bana bedenim karşılığında özgürlüğümü verebilir misin?"