twenty eight

549 53 8
                                    

Baekhyun hazırlanan masaya bakıyordu yüzündeki gülümsemeyle. Annesini aramıştı yarım saat önce.

Tüm bu olanlardan sonra oturup annesiyle birlikte yemek yemek istemişti. Chanyeol'a bunu haber verdiği bir mesaj atmıştı ama geri dönüş aldığı söylenemezdi.

Chanyeol'un kafası dolu olmalıydı. Birazdan evde olurdu zaten. Chanyeol yemek saatini kaçırmazdı.

Kapı çaldığında hızla ilerledi. "Ben açıyorum." Diye seslendi bayan Kim'e. Kapıda Chanyeol'u görmeyi beklerken annesini görmüştü. Yine de gülümsedi. "Hoş geldin annem."

Birlikte salona geçtiler, "Chanyeol'da birazdan burada olur. Sana içecek bir şeyler isteyeyim. Geç otur, rahat ol." Mutfağa ilerledi ve ikisi içinde kahve istedi. Bayan Kim hamile olduğu için kahve içmemesinin daha iyi olacağını söylediğinde meyve suyu ile değiştirmişti Baekhyun.

Annesiyle yan yana oturdu, havadan sudan şeylerden konuşurlarken bir yandan gözleri saatteydi. Yemek saatini on beş dakika geçmişti ama Chanyeol hala gelmemişti.

Bakışları telefonuna kaydı. Mesajı hala görülmemişti. İçinde sıkıntı oluşmasına engel olamadı.

"Bir saniye anne." Hızlı adımlarla ilerledi kapıya. Kapıda duran korumalarda gezdirdi bakışlarını. Chen burada değildi.

Korumalardan biri hızla geçti önüne. "Buyurun bay Byun." "Chanyeol nerede? Ulaşamıyorum." "Bize bir bilgi verilmedi efendim."

İçindeki sıkıntı büyürken salladı başını hafifçe. "Bir haber gelirse bana da söyleyin lütfen." "Tabii bay Byun." İçeri girdi ve oturdu yeniden. "Gecikmiş olmalı. gelir birazdan."

Annesi iç çekse de bir şey söylemedi. Dakikalar geçip giderken yemek saatini bir saat geçtiğini fark etti Baekhyun.

O sırada çalan kapı ile titrek bir nefes verdi. "Chanyeol'dur. Geliyorum hemen." Hızlı adımlarla ilerledi ve açtı kapıyı.

Chen nefes nefese karşısındaydı. Zorlukla yutkundu Baekhyun. "Chanyeol nerede? Neden gelmedi hala?" Diye sordu içindeki korkuya rağmen.

"Bay Park hastanede." Dediğinde Baekhyun dengesini zorlukla sağladı. "N-neden?" Diyebildi Chen kolundan tutup destek olurken.

"B-bir şey mi oldu ona?" Chen yutkundu zorlukla. "Bay Kim'i almaya gittiğimizde arbede yaşandı. Bay Park vuruldu."

Baekhyun gözlerini kapattı ve ağlamamak için sıktı kendisini. "Yaşıyor mu?" Chen boğazını temizledi. "Yaşıyor ama durumu kritik. Onun yanında olmak isterseniz diye düşündüm."

"Gidelim götür beni." Annesi salondan çıktığında Baekhyun'un halini görüp hızla ilerledi yanına. "Hyun, ne oldu?"

"Chanyeol." Diyebildi Baekhyun yalnızca. Göz yaşları çoktan yanaklarından süzülmeye başlamıştı. "Yaralanmış anne. Gidelim." Annesiyle birlikte bindi arabaya.

Tüm yol Chanyeol iyileşsin diye dua etti içten içe. Kalbi korkuyla kasılıyordu. Eli karnına gitti. Hamileydi. Chanyeol olmadan nasıl devam edebilirdi ki?

Üstelik bu kendisi yüzünden mi gelmişti başına? Babası yapmış olabilir miydi? "Sakin ol oğlum. Atlatacaktır." Baekhyun başını olumsuzca salladı. "Hamileyim ben, ne yaparım anne? Onsuz devam edemem."

Hastanenin önünde durdukların da hızla indi Baekhyun arabadan. "ikinci katta." Diye seslendi Chen onu beklemeyen Baekhyun'un arkasından.

Baekhyun koşar adım çıktı merdivenleri. Yoğun bakım yazısını gördü önce. Sonrasında ise yerde oturan Jongin'i. Titrek bir nefes aldığında Jongin bakışlarını ona çevirdi.

Captive/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin