Baekhyun'un anlatımından
İç sesim çığlık çığlığa bağırıyorken dudaklarım bir türlü aralanmıyordu. Öpmek demişti, öpebilir miyim diye sormuştu.
Bana neden bu soruyu soruyordu ki!? Tüm haklarımdan vazgeçtiğime dair anlaşmam vardı elinde. Ve gelmiş bana bunu soruyordu.
En manyağı bana mı denk gelmişti?
Bakışları bakışlarımdaydı. Dudaklarını araladım ve "sorma bunu bana." Diyebildim. Hafifçe gülümsedi. "İşe bak ya, birine soralım dedik o da sorulmasını istemiyor."
Kendimi tutamadım güldüm bu dediğine. Gergin halimi biraz olsun rahatlatmıştı. "İyi, sormuyorum içimden geleni yapıyorum o zaman." Cümlesi biter bitmez dudaklarının baskısını hissettim dudaklarımın üzerinde.
Gözlerim hızla kapanırken kısa bir öpücük olmasını, geri çekilmesini bekledim. Sandığımın aksine çekilmedi, dudakları alt dudağımı kavradı ve öpmeye başladı.
Şuan kucağındaydım ve beni öpüyordu!
Ne zaman karşılık vermeye başlamıştım? Dudaklarımı ne zaman aralamıştım da öpüşüne dili eşlik etmeye başlamıştı, cidden hatırlamıyorum.
Kapının tıklatılma sesi duyuldu hiç bir sesin olmadığı odada. Kendimi hızla geri çektim, dudaklarımız birbirinden ayrıldığında kapı aralanmıştı.
Kadın ikimizi gördüğünde gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "P-pardon bay Park." Hızla kapadı kapıyı. Geldiği hızla çıkmıştı.
Bakışlarım kapıdan ayrıldığında olduğumuz pozisyonun sırtımı ağrıttığını hissedebiliyordum. Tek hissettiğim şey o da değildi.
Dudaklarım yanıyor, karıncalanıyordu. Bakışlarımız buluştuğunda dudaklarında şimdiye kadar gördüğüm en sahici gülümsemeyi gördüm.
Hafifçe şişmiş kalın alt dudağının üzerinde gezdirdi dilini. "Sanırım yavaş olalım planına pek uyamadık." Bakışlarımı kaçırdım hızla.
"Sırtım ağrıyor." Diye mırıldandım zorlukla. Hızla doğrulamamı sağladığında ayağa kalktım. O da benimle birlikte kalkarken elini belimde hissettim.
Parmakları çenemden tutup yüzümü kaldırdığında bakışlarımız yeniden buluşmuştu. "Pişman mısın?" Dişlerimi alt dudağıma geçirdim.
Pişman mıydım? Hayatımın en iyi öpücüğünü almıştım. Lisede bir kaç flört olayım olmuştu. Hem kız hem erkekle. Hepimiz yeni yetmeydik ve hiç biri bu denli zevk vermemişti.
Kesinlikle pişman değildim. En iyi deneyimimi yaşamıştım.
Başımı olumsuzca salladım. Baş parmağı yanağımda dolandı ağırca. Yaklaştı, küçük bir öpücük verdi bana. Yavaşça ayrıldı ve bir adım geriledi. "Daha fazla burada oyalanırsak iyi şeyler olmayacak." Diye mırıldandı ağzının içinde.
Ardından "sen in, ben üzerimi değiştirip geliyorum." Dedi ve hızlı adımlarla çıktı odamdan. Odam, ne ara odam olmuştu? Ne ara sahiplenmeye başlamıştım ben burayı?
Başımı olumsuzca salladım ve hızla çıktım arkasından. Ben aşağıya inen merdivenlere ilerlerken o yukarı çıkmaya başlamıştı.
Yukarısı, orada ne vardı da çıkmam yasaktı? Bu düşüncelerle aşağıya indim ve geniş salona girdim.
Bakışlarım imalathanede bir kaç kez gördüğüm ve ismen tanıdığım Kai ile buluştuğunda şaşırmıştım. Beni gördüğünde oturduğu yerden kalktı. "Sonunda biri inebildi, beni unuttunuz sandım bir an." Hafifçe gülümsedim. "kusura bakmayın lütfen."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Captive/Chanbaek
Fanfiction"Senden tek istediğim şey annemi ve beni kurtarman. Param yok, yalnızca bedenim var. Bana bedenim karşılığında özgürlüğümü verebilir misin?"