eleven

1.2K 78 19
                                        

Chanyeol'un anlatımından

Gözlerimi Baekhyun'un odasında araladığımda hızla dün gece aklıma gelmiş, tüm geceyi hatırlamıştım. Uzun zamandır bu kadar zevk aldığım bir gece hatırlamıyordum.

Bakışlarım yanıma kaydı. Baekhyun uyuyordu. Yorganla örtünmüştü, altında yalnızca iç çamaşırının olduğunu biliyordum. Gece ikimizde yorgunduk ve yalnızca onun üzerini üstün körü temizlemiş, iç çamaşırlarımızı giyip kendimizi uykunun kollarına bırakmıştık.

Bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Dün gece kızaran teni sabah aynı beyazlığı yeniden kazanmıştı. Dudakları hırpalanmış duruyordu, yorgan boynunu gizlemiyordu. Morluklar ve kızarıklıklar beyaz teninde kendini belli ediyordu.

Bu izler bile çok yakışmıştı.

Dikkatlice kalktım, ne kadar ses yaparsam yapayım uyanmayacak kadar yorgun olsa da dikkat etmekte yarar vardı.

Yerde duran pantolonuma ilerledim ve cebinden telefonumu çıkardım. Pantolonu bu kez koltuğun üzerine bıraktığımda derin bir nefes vermiştim.

Yorgundum ama bir yandan dinç hissediyordum. Bakışlarım ne zaman yatağa kaysa içime dolan enerjiye engel olamıyordum.

Saatin sekiz buçuk olduğunu gördüğümde güldüm kendi kendime. Lanet bir uyku hafızam vardı. Ne kadar yorgun olursam olayım aynı saatte açılıyordu gözlerim. Ağır adımlarla yaklaştım ve bir kaç dakika sonra çalacak olan alarmı kapadım.

Bugün hafta sonuydu ve kendime güzel bir izin verebilirdim. Baekhyun da bugün bir buçuk saat daha uyuyabilirdi.

Bu saatte bu katta kimsenin olmadığını bildiğimden sessiz adımlarla odadan çıktım ve hızla üst kattaki odama girdim. Küçük bir duşun ardından tamamen uyanmış hissediyordum.

Üzerime rahat bir şeyler geçirdikten sonra aşağıya indim. Merdivenlerden indiğimi gören bayan Kim şaşırdı. "Bay Park, kahvaltınız hazır olmak üzere." Başımı olumsuzca salladım. "Geri toplayın, bugün evde kahvaltı yapmak istemiyorum. Sizde bugün için izinlisiniz. Müştemilata dönebilirsiniz." Kadın şaşırmıştı şaşırmamakta da haklıydı. Bunu uzun zamandır yapmamıştım.

Her gün çalışıyor ve bu planımı yıllardır bozmuyordum. Henüz yirmilerinin başında olan bu çocuk gelmiş ve tüm dengemi altüst etmişti.

Peki rahatsız mıydım, değildim.

O sırada içeri giren Ryujin'i gördüğümde bakışlarım sertleşti. Onunla bir an önce konuşmalıydım. Gözüme çok batmaya başlamıştı.

"Bayan Kim siz çıkın, Ryujin ile biraz konuşmamız gerek." Kız şaşırdı, ardından ise gözlerinde korkunun emarelerini gördüm.

Benden korkuyordu ama arkamdan dedikodumu yapıyordu. Baekhyun onun yüzünden gereksiz yere bana surat asmıştı.

Hatta anlatmamış, buna devam etmiş olsaydı hiç iyi şeyler yaşanmazdı. Kendimden biliyordum. Bir şeyler saklanmasından nefret ederdim ve kontrolümü kaybedebilirdim.

Bunlar gerçekleşmediği için mutluydum. Dün gecenin her bir saniyesi için gerçekten mutluydum.

Rahat kanepeye oturduğumda hala ayakta duran Ryujin'e döndüm. "Sana onunla muhatap olmamanı söylediğimi hatırlıyorum. Ne zamandır sözümden çıkıyorsun?" Panikledi, "ben-"

"Sen benim geçmişimi bu eve gelen birine anlatamazsın. Ağzına sakız et diye yaşamadım ben onları. Baekhyun'un keyfini geçmişin hayaletiyle kaçırmazsın." Ayağa kalktım. "Gözüme batıyorsun Ryujin. Kendine dikkat et biraz." Başını hızla salladı. "Özür dilerim. Bir daha olmayacak bay Park. Sizi temin ederim."

Captive/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin