.
.
."Devinimsiz kalan tüm her şey."
❤️🩹
"Merhaba Ayşeciğim."diyerek ve kocaman gülümseyerek girdiğim oda da, Ayşeyi üzgün hatta ağlayacak kadar kötü olduğunu gördüm. Yanına onu tedirgin etmeden gittim ve önünde diz çöktüm.
"Ne oldu bakalım bu güzelliğe?" Dedim. Yüzüne bakmaya çalışırken, Ayşe inatla bakışlarını bende kaçırıyordu. Durumunu anlamıştım ve karşımdaki küçük kız çocuğu iki gündür burada olmasına rağmen hâlâ aynı olduğunu gördükçe üzülüyordu. Ona göre hastane hemen iyileşilip gidecek bir yer olabilirdi.
"A a bu güzeller güzeli kız bana derdini anlatmadıkça şuradan şuraya gitmem."Dedim onu neşelendirmek isterken, bana bu sefer baktı. Badem şekli gözleri dolu dolu olmuş öylece duruyordu. Ağlamakta istemiyor gibiydi, neden kendini tuttuğu hakkında düşüncem vardı ama net bir yargıya ulaşamıyordum.
"Yine altıma kaçırmışım." Dedi titreyen dudaklarıyla. Ayşe sekiz yaşında ilk okul ikiye giden bir kızdı ve bir gün önce öğretmeni tarafından buraya getirildi. İlk baş doktor kontrolünden geçmiş sonrasında bana yönlendirildi. Çocuk gelişimi uzmanı olarak ailesi ile görüşmem ve onlarla bu süreci Ayşe için olumlu bir şekilde yürütmem gerekiyordu. Dün gelen annesi ile sadece kısa konuşabilmiştim. Şimdi ise kızının yanında bile değildi.
"Öyle mi? Ayşeciğim bak altına kaçırmak kötü bir şey değil, bu geçebilen bir şey. Bunun için utanman veya ağlaman gerekmez. " Dedim temkinle. Ayşe benim konuşmam ile burnunu çekti. Ağlamasını durdurmaya çalıştığını fark ettim.
"Ama bugün bir istisna yapıp ağlayabilir ve sonraki tüm süreçte güçlü bir şekilde ilerleye biliriz. " dedim. Ağlamasını tutmaması için. Bir süre öylece durdu ama göz yaşları çoktan akmaya başlamıştı. Bir süre sonra omzu sarsılırken eli ile yüzünü kapattı. Sessiz kalıp kendini ağlayarak rahatlatmasını bekledim.
Aradan geçen dakikalar sonrası Ayşe rahatlamıştı. Ailesinin hâlâ ortada olmaması beni huylandırıken Ayşe'ye bunu belli etmemeye çalışıyordum.
"Peki o zaman Ayşe, üzerimizi değiştirip bahçeye çıkmak ister misin?" Dedim. Ayşe bana sessiz bir kabulleniş verdi. Kendi başına, giyinmesi için ona müsade ettim ve odadan çıktım. Bu bölümde olan hasta bakıcısı olan kadını görünce hızlı adımlarla yanına gittim.
"Merhaba, 1301 numaralı odada ki kız çocuğuna arada bakıp göz kulak olursanız iyi olur." Dedim. Sesim nazik ve saygılıdı. Kadın bana başını sallayarak bakabilecegini söyledi. Hasta bakıcının yanından uzaklaşarak danışmana gittim.
"Aycan, küçük kızın kaydını yaptıran kişinin numarası var mı?" Aycan bana anlamaz bakışlar attı ama dediğime de hemen bakıp bana döndü.
"Var. Veriyorum?" Diye sordu. Lazım olmasa neden sorayım ki...
Verdiği numara için Aycan'a teşekkür edip bahçeye çıktım. Aradığım numara beni meşgule atınca, kaşlarımı çatıp bir daha aradım. Bu sefer hemen açılmıştı.
"Merhaba, ben Gü***** hastanesinden Uzman Leyla Kaytancı. Ayşe hakkında konuşmak için hastaneye gelir misiniz?"Dedim tek nefeste. Bir yandan sağ ayağımla yerde ritim tutuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA
General Fiction"Kabul mu ettin?" Arkamdan gelen sesi ile ilk irkildim sonra bıtkın bakışlarla ona döndüm. Kollarını gögüsünde toparlanmış ve kol kaslarını iyice ortaya çıkarmıştı. Önceden bu kadar yoktu. "Mecbur kaldım. Yoksa sana meraklı değilim." Dedim. Dilini d...