3/YARA

279 17 25
                                    

.
.
.

"Geçmişe vurulan demir kilit, zamanla aşınır,anıların gücü yanında."

❤️‍🩹

Bakışlarında ki dalgalanmayı gördüm ama hemen sonrasında buz gibi olan keskin mavileri ile hayal görüp görmediğimi düşündüm.

"Şikayet dilekçeni yazıp bırak, koluna çizik atmasını da ekle." Dedi. Bakışlarını benden çekmiyordu, ben de o çekene kadar çekmek istemiyordum ama mecburi cektim ve masanın üzerinde bulunan kağıdı ve pilot kalemini önüme çektim. Hâlâ karşımda oturup bekliyor olması ile ona kipriklerimin altından bir bakış attım.

"Beklemeye bilirsiniz Bora başkomserim, ben size gönderirim dilekçemi." Dedim. İnatla Bora ismini kullanıyordum. O belki artık bu isim ile anılmasını takmıyordu ama ben de bu ismine artık öyle özel bir mana içermediğini belli etmeye çalışıyordum.

"Hayır, bekleyeceğim." Dedi. Gözlerimi yüzünden çekip, üzerindeki deri ceket kaydı. Onun omzunu saran cekete. Belli ki çıkacaktı yoksa neden beklesin. Beyefendi iyice kaba birisi olmuş olduğundan, başka bir seçenek olamıyordu ortada.

Bakışlarımı ondan çekip kağıda yönlendirdim ve koluma kadar olan olayı anlatıp bir de üzerine dilekçe yazdım. Tabi yazılarım bitene kadar geçen zamanda bir daha üzerimde bakış hissetmedim. İki büklüm olup yazdığım kağıtları ona doğru ittim. Gözleri kağıtları takip etmekten başka bir şey yapmadı.

"Tamamsa, iyi akşamlar başkomser." Dedim. Ayaklanıp gideceğim sıra kolumu tuttu. Şimdi ikimizde ayakta ben ona yarı dönük dururken birbirimize bakıyorduk.

"Bir daha bana Bora diye seslenme."Dedi. Ona alayla tek kaşımı kaldırıp baktım.

"Neden sen Bora başkomser değil misin?" Dedim. Derin bir soluk alıp bana bir adım atarak yaklaştı. Mavi bakışları okyanusta ki buzlar gibiydi. Soğuk, donuk ve her hangi bir hata da tehlikeli...

"Senin sesinden ismimi duymak istemiyorum." Dedi. Bakışlarının bir buz olduğunu ve tehlikeli olabileceğini söylemiştim.

Hırsla ondan kolumu çektim ve onun uzun boyu yüzünden çenemi dikleştirerek baktım.

"Çok mu meraklıyım sanıyorsun adını anmaya? Ha öyle hayaller içine girdiysen şunu söylemem gerekiyor o zaman. Ben insanlara ismi ile sesleniyorum, çünkü normal olan budur.' Dedim ve aynı hırsla arkamı döndüm. Yine bir adım atabildikten sonra kolumu tutu ve sertçe kendisine doğru çekti. Neredeyse dip dipeydik.

"O zaman Engin diyeceksin." Dedi. O ne kadar soğuk ve sinirli dursa da ben alay halimden vazgeçmemiştim.

"Hadi ya sen mi karar veriyorsun buna?" Derin bir soluk aldı burnundan, alırken boğazından çıkan hırıltıları duymuştum.

"Leyla, şansını zorlama." Dedi.

"Zorlarsam ne olur?" Dedim inatla. Tam bana cevap vereceği sıra arkasında beliren ve ona seslenen erkek polis memuruna döndü. Böylece kolumu da bırakmıştı.

Omzunun üzerinden bana bakarak konuştu.

"Gidebilirsiniz."Dedi resmiyet dönüp. Ona manidar bir baş selamı verip arkamı döndüm. Gidebilirmişim, gıcığa bak sanki biz gitmiyorduk! Tutmasaydı çoktan gitmiştim.

YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin