11/YARA

204 13 26
                                    

.
.
.
"Lanet her zaman kötü sonuçlanmaz."

❤️‍🩹

O koridorda iki dakika durup hızla çıktım. Geri davetlilerin olduğu ana alana gelince, yüzüme zoraki bir gülümseme koydum. Bakışlarım etrafı tarayıp,Engini arıyordu. Masa da yanında tanımadığım biri vardı. Onunda bakışları etrafı tarıyordu, göz göze geldiğimizde yanında ki adam bir şey dedi ve adam gitti. Onun yanına yaklaştığım da hızla yanıma geldi ve ellerini kollarıma koydu. Gözlerinde gördüğüm şey endişeydi, belki benim başımı belaya soktuğunu düşünmüş olabilir.

"Neden telefonunu açmadın!" Dedi gözleri, bedenimi taramayı bırakıp gözlerime çıkardı. Etrafta dikkat çekiyor olmalıydık o yüzden gülümsedim ve biraz Engine yaklaştım. Kolları bükülüp kendisine yaklaşmamı kolaylaştırdı. Hâlâ kollarımda elleri duruyordu.

"İyi ki telefonum sessizdeymiş." Dedim. Sessiz de olmasa nanayı yemiştim. Öyle olsaydı burada olur muydum meçhül. Engine doğru biraz daha yaklaştım, kafamı onun göğsüne koyarken, içim titredi. Kendime hakim olamayıp kokusunu çektim içime, gözlerime kapanırken onun bu halimi görmemiş olmasını diledim.

"Leyla..." dedi elleri kollarımdan uzaklaşıp, belime yerleşirken. Saçlarıma değen çenesi ile kafasını eğip bana bakmaya çalıştığını anladım. Gözlerime açtım ve gülümseyerek, kısık sesle konuştum.

"Gidelim buradan." Dedim etrafa bakındım. Kimse duymasın diye göğsünden kafamı hafif oynatıp, ona baktım. Bana bakıyordu, bakışlarında  yoğunluk vardı.

"Bir şeye şahit oldum. Gidelim çünkü yanlış bir yerde arıyoruz adamın açığını." Dedim kısıkça. Bakışlarında ki o yoğunluk silinerek ciddileşti.

"Başına iş mi açtın! Ya bir şey olsaydı sana, fark edilseydin?" Dedi.

"Olmadı ama, hem iddayı da kazandım." Dedim bu sefer sahici sırıtarak. Bana kızgın bir yüz ile baktı.

"Ciddi misin Leyla. İddia diyorsun hâlâ!" Dedi ve beni kendinden uzaklaştırıp, yanına çekti. Yürümeye başladık. Kızgındı ama umurumda değil, boşa kürek çekmektense azcık riskten bir şey olmaz.

Birlikte Ferhat Kozun'un olduğu masaya gittik. Kalabalıktı masası.

"Merhaba Ferhat bey." Dedi Engin. El tokalaştılar bana da baş selamı verdi, bense aynı şekilde karşılık verdim.

"Bizim erken ayrılmamız gerekiyor, gitmeden tekrar iyi eğlenceler dilemek istedim." Dedi. Ne ara konuşmuşlardı? İki dakika koridorda durdum sadece adam boş durmamış.

"Ah neden?" Diyerek sordu. Engin'e çaktırmadan baktım.

"Karım bu kadar güzelken onu bir yemeğe kaçırmadan durmayacağımı fark ettim."Dedi Engin, Karım derken Serkana bakıyordu. Şurada bir boklar dönüyordu ve Engin ile Serkan çekişmesinin amacını, sebebini anlamıyordum.

"Ah tabi, sizi tutamam." Dedi Ferhat Kozun ve iyi eğlencelerimizi sunup oradan ayrıldık. Arabaya biner binmez, kendimi koltuğa baygınca bıraktım.

"Öldüm herhalde, ayaklarım."Diyerek sızlandım. Engin'in bakışlarını sol tarafımdan hissetsem de ona dönemdim. O arabayı çalıştırıp, sürmeye başladığında ben topuklu ayakkabılarımı çıkarıp kenara koydum.

YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin