27/YARA

57 5 7
                                    

.
.
.

"Acı eksik parçası ile buluştu."

❤️‍🩹

Biz ne kadar uğraşırsak uğraşalım hayat, her zaman bize zamanı geldiğinde  istediğimizi verirdi. Kocaman istekler, arzular, statü ve bunlar gibi bir çok konu. Uğraşırız ama bir türlü yolunu bulamayız, bunun nedeni yaşayacaklarımızın bizi daha o tarafa yönlendirmemesinden kaynaklıdır.  Çaba, çabala, ister araştır dur. Yaşayacak anlarımızın zamanları vardı. Biz o anlar için bir birikimle donanırdık. 

İşte şimdi karşımızda duran Ferhat Kozun'un en küçük oğlu bize altın tepside sunulan bir mücevherdi. Her türlü kârdaydık. 

"Neden, kurallarınız mı var?" dedi Engin. Mert, Engine baktı ve iç çekti. 

"Evet, genelde evde hep kural vardır, bu normal değil mi? Sizde yok mu?" dedi.

Abimle bakıştık. Biz kurallarla büyümemiştik. Annemiz ve babamız konusunda o kadar şanslıydık ki, her merak ettiğimizi yapmak için bize şans vermiş, yaramazlık yapmamak için kurallar koymamıştı. Çünkü çocuk küçükken yaramaz değil enerji doludur. Bu yüzden enerji atmak için hareketlilerdir, kural koyarsanız onu bozmak ister, diretirseniz  ve fiziksel engellemeye başvurursanız çocuk kafasında bunu yanlış algılayıp saldırgan olabilir ya başka ihtimalle içe kapanık, sosyal yaşantısında zorluklar çekebilirdi. Karşımdaki Mert tam olarak içe dönmüş bir çocuktu. Sürekli kulağında kulaklıkla görmem, yalnız takılması ve genel olarak sessiz durması bundandı.

"Tabi var ama bu kuralları biz birlikte seçiyoruz. Mesela, Bora abinin yüksek sesle maç izlemesi ben uyurken yasak değil mi?" diye konuşmaya atladım. Her evde belli bir kural olduğunu bilirse daha rahat anlatırdı. Mert bana ve Engine bakarken, Engin bana onay verdi.

"Evet o yüzden heyecanımı sessiz yaşıyorum. Bu bazen sıkıcı olabiliyor." dedi ve Mert'e göz kırptı.  Mert gülümserken biraz gözleri yaşarmış gibiydi.  

"Sizde ne gibi kurallar var?" dedim oldukça umursamaz ama samimi durmaya çalışarak.  Mert ayranından koca bir yudum aldı, bu bir takım oyalanma yöntemi miydi yoksa düşüncelerini tartma mıydı? Çözememiştim.

"Evde konuşulan evde kalır gibi bir kural var. Ondan sonra sofrada konuşulmaz, yüksek sesle müzik dinlenilmez, aslında hiç dinlenilmez. " dedi ve boynunun iki yanından sarkan kulaklığına dokundu. Müzik onun sığınağı olmuştu. Bunu rahatça görebiliyorum.

"Bizde de öyle evde konuşulan evde kalır." Dedi Engin. Bu Mert'i rahatlamak için miydi?  Belki işe yarardı. Mert kulaklığına dokunmayı bıraktı.

"Neden sizde mi bir şeyler gizliyorsunuz?"

Mert'in bu sorusu ile üçümüz birbirimize baktık. O evde gizlenen şeyler olduğunu itiraf ediyordu ama bilmediği şey ise çok doğru bir noktaya basmasıydı. Bizde bir şeyler gizliyorduk.

"Biz birbirimizden bir şey gizlemeyiz." Dedim. Sessizlik uzadıkça Mert'in kafası karışa bilirdi.

"Tam olarak öyle, gizlenecek büyük gizemli bir hayatımız yok. Ney isek oyuz." Dedi Engin.

"Ne güzel."

Bu cümlenin altında yatan o üzüntüyü kalbimde bir yerlerde acı acı hissettim. Mert daha genç bir çocuktu, böyle üzüntülü hâl için fazla genç. Fark ediyorum ki, zengin  veya fakir fark etmeden her insan dertlerle sınanıyordu. Mert için belki maddi bir sıkıntı değildi ama içsel bir şekilde sıkıntı çekmesi daha yorucu olmalıydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin