.
.
."Kırmız, yeşil yoktu tek bir şey vardı o da buz gibi olan mavi gözler ve kahveler."
❤️🩹
Bulunduğum oda bana buradan çıkmamı uyaran sözleri, amirin ağzından vermişti ama hâlâ duruyordum."An itibari ile çocuk şubede olduğundan ve bu karakolda olduğundan bu işte varsın." Dedi amir itirazımı kabul etmeyen bir tanıyla.
"Amirim herhangi bir durumda kendini savunamaz o yüzden görev için polis birisinin olması daha iyi olacaktır." Diyen Engine baktım. Çenesi kasılmış ama yine de kendini tutarak konuşuyordu. Tutmasa kırıcı ve öfkeli olabilirdi, deneyimlemiş birisi olarak o halini biliyordum.
"Bora başkomser, iki polis olarak hareketleriniz çok dikkat çeker dediğimi ve o yüzden Leyla Kaytancı ile görevin olmasının daha doğru olacağını dediğimi hatırlıyorum." Dedi amirde onun gibi, çenesini kasıp. İkisi bu konuda anlaşamıyordu ve gerilimi hissediyordum.
"Yani siz bu şubedeysem bu görevde yer almak zorunda olduğumu mu söylüyorsunuz?" Dedim. Onların gerilimi beni şuan ilgilenmiyordu. Şuan ilk önce kendimi anlatmam lazım.
"Evet." Dedi.
"Şöyle ki ben dilekçemi yazdım ve verdim. O yüzden burada kalmayacağım." Dedim daha dilekçemi vermemiş olsam da.
"Hemen dönüş alamayacağını biliyorsun ve zırt pırt yer değişimle uğraşacaklarını hiç sanmıyorum." Dedi bana kesin bir sesle. O sırada oflayarak kalkan Engin, amire küçük bir baş selamı verip odandan çıktı. Amir ona bir şey diyecek gibi oldu ama sonra vazgeçmişti.
Amir ile oda da yalnız kaldığımda derin bir nefes aldım.
"Bakın olmaz, hem bu iş için nereden uygun olduğumu çıkardınız?" Dedim. Evet bu soru daha önce aklıma neden gelmemişti. Neden ben yani? Hayır bir de bu görev için bilerek buraya atandığımı esirgemeden belli ediyordu.
"Bak şimdi asıl sorman gerekeni soruyorsun."Dedi ve gülerek bana baktı.
"Bora'nın bu görev de asi hâl ve davranışda bulunduğu an onunla başa çıkacak birisi lazım." Dedi ama hâlâ anlamıyorum. Bora ile bizim aramızda yaşananlardan bir haberi olmadığına eminim ve bu düşünce nereden çıkmıştı, bilmiyorum.
"Bu kanıya nereden vardınız?" Dedim.
"Buraya geldiğin bir gün Bora başkomser ile baya inatlaşıyor gibiydiniz. Bir de azimli bir genç hanımefendiye benziyorsunuz."Dedi. Eh sonda ki dediklerini iltifat olarak alacaktım ama başı için ne demem gerekiyordu, muamma.
"Yani bu yüzden mi ben?"Dedim. Saçmalık bu yani baya bir saçmalık.
"Mantıklı gelmiyor olabilir ama şuan başka seçeneğin yok."dedi. Taviz vermek istemiyor oluşunu anlıyorum. O bir Amir ve şuan kararının sorgulanması hoşuna gitmiyordu ama mantıklı bir karar olsa sorgulanmazdı.
"Amir bey, ben burada uzun süre kalmayacağım." Dedim.
"Bu görev sona erene kadar senin burada kalman için her şeyi yapacağım Leyla Kaytancı. O yüzden konu burada kapanmıştır. İyi akşamlar."Dedi bana başka bir söz hakkı tanımadığını belirterek. Ayaklandım ve amire son bir cümle kurdum.
"Yanlış yapıyorsunuz." Dedim. Adımlarım kapıya giderken bir cevap vermedi.
Yanlış yapıyordu. Engin ile beni aynı göreve göndermek mantıklı değildi. Tabi hiç bir şey bilmeyen birisi için mantıklı geliyordu ama değildi işte. Neden dinlemiyorlar insanı anlamıyorum hayır boşa konuşmuyoruz burada!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA
General Fiction"Kabul mu ettin?" Arkamdan gelen sesi ile ilk irkildim sonra bıtkın bakışlarla ona döndüm. Kollarını gögüsünde toparlanmış ve kol kaslarını iyice ortaya çıkarmıştı. Önceden bu kadar yoktu. "Mecbur kaldım. Yoksa sana meraklı değilim." Dedim. Dilini d...