.
.
."Urgan bedenlerin, korkunç zindanları."
❤️🩹
Çocukluk...
Belki de en sorumluluk bilmediğimiz tek yaş dilimi.
Belki de en dertsiz, en tasasız olduğumuz yaşlar.
Belki de kimi çocukların acı, korku ile tanıştıkları ilk yaş.
Korku, kayıp, yalnızlık, endişe, panik ve bir daha çok duyguyu taşımayı daha erken yaşta öğrenen yaş, çocukluk.
Çocukluk, gençliğin başları buradaydı. Tek kelime ile bir sürü farklı çocuk hayatı.
Belimde hissettiğim parmaklarla, hemen sol tarafıma döndüm. Engindi, biliyordum ve nedense ondan buraya adımlamak için bana güç verdiğini hissettim.
Kayıplarına karşı, yaşama tutunan bedenlere doğru.
Serkan bizi beklerken, bende yüzümde bir tebessüm ile etrafı inceledim. Normal bir yerdi, yeşil ağaçlar çimenler, kocaman bir yuva, ve biraz uzakta kalan ayrı bir yapı vardı. O biraz uzakta kalan yapının anaokulu olduğunu biliyordum.
"İlk kez geliyorsunuz dimi?" Dedi Serkan. Engin sıkkın bir nefes verişini duydum.
"Evet, kaç kez gelmemiz gerekiyordu." Dedi aslında soru sormuyordu ama Serkana ters bakışlar atmamaya özen göstererek cevapladı.
"Doğru, artık sık sık Leyla gelecek."Dedi bana dönüp, gülümseyerek.
" Böylece bende gelmiş olacağım." Dedi Engin buz gibi bir sesle. Ona döndürdüm bakışlarımı ve o bakışlardan gizlemeden hoşnut olmadığını belirten bir ifade gördüm.
"Öyle mi?" Dedi Serkan baya kinayeli bir tonda. Bu salak acaba evli olduğumuzun farkında değil mi? Neyin didişmesi bu?
"Her gün beni almak seni yormasın canım." Dedim olayı toparlamak için. Engin onu anladığımı, anlamıştı. Başını bana doğru, yüzüme doğru eğdi ve sanki Serkan orada yokmuş gibi gözlerime baktı.
"Sadece almak değil, sabahları seni bırakmak bile bir lütuf olur benim için." Dedi. Yavaş bir nefes aldım, bir elim Engin'in yanağında yer alırken, Serkanın sesi girdi araya.
"İşler aksamaya gelmez Bora. Gerekirse ben bırakırım Leyla'yı." Dedi. Her işe burnunu sokacak mıydı bu? Böyle giderse bir gün patlayıp her şeyi mahvedeceğim olacak.
"Hangi sıfatla?" Dedi Engin. Belimde ki elinin kasıldığını hissettim. Hemen ardından tekrar konuştu.
"Şoför mü oldun, haberimiz yok?" Dedi Engin. Kuru bir öksürük çıkardım ve o sırada Engin'in bel boşluğunu çimdikledim. Umursamadı veya hissetmedi.
"Yok, arkadaşlıktan hem eve gideceği zaman aynı yere gidiyor olacağız. Burada olduğum sürece ben eşlik ederim diye düşündüm." Dedi Serkan.
"Yok sen eşlik etme. Ben karıma eşlik ederim." Dedi Engin ve bana kısa bir bakış atıp, tekrar Serkana döndü. Bu dönüşü kısa sürdü ve tekrar bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA
General Fiction"Kabul mu ettin?" Arkamdan gelen sesi ile ilk irkildim sonra bıtkın bakışlarla ona döndüm. Kollarını gögüsünde toparlanmış ve kol kaslarını iyice ortaya çıkarmıştı. Önceden bu kadar yoktu. "Mecbur kaldım. Yoksa sana meraklı değilim." Dedim. Dilini d...