.
.
."Onca anı içinden seni seçmesi acımasız bir hareketti, hayatın.",
❤️🩹
Geldiğimiz karakolda, ifadem alınsın diye bekliyordum. Beni getirdikleri oda da tek başıma dururken, düşünmemeye gayret ediyorum. Ama onu görürsem nasıl davranmam gerek? Hiç bir şey olmamış gibi mi? Tanımıyor gibi mi?
Sesli bir soluk verirken kapı açıldı. Bakışlarım kipriklerimin altından giren kişiye gitti. Beni gördüğünde kapıya dönüp oradan geçen bir polis memurunun durdu.
"Hanımefendiyi neden odama aldınız?" Diye sordu. Alt dudağımı kanatmak istercesine ısırdım. Beyefendiye bak!
"Ben bilmiyorum başkomserim." Polis memuru olayı bilmeyen bir memurdu. Hızla oturduğum yerden kalkıp, kararan bakış açım yüzünden biraz bekleyip ona bir kaç adım attım. O yeni kapıyı kapatıp bana dönüyordu.
"Senin olduğunu bilseydim çoktan başka polis memuruna ifademi verirdim." Dedim. Çenemi dikleştirip ona boş gözlerle bakarken. Aynı bakışları o da bana gönderiyordu.
"Buna inanacağımı düşünmedin umarım." Dedi masasına giderken. Sakin olmalıydım. Kendim için sakin sakin nefes alıp verdim.
"Bariz benim odam da olduğunu biliyorsun. Kapıda ismim yazıyor." Dedi rahatça sandalyesine otururken. Alayla kalkan kaşlarımı ve bakışlarım eşliğinde bende kalktığım yere tekrar oturdum.
"Ona dikkat etmedim."
"Dikkat etsen daha iyi olurdu." Donuk sesi, kendini buza çevirirdi.
"Buraya ifade vermeye geldim. Al da gideyim." Dedim.
"Bende onu istiyorum zaten, gitmeni." Dedi ve önüme bir A4 ile pilot kalem koydu. Ellerini masanın üzerinde birleştirdi..
"Anlat, nasıl başladı olay."
"Ayşe hastanede kalan bir çocuk. Odasına kontrole gittim. Gittiğimde ailesi yanında yoktu. Bu yüzden numaralarını bulmak için uğraşırken ailesi geldi. Bahçede olduğum için erken bir müdahale yapamadım ama adam kızını alıp zorla götürmeye başlayınca polise haber verdik. Tamami ile adamın yobazlığından kaynaklı." Dedim. Bir şey demesi için sessiz kaldım.
" Anladık. Şikayet talebi oluşturulacak. İfadenizi yazıp altına adınızı ve soyadınızı yazıp imza atın." Bir anda döndüğü resmiyet ile elime A4 kağıdını ve kalemi alıp ayaklandım.
"Yazıp bırakırım." Dedim ve odasından çıktım. Tek bir kelime bile dememişti. Burada yaz demesini beklemiştim. Demek ki bir an bile beni orada, odasında istemiyordu.
Köşe de olan ayaklı masaya gittim ve doldurmaya başladım. En sonda istendiği gibi adımı ve soy ismimi yazıp imzamı attım. Kağıdı bir süre öylece bakakalsam da hemen kendime gelmiştim. Onun odasına götürüp bir daha karşı karşıya gelmemeyi hem o hem ben istemeyeceğim için bir tane polis memurunun durdurdum.
"Bunu Engin başkomisere verir misiniz?"Dedim. Bana kaşları çattı sonra hemen toparladı.
"Ah tabi ki." Diyerek kabul etti ricamı. Oradan ayrılırken midemin kazandığını anca hissediyordum. Ağustos ayının verdiği sıcaklık ile çabuk acıktığım varsayıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA
General Fiction"Kabul mu ettin?" Arkamdan gelen sesi ile ilk irkildim sonra bıtkın bakışlarla ona döndüm. Kollarını gögüsünde toparlanmış ve kol kaslarını iyice ortaya çıkarmıştı. Önceden bu kadar yoktu. "Mecbur kaldım. Yoksa sana meraklı değilim." Dedim. Dilini d...