Lanet

108 7 0
                                    

Şenlik ateşinin başında her bir yiğit oturmuş aşlarının gelmesini sabırsızlıkla bekliyor idi .Kuzular kesilmiş odun ateşinde çevrilmişti. Çesitli baharatlar la süslenmiş etin kokusu Kahire yi sarmıştı. Vien etin kokusunu derince içine çekti .

Aklına ekibiyle her ay toplanıp  yaptıkları mangal keyfi gelince hüzünlendi. Kaşlarını çattı, nefesini soluksuz  kâlırcasına bıraktı.
Şu efkarlı haliyle tutkunu olduğu
sigara, birde kahve ne güzel giderdi  bu ateşin başında.
Ne çok özlemişti arkadaşlarını, Ateşi, Alazı. Gözleri doldu ,bu ayrılık ne yaman bir şeydi .

Göktuğ Rana'nin iç çekişi ne önce içten bir tebessüm gönderdi.Sonra sevdicegïnin gözleri dolu , üzgün haline içi acıdı.

"Biliyormusun Göktuğ  ,Sevdiğim arkadaşlarımı ,kardeşimi görmeyeli sanki yıllar geçmiş  gibi, ve ben onları deli gibi özlüyorum öylesine hasret kaldım ki   onlara , bana bu yanlızlığın içinde ki tek teselli senin varlığın,bana nasıl güç veriyor bilemezsin içindeki o naif sevgi. Bunları söyleyerek bencillik  yaptığı mı biliyorum .Sana istemedende olsa umut veriyorum belki bir gün beni sever sadece Zaman diyorsun içten içe .
Göktuğ bir an afalladı ve vücudu kasıldı  yerinde tepkisizce soluk almadan bekledi..Rana onu bu denli  nasıl  tanıyor , aklından geçenleri okuyabiliyordu .Bu hatun gerçekten çok farklı ve eşsiz bir mücevher gibi bunca kalabalığın içinde dahi parlıyordu.

Rana daha fazla kendini tutamadı .İlk defa içinde ne var ne yok dökmek istedi .Daha fazla tasıyamıyordu sırtındaki yükleri. Çaresizligin solukları nı tek seferde bırakıverdi. "Sana yaşattıklarım ve hissettirdiklerim için özür dilerim. 
Sen benden daha iyilerine layıksın,ben sana beladan başka bir şey getirmem.Zira en sevdiklerim, annem , babam benim bu lanetim yüzünden katledildiler. Benim yüzümden seninde başına bir iş gelmeden var git yoluna bizim için bir umut yok zaten biz diye birşey de yok , yeterince yaram var iken birde sen yara olma bana zira kaldırabilecek dermanımda yok  " Dedikten sonra bir hıçkırık koptu ağzından  .
Soğuk Nevale dedikleri Vien hiç olmadığı kadar duygu seliyle dolmuş , gözlerin deki muslukları sonuna kadar açmıştı.

Gözlerinde bekleyen damlalar bu anı bekliyormuş gibi aşşağı süzülüverdi.

Göktuğ sevdicegïnin bu haline daha fazla dayanamayıp Vienin başını göğsüne doğru çekmişti.
Vien  uzun zamandır sarılmanın verdiği sıcaklığın etkisiyle hislerini  salıvermiş, hıçkıra hıçkıra ağladı.

Göktuğ
" Ağla gözümün nuru ağla ki dertlerinde  gözyaşların gibi akıp gitsin .İçindeki gam keder yok oluversin .Ben sana yara değil yaren olmak istedim. İstedimki gönlünde sevda çiçekleri açtıran ben olayım.

Sen bana dert değil anca başıma tac olursun. Kendine nasıl lanet dersin ,hiç mi göremezsin kendindeki   Aydınlığı
Birde benim gözümle bak o zaman kendine gör   bendeki seni ......"

Rana'nin lavanta kokusunu içine derince soludu .Ne çok seviyordu onun kokusunu

" Yeter  bu son olsun ,gayr-ı  gözyaşların yüreğimdeki yangını ancak harlar durur bu döktüğün inciler.Yüreğindeki  hasret ataşını söndürem bilirim.

  Ama dilersen vuslata erdiririm, Sevdikleri ne kavuşturmak için  seni yerin altında dahi olsalar bulur getiririm yanına hasret kaldıklarını. ."

Vien ,Göktuğ un söyledikleriyle hüzünleniyor  bir yandan da dinlediği  kalp atışlarının sesiyle huzur buluyor ,yaptığın ın yanlış olduğunu bildiği halde  sarmalanmış bu kollardan ayrılmak istemiyordu.

Kötü Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin