38. Bölüm: "Kayboluş."

381 31 8
                                    

Gözlerini yavaşça araladı. Koyu kahverengi gözleri beni buldu. "Lisa..."

Heyecandan ne yapacağımı şaşırarak ayağa kalkmaya çalıştım. İlk ayağa kalkma denemem de sağ bacağımda hissettim acı ile inleyerek tekerlekli sandalyeme geri oturdum. Ablamda inlememi duyunca yataktan kalkmaya çalıştı. Oda muhtemelen vücudunda hissetti yaralar yüzünden inleyerek yatağa yattı.

Siyah saçları sağılmış ablama baktım. "İyi misin?"

Başını salladı. "İyiyim."

"Beni hatırlıyorsun, değil mi? Az önce Lisa dedin... Yanlış duymadım değil mi? "

Ablam gülümserken sol gözünden bir damla yaş aktı. "Tabiki de seni hatırlıyorum." Gözlerini benden kaçırıp etrafa bakınmaya başladı. Etrafa baktığı her saniye gözlerindeki korkunun arttığını görebiliyordum. "Neredeyiz biz? Wiskor yoksa seni de mi yakaladı? Olamaz! Hepsi benim suçum! Lisa çok özür dilerim! Arkadaşların nerede? Onları da mı yakaladı!"

"Sakin ol. Wiskor'dan kurtulduk. Hiç birimizi yakalayamadı. Bundan sonra da yakalayamayacak."

Gözlerimin içine dikkatlice baktı. Sanki gözlerime baktıkça güçlenir bir hali vardı. "Bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

Kendimden emin bir şekilde gülümsedim. "Artık beraberiz. Biz beraberken kimse bize zarar veremez."

Gözlerin de hem hüzün hem de mutluluk vardı. "Bu haksızlık."

"Ne haksızlık?"

"Annemize bu kadar benzemen, haksızlık. Gözleriniz bile aynı." Annemiz... Ben anneme mi benziyordum? Yıllarca dünyada beni büyüten ailemden, ölen Anneanneme benzediğimi söylerlerdi. Çünkü ne anneme, dedi babama benziyordum. Resmini sorduğum da hiç resminin olmadığını söylemişlerdi. Şimdi bir kız geldi, ve gerçek annem benzediğimi söyledi. "Nasıl bir aileniz vardı?"

"Ailemiz." diyerek düzeltti beni. "Annem, babam ve iki abimiz var. Büyük abim; Zafer. Küçük abim ise Çınar. Biz ikimiz küçük kız kardeşleriz."

"Sanırım bu ünvandan hiç kurtulamayacağım."

"Neden ki?"

"Dünyadaki ailem... Kuzey adın da abim vardı."

"Onları özledin mi?" Ablamın sorusuna başımda onayladım. Onları cidden özlemiştim. "Biliyor musun, benim seni kurtarmaya gideceğimi duyunca gelmeye çalıştı. Güçleri olmadığı halde... Ona ölmeyeceğime dair söz verdim." Sargılı ayağıma baktım. "Ama yaralanmayacağıma dair bir söz verdiğimi hatırlamıyorum."

Ablam gülümseyerek yatağından doğruldu ve hafif oturur bir pozisyona geldi. "Abla. Anlat bana. Ben bayıldığım da ne oldu? Siz nasıl kurtuldunuz?"

Ablam derin bir nefes aldı. "Kızlarla beraber senin yanından ayrılıp çıkışa giderken önümüzü kestiler. Bir sürü asker önümüzde duruyordu. Ben etrafı zar zor görüyordum, kızların ikisi koluma girmişti. Şu su gücü olanla, sınırım elektrik güç olan..."

"Yani Damla ve Leyla."

"Evet sanırım onlar. Her neyse. Kızların ikisi beni tutuyor olduğu için diğerleri savaşacaktı. Rana haklı olarak sayıca üstün olan askerleri yenmeyeceğimizi düşündüğü için dediğini dinleyip ışık büyüsü kullandı."

"ma ben gelemedim. Siz nasıl kurtuldunuz?"

"Askerler verilen emri uyguladılar ve saldırdılar. Kızların hepsi birleşip koruma kalkanı kurdular. Oradan bir adamın bağırdığını duydum şey demişti..."

KAYIP ELEMENTLER | KİTAP OLDU! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin