43. Bölüm: "Aile."

361 31 18
                                    


Yatağımdan sıçrayarak uyandım. Ellerimle yüzümü kapatıp birkaç saniye kendime gelmeye çalıştım. Her gözümü kapattığım Wiskor gözlerimin önüne geliyordu. Ellerimi yüzümden çekip etrafıma bakındım. Hava daha karanlıktı. Telefonumu yastığın altından çıkartıp saate baktım. 2.30. Harika... Uyumayı ümit ederek tekrar başım yastığa gömdüm. Yarın için güç toplamam, uyumam gerekiyordu. Gözümü kapattığım da bu sefer de Wiskor'un benimle aynı olan o korkutucu gözleri aklıma geldi. Açtım. Kapattım. Wisko. Yine açtım. Ve yine kapattım. Yine Wiskor. Bu gece kolay kolay uyuyamayacağımı anlayıp su içmeye kalktım. O adam -adam demeye bir şahit- gözlerimin önüne her geldiğin de korkuyla sıçrıyordum. Ondan korktuğum için kendime ne kadar çok kızsam da gerçek buydu. Ondan korkuyordum. Ama ondan korktuğum kadar da nefret ediyordum. Su içtikten sonra uyumak için tekrar oturma odasına gidecekken bir tıkırtı duydum. Umursamadım. Kafamdan uydurduğumu düşündüm.

O kadar çok şey yaşamıştık artık normal olmayı özlemiştim. Güçlerimi her ne kadar çok seviyor olsam da bazen eski, sıradan halimi çok özlüyordum. Babamla kamp yaptığım günden önceki günleri... Oturma odasına gireceğim anda tekrardan bir tıkırtı sesi duydum. Bu sefer ses mutfaktan gelmişti. Kafamdan uydurmadığıma yemin edebilirdim. Yavaşça mutfağa doğru ilerleyip kim olduğuna baktım. Mutfak tezgahın önünde bir karartı vardı. Yanlış görüyor olamazdım değil mi? Kim olabilirdi? Hırsız? Katil? Ya da Wiskor? Hayır Wiskor olamaz. O buraya gelemez. Değil mi? Mantıklı düşün Lisa. Wiskor burada olduğunu bilmiyor. Sakin ol. Ateş topu yapacağım sırada karşındaki kişinin hırsız olma ihtimali ile ateş topunu yok ettim. Yani şöyle söyleyeyim, karşımdaki kişinin güçlerimi bilmeyen bir olma ihtimali ile ateş topumu yok ettim. Hızlıca oturma odasına girip karşımdakine karşı kullanabileceğim bir eşya aramaya başladım. Masasının üstünde meyve ve meyve bıçağını görünce gülümsedim. En azından tehdit etmek için kullanabilirdim. Kızları uyandırmayı düşündüm. Onları uyandırırken yapacakları sesten dolayı bu düşünceden de vazgeçtim. Mutfağa doğru hızlı adımlarla ilerleyip elimdeki bıçak ile mutfağın ışığını açtım.

Annem ile karşılaştığım da ikimiz de şaşırmıştık. "Anne?"

"Lisa? "

"Ne işin var senin burada?""

"Asıl senin ne işin var burada? Bıçakla?" Bir elimdeki bıçağa, bir de anneme baktım. Bir de annemin elindeki tatlı tabağına. "Hırsız geldi sanmıştım."

"Hırsıza meyve bıçağı ile mi saldıracaktın?"

Bıçağı masaya bırakıp sessizce konuşmaya devam ettim. "Önlem amaçlı almıştım. Ne olur ne olmaz diye. Sen diyette değil miydin?"

Annem boğazını temizledi. "Benim biraz midem kazındı ondan geldim. Baktım dolapta da yemelik bir tek tatlı kalmış. Biraz yiyeyim dedim." Dolapta yemelik bir sürü şey olduğunu ikimizde biliyorduk.

"Niye uyanıksın?"

Bu sefer anneme yalan söylemek yerine gerçeği söyledim. "Rüyamda Wiskor'u gördüm. Uyuyamadım."

"Normalde bunu asla yapmam fakat nasıl bir psikoloji içinde olduğunu anlayabiliyorum. Omuzunda bir sürü yük... Bu uyumanı çok zorlaştırır. Uyku hapı vermemi ister misin?"

Annemin ciddi ciddi sordugu soruya şaşkınlıkla cevap verdim. "Sen de neden uyku hapı var ki?"

"Uyku hapı uyuyamayan insanlara lazım olur Lisa. Ve ben sen gittiğinden beri doğru düzgün uyuyamıyorum. Bu yüzden aldım. Vereyim mi sana da? Ama yarın vereceğim. Tam sana ağır gelir." Annemin dediklerini karşılık hiçbir şey demedim. Sadece başım aşağı yukarı saldım. Annem mutfaktan çıkıp birkaç dakika sonra geri geldi. Verdiği yarım hapı suyla içtim. Anneme iyi geceler dileyereki yatağıma döndüm. Dediklerini düşünüyordum. O anfark ettim ki insanlara zarardan başka bir şey getirmiyordum. Benim yüzümden herkesin canı yanıyordu. En kısa zamanda buna bir çare bulmalıydım. Şimdi değil belki ama en kısa sürede. Düşüncelerimle beraber uyku hapının etkisiyle derin bir uykuya daldım. Tek umudum tekrar kabus görmemekti.

KAYIP ELEMENTLER | KİTAP OLDU! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin