60. Bölüm: "Karanlık Savaş."

383 22 77
                                    



Yaşam ve ölüm.

Mücadele.

Kazanmak yada kaybetmek.

Herkes bunlar içim savaşıp, can veriyordu. Bazıları kazanmak için gittikleri o yolda kaybedip geri dönüyordu. Bazıları o yolda ölüyor. Ama birileri illaki kaybediyordu. Fakat bu gün her şey çok farklı olacaktı. Bu gün. Kaybeden biz olmayacaktık.

Bir yıldır buradaydım ve genellikle hep çalışıyordum. Özellikle son yedi ayda yapmadığımız çalışma programı kalmamıştı. Savaşmadan kazanmanın yöntemlerini aradık fakat hiç biri bu savaş kadar etiketli olamazdı.

Şimdi geçtiğimiz bu portalda, adım sesleriyle beraber beklemediğimiz bir manzaraya bakıyorduk. Wiskor'un savaş hazırlığı yaptığımızı ve hazırlık yaptığını tahmin ediyordum fakat bu kadarını beklemiyordum. Şatonun biraz ilerisinde ki büyük ordu hepimizi şaşırtmıştı.

Geri adım atmak isteyen atımı çekiştirerek ileri doğru ittirdim. Bizim tarafımızda olan herkesin kulağında küçük, çıkmayacak bir kulaklık vardı. O kulaklığı sadece kendimiz elle çıkartabilirdik.

Ses tonumu kendimden emin tutarsak konuştum.

"Bizi karşılayacaklarını biliyorduk. Merak etmeyin. Bu gün Wiskor'un hakimiyeti son bulacak. Beni takip edin."

Atların yavaş adımları ile ilerlerken Ateş ejderhası ortaya çıktı. Korkmuş görünüyordu. Biz atlarla yavaşça ilerlerken oda yanımızda ilerliyordu.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun!? Hemen geri çekilin!"

Fısıldaması bile bağırmak kadar etkiliydi. Kulaklığıma bir kere dokunup herkesin beni duymasını engelledim. Bizim ön takım hariç kimse kulaklıktan bir şey söylemezdi. Sadece biz emir vermek için konuşabilirdik.

"Şşt! Sessiz ol. Bu savaş bu gün bitecek. Artık kaçmayacağım. İster yanımda ol, ister git."

Sabır dilenircesine baktı bana. "Sana yardım etmek istiyorum. Fakat yapamam!"

"Ne? Neden?"

"Ne olursa olsun ben ateşim Lisa. Ateş tam anlamıyla benim. Ve Wiskor'unda ateş gücü var. Ona istesemde karşı çıkamam. Ateş gücü olan kimseye karşı çıkamam. Ama Dragonlara ve ablanla sana güç takviyesi yapabilirim. Bu arada birazdan bir gelecek haberin olsun."

"Kim?"

Allah aşkına savaş başlamak üzere, karşı orduyla aramızda oldukça büyük bir mesafe var ama hangi çatlak gelirdi şu an yanıma?

"Göreceksin."

Ateş ejderhası havaya yükselip birden parladı. Daha sonra yok olurken Ateş dalgası hepimizin üzerine yayıldı. Fakat bu canımızı yakmamıştı. Aksine, daha da güçlendiğimi hissediyordum.

Daha sonra bir portal açıldı tam olarak önümde. Ben durunca herkes durmuştu. Herkes tetikte, portaldan çıkacak olan kişiyi beklerken Werola'yı gördüm. Diğerleri onu tanımadığı için saldırmak içim emrimi bekliyorlardı. Kulaklığımı açmak yerine bağırdım.

"Sakin olun. O bizden!"

Herkes derin bir nefes verirken Werola bana bakıyordu. Kördü Werola ama beyaz gözlerinden bana baktığına yemin edebilirdim. Şu an ise merak ettiğim başka bir şey vardı. Onca zaman sonra, neden şimdi çıkmıştı ortaya?

Onu hem özlemiştim. Hemde çok kırgındım. Beni bu kadar uzun süre yalnız bırakmamalıydı. O adar sorumun içerisinde bir gün açıklama yapacağını söyleyip çekip gitmişti. Şimdi ise teyzem olduğunu öğrendiğim Werola karşımda duruyordu.

KAYIP ELEMENTLER | KİTAP OLDU! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin