My Worlds

yatağıma hoşgeldin

Not: bölüm düzenlendi

Jimin

Ne diyeceğimi bilmiyordum. Benden kocamı yatağına sokmamı istiyordu. "Üzgünüm kralım lakin benden böyle birşeyi nasıl istersiniz eşimi ellerim ile nasıl başkasının yatağına koyarım." Hiddetle yerinden kalkınca geriledim.

"Benim eşimden 'eşim' diye bahsetme omega. Eğer alfa ile mühürlenmezsem ikimizde öleceğiz ruh eşi kitabını bilmiyor musun? Bebeğinin babasının ölmesini mi istiyorsun?" Bağırarak konuşması bebeğimi saldırmaya geçirmişti.

Ellerimi karnıma sarıp acı dolu inlemelerim ile yere çökünce delta hızla yanıma gelmişti. "Ben özür dilerim yemin ederim deltam sinirlendi. Ben sana bağırmak istemedim çok özür dilerim omega"

İyice yerimde sinmiş, acıdan dolayı bayılmak üzereydim. "Sakin ol omega seni şifacıya götüreceğim ikinizde iyi olacaksınız tamam mı?" Korkmuş muydu? Az önce benden istediği şey ölüm fermanımdı. Şimdi ise korkuyor muydu?

Birden havalanmam ile delta'nın kucağında olduğumu anlamıştım. Şifacı'nın odası olduğunu tahmin ettiğim odaya girdiğimizde beni yatağa yatırmış ve dışarı çıkmıştı.

Şifacı benimle hiç konuşmadan bebeğimi kontrol edip kralın yanına gitti. Kapıdan konuşulanlarla ağlamam şiddetlendi.

"Bebek çok iyi kralım türünü belli etmiyor ama alfa olduğunu düşünüyorum. Çok güçlü ve sinirli. Omega henüz çok genç eğer üzülmeye devam ederse kendisinin ve bebeğinin sonunu getirecek efendim."

Sesler kesilmişti. Herkes bebeğimin alfa olduğunu düşünüyordu evet. Ama ben çocuğumun canıyla kumar oynuyor gibi hissediyordum.

Benim biricik bebeğim omega babası yüzünden ölebilirdi.

Ağlama seslerimi duymuş olmalı ki alfa içeriye girdi. "Lütfen ağlama omega sarayımda ki sifacılar bir numaradır. Eğer sende kendine dikkat edersen bebeğin de sende iyi olacaksın. Ah be küçük neden bu yaşta hamile kaldın ki daha çok gençsin hayatına kim bilir kimler kimler girerdi neden bu kadar erken evlendin?"

Sorar gözlerle bakıyordu ama ben bunlara cevap veremezdim. "Üzgünüm kralım lakin bu konuları konuşamam beni mazur görün" başını onaylar şekilde sallayıp elimden tutup kaldırdı.

"Biliyorum omega senin içinde zor ama eğer alfayı ikna edemezsen ikimizde öleceğiz. Benim ölmem umrunda değil biliyorum ama alfa ölürse bebeğine ne olacak lütfen bunu düşün"

Kafamı önüme eğmiş elimi delta'nın elinden çekmiştim. "Öyle demeyin kralım siz bizim kralımızsınız eşi- alfa'nın ölümüne nasıl üzülürsem sizin ölümünüze de öyle üzülürüm."

Yüzünde yan bir sırıtış vardı. Neden bu kadar sert bir adamdı ki anlamıyorum. "Yani bu kabul ediyorum demek ki omega" ağlamak istedim ama gözyaşım düşmedi.

"Kabul ediyorum delta. Söz veriyorum ona asla yaklaşmayacağım ikinizin de canı benim için çok önemli"

Jungkook

Kral jimin'in yanına gittiğinden beri uzun bir süre geçmişti. Ne yapıyorlardı ne konuşuyorlardı bilmiyorum ama delta'ya asla güvenmiyorum.

O çok sinsi biriydi omegamı kandırabilirdi. Kapının açılması ile jimin'in geldiğini düşünerek kafamı çevirdim ama içeri iki asker girdi.

Üzüntüyle başımı eğerken askerlerin ardından bir bedenin daha içeri girmesiyle kafamı kaldırdım. Omegam karşımda duruyordu.

Koşarak yanına gittim sarılmak için ama izin vermedi. "Jimin neden izin vermiyorsun beni özlemedin mi omegam" gözleri gözlerime çıktı.

"Bana neden omegam diyorsun alfa. Ben boynunda mühür görmüyorum." Elim boynuma çıktı ve mühür yerini yokladı.

"Yemin ederim ben silmedim Jimin. istemedim silinmesini sen benim omegamsın bebeğimin babasısın." Gülüyordu ama samimi guluslerinden değildi.

"Kurdun bana yeterince bağlı değilmiş alfa. ben senin eşin değilim artık" sesi çatallaşmıştı. Kendime lanet ettim onu üzdüğü için kurdum da tepiniyor ve dışarı çıkmak istiyordu ama şuan sırası değildi.

"Beni kendinden mahrum etme Jimin lütfen yapma bunu bize sana yalvarırım." Gözünden düşen bir damla yaş için canımı vermek istedim. "artık biz yokuz jeon. Bizi bağlayan tek şey karnımdaki yavrumuz. Bu yüzden senden birşey istemek zorundayım"

Merakla gözleri içine bakıp devam etmesini isterken gözünü kaçırdı. Elini karnına sarıp konuşmaya başladı. "Doktor üzülmeye devam edersen ikinizde ölürsünüz dedi ve sen bu çocuğun babasının. Ölürsen üzülürüm. Ölmemek için delta ile mühürlenmen gerekiyor."

Tek nefeste söylemiş, nefesimi kesmişti. Benden istediği şeyin farkında mıydı? Ayağa kalktığımda bağırarak konuştuğumun farkında değildim. "Benden ne istediğinin farkında mısın! O delta senden bunları istiyor değil mi? O herif senin aklına giriyor!" Oda ayağa kalkmıştı.

"Gerçekler bunlar jeon birinin aklıma girmesine gerek yok. Ölmek istemiyorsan, ölmemizi istemiyorsan git ve mühürlen ben bebeğini görmene izin vereceğim korkma." İnanamıyormuş gibi yüzüne baktım.

"Sence sıkıntı bebeğimiz mi Minnie. Sen ne olacaksın? ben sadece seni düşünüyorum delta yada ölmem umrumda bile değil" ağlıyordu.

"Sen ölürsen bizde ölürüz salak. O yüzden lütfen git ve mühürlen. Ben artık Park'ım Jeon değil." Elimi boynundaki mühürün üstünde gezdirdim.

"Sen hala benim mührümü taşıyorsun omega kendine gel ve benimle düzgün konuş. Sen Jeon Jimin'sin" elimi hiddetle itti. Oda artık bağırıyordu.

"Aynı anda iki kişiyi sevemezsin jeon ben senin omegan değilim mühür yakında silinir zaten. lanet olsun git mühürlen ve ölme. Yaşamamıza izin ver jeon lütfen" severim diye bağırdım. "Ben senide severim Jimin lütfen beni bırakma"

Yere oturmasıyla dizinin dibine oturdum kafamı dizlerine koyup ellerini saçlarımdan geçirmesine yardım ettim. "Lütfen git ve bugün bu işi bitir Jeon. Eğer yarın delta mührünü göremezsem köyüme geri dönerim. Bebeğimi bile göremezsin"

Çaresizlik ile başımı salladım sadece bu an hiç bitmesin istiyordum. Elleri saçlarımda akşama kadar otururdum. Benden gitmesin diye herşeye razıydım.

Yazar

Jimin delta'ya olanları anlatmıştı. Delta, Alfa'nın ikna olacağını düşünmüyordu. Çok seviyormuş omega'yı diye düşündü.

Şimdi ise odasına doğru gidiyordu. Alfası onu odalarında bekliyordu. Mühürlenmek için sabırsızdı. Kapıyı açıp içeri girdiğinde alfa yatağın üstünde oturmuş düşünüyordu.

Geri dönüş yoktu artık jimin'e söz vermişti.

"Yatağıma hoşgeldin alfam"

--------