ikizler

4.8K 357 114
                                    

Düzenlendi

Taehyung

Jungkook ile taht odasında oturmuş jimin'in ne zaman bulunacağına dair konuşuyorduk ki içeri Taemin'den sonra en prestijli askerim bogum girdi.

"Efendim omega'yı bulduk fakat yanında sığındığı kişiler omega'yı vermeyi kabul etmedi. Aralarında ölüm emri verilmiş imparatorda var."

Gözlerim şokla açılmıştı. "Zhang Yixing burada mı Kore'de mi saklanıyor?" Sorulduğum sorusuyla jungkook yüzüme şaşkınca bakmıştı. "Yixing'i nereden tanıyorsun sen?"

ikimizin de şaşkınlığı boy gösterirken şuan Jimin daha önemli olduğu için kapıya doğru adımladım.

Kolumdan tutulup durdurulmam ile afallamıştım. "Seninle dün ne konuştuk biz taehyung. Bir iki hafta saraya uğramayacacağım. Jimin ile ilgilenmem gerekiyor zaten doğumuna da az kaldı. Arada bir gelir görürüm seni. Hem bu sayede onunla eskisi gibi olmayı başarabilirim belki." Hızlı hızlı konuşup odadan çıkması ile tahtıma geri oturmuştum.

Ona kesinlikle hak veriyordum Jimin ile vakit geçirmesi gerekiyordu. Ve bende en az jungkook kadar barışsınlar istiyordum.

Benim kurdum bencildir. Normalde jungkook'u jimin'den koparmak için elinden ne geliyorsa yapması gerekiyordu ama o tam tersi jimin'in yanında yaşayamadığım çocukluğumu yaşatmak derdindeydi.

Biz iki yakın arkadaş gibiydik onunla. Bundan daha fazlası olmak istiyordum ama daha fazla ne olabilir onuda bilmiyordum.

Bana kralım desin istemiyordum. İsmimle seslensin, ismimi bir de onun ağzından duymak istiyordum.

Ona karşı ne hissediyordum emin değildim fakat ana kraliçe dediğim dedik bir kadındı. Elini korkmadan kana bulardı. Hepinizi öldüreceğim dediyse öldürürdü.

Jungkook

Adının bogum olduğunu öğrendiğim asker ile beraber omegamı buldukları ormana doğru ilerliyorduk. Yixing benim çok yakın bir arkadaşımdı.

Baskın alfaların eğitimi normal alfalardan farklı olurdu ve o zamanlar eğitim için hepimiz adını bile bilmediğimiz bir ülkenin köyünde 15 kişi eğitim almıştık.

Hep en çok sehun, Yixing ve jongin ile yakın olmuştum. Yixing, sehun'un omega ikiziyle -sehun bir gün daha büyük diye her zaman ben onun abisiyim derdi- evlenmişti.

Yixing acımasız lakaplı biriydi ki her zaman sert biriydi evet ama asla kimseye kötülüğü dokunmamıştı. Sehun'un ailesi evlenmeyi reddedince omega'yı kaçırmış ve Çin'de düğünleri olduktan sonra imparator koltuğuna oturmuştu

Jongin'den ise bir daha hiçbirimiz haber alamadık. Öldü bile diyenler olmuştu ama o savaşçı bir karakterdi kolay kolay ölmesi imkansızdı.

"Efendim kulübeye geldik" bogum'un uyarısı ile beraber önümdeki tek katlı küçük klubeye bakmış, bir çin imparatorunun nasıl böyle bir yere düştüğünü merak etmiştim.

Önümdeki kapıyı üç kere tıklatmam ile kapıyı ilk gördüğümde tanıdığım Yixing açmıştı. Birbirimize kocaman sarılmıştık.

"Hey alfa altta olmak nasıl bir duygu anlatsana" arkadan duyduğum sesi tanıyamamıştım fakat karşısına geçince onun bizim sehun olduğunu anlamam zor olmamıştı.

"Sizinle sohbet etmek isterdim lakin omegamı almalıyım" Yixing elini omzuna atmış yerdeki minderlerden birine oturmuştuk.

"Merak etme omegam ile beraberler. Şifacı omegamı kontrol etmeye gelmişti. O da hamile eşin 8. Ayını doldurduğu için türünü öğrenmek istedi beraberinde gittiler."

Gözlerimin dolmasıyla sehun acımış gibi bana bakıyordu. "Ağlama koca bebek şuan daha önemli konular konuşmamız gerekiyor. Ayrıca omega bize herşeyi anlattı. Seni öldürmemek için nasıl zor duruyorum biliyor musun?"

Sehun yaparım diyorsa yapardı. O Yixing kardeşini kaçırınca Yixing'in Kore'de kaldığı evi ateşlere vermiş biriydi.

"Daha önemli olan ne sehun hiçbir şey benim omegam ve bebeğimden önemli değil" bu sefer konuşan Yixing olmuştu.

"O yüzden mi gecenin bir yarısı omegan kapımı çalıyor ama sen ertesi günün akşamına geliyorsun. Bak çok inandırıcı şuan" dalga geçer gibi konuşması sehun'un ciddi sesiyle bölünmüştü.

"Bir ay kadar önce hırkamın cebinde bir kağıt buldum. Dayı olmanın şerefine hediye mediye birşeyler yazıyordu. İlk başta kimseye söylemek istemedim ama Yixing ve diğer çoğu baş alfa'nın da bu kağıtlardan aldığını duydum."

Kafamı olumlu anlamda salladım. "Bende aldım" kafasını sallamıştı.

"Tahmin etmiştim. Jongin'den yardım istedim ve kabul etti araştırmaya başladı. Kağıdı gönderenin Choi Hyungmin olduğuna dair kanıtları var"

Gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. O hepimizin eğitmeniydi, alfaları başı, bizim abimizdi.

"Senin kadar bizde çok şaşırdık ve üzgünüz de ama choi hepimizi öldürmeye kararlı bir plan yapmamız gerekiyor." Sorar gözler ile ona baktığımda seslice nefes vermişti.

"Hepimizin toplanıp bir baskın yapması gerekiyor ve seninde gelmen lazım jungkook. Küçükken adını bile bilmediğimiz o köye geri dönmeliyiz."

Jimin

Jun-myeon'un peşinden bende şifacı ile ormana doğru gelmiştim, bebeğimin türünü öğrenmek istiyordum. Eğer tüm bunlar yaşanmamış olsaydı ben jungkook ve taehyung bebeğimin türünü ve cinsiyetini çoktan öğrenmiş olacaktık.

Kral'a güvenmemem gerektiğini biliyordum chanyeol hyung ilaçları kaybettiğini söylediğinde tedirgin olmuştum zaten ama masum bir sevgiyle güveniyordum ona. Benim için hayal kırıklığıydı sadece.

Şifacı Jun-myeon'un uzandığı yerden kalkmasına yardım ederken eliyle yatağa uzanmamı işaret etmişti.

Heyecanla beklerken Jun-myeon odada bir oraya bir buraya yürüyordu.

"Kraliçem lütfen oturur musunuz? Bebek şuan odada olan herşeyi hissediyor ve oda rahat durmuyor" şifacı'nın dediği ile şaşırmış ve gülmüştüm. Kraliçem mi demişti o Jun-myeon'a.

Yaklaşık beş dakika kadar bir süre elini karnımda gezdirmiş sonunda Gülerek ellerini çekmişti.

"Tebrik ederim sevgili omega biri kız biri erkek iki alfa evladınız olacak" afallamıştım.

"Ama nasıl olur bu şu ana kadar hiç kimse bana iki çocuk olduğunu söylemedi." Şifacı gülmüş ve ayağa kalkmıştı.

"Erkek alfa kız alfayı koruyor efendim. Erkek alfayı anlamıştım organlarını kontrol ederken İkinci bir el hissettiğimde şaşırdım ve elimi karnınızın arka kısmına götürdüm. Ama o sırada erkek alfa kendini oraya kaydırdı. Bu yüzdendi ki kraliçeye kızdım. Sandım ki bebek de hareket etmek istiyor ama iki elimi de kullanınca iki kafa dört el ve dört ayak var. Cinsiyetlerinden de eminim."

Ağlamam ile Jun-myeon bana sarılmıştı ve birlikte ağlamıştık.  Alfam artık hayatımda olamayabilirdi. Ama yerine iki tane mükemmel alfa gelmişti.

Onlar benim için herşeydi.

My Worlds Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin