hepinizi öldürürüm

4.9K 369 134
                                    

Düzenlendi


Jimin

Kapıyı üç dört kere art arda çalmama rağmen kimse kapıyı açmamıştı. Üşüyordum ve hasta olup bebeğimi riske atmak istemiyordum. Kapıyı ittirerek içeriye girdim.

Yerde küçük bir yatak yatağın üstünde de iri yarı bir adam yatıyordu. Tam kapıyı çevirip çıkacakken kimsin diye seslenmesi ile durmuştum.

"Şey ben je- Jimin üşüyordum ve hamileyim bu yüzden gelmiştim özür dilerim. Zaten şimdi gidiyordum." Arkamı dönüp gidecekken kapıdan içeriye çok güzel bir omega girmişti.

Yasemin kokusundan anlamıştım. "Merhaba omega benim adım Jun-myeon şu arkanda ölü gibi yatan adamın eşiyim. Senin adın ne?" Patır patır ve hızlı konuşması acınası durumum içinde bile gülme isteğimi bastırmıştım.

"Adım Jimin çok üşüyordum ve hamileyim bu yüzden ısınacak bir yer aradım." Konuşmam ile kocasına dönmüş ve sırtına bir tane vurmuştu.

"Ne kadar zorbasın zhang o hamile ve sen sobayı yakmak için kalkmadın bile. Ben mi yakayım ha henüz iki aylık hamileyim sen şimdiden bana iş yaptırıyorsun." Kocasına yaptığı manipüle beni gülümsetmiş ister istemez onları izler hale gelmiştim.

"Benim adım Zhang Yixing. Baskın alfayım. Şu sıralar biraz aklım karışık lütfen kusura bakma omega" kafamı olumsuz anlamda sallamış ve gülümsemiştim.

"Benim adım Zhang Jun-myeon. Koreliyim ama gördüğün şu odun Çinli olduğu için tutsak hayatı yaşıyorum"

"Evlenmeseydin"

"Kaçırmasaydın"

(Arkadaşlar bu sulayın fıci var ama yayınlanmadım o kitapta da bu sahneden bahsettim)

Birbirlerine ima ile yaptıkları konuşmalar beni gülümsetmişti.

"Eğer  yanlış anlamazsan bu saatte burada ne işin var Jimin-shi" sorusuyla gülüşüm yüzümde solmuş anlatıp anlatmamakta kararsız kalmıştım.

"Eğer anlatmak istemiyorsa zorlanma omega Jun-myeon meraklıdır sadece" kafamı olumsuz anlamda sallamış, kurdumun bana onlar güvenilir demesiyle anlatmak istemiştim.

"Belki duymuşsunuzdur delta evli bir alfa ile eşleşti. Alfa'nın eşi benim. Bebeğimi aldıktan sonra beni öldürmek istiyorlar bu yüzden kaçtım" Jun-myeon ellerini ağzına sper etmiş ve bana sarılmıştı.

"Canım benim kaderlerimiz ne kadar da benzer. Bizde beni öldürmek istiyorlar diye Çin'den kaçtık" merakla ona bakıp devam etmesini istemiştim ki alfa araya girmişti.

"Sen jungkook'un omegası mısın? Park'lardan gelme Jeon Jimin" kafamı olumsuz anlamda sallamıştım

"Ben artık jeon değilim bana jeon deme lütfen" alfa ellerini omega'sının beline sarmış gülerek bana bakmıştı.

"Tanrım seni gökte ararken yerde buldum" Jun-myeon ve ben ona merakla bakarken kapı kırılacak gibi çalmaya başlamıştı. Alfa kapıya varmadan kırılarak açılmıştı.

Jungkook

Bunca zaman Jimin ve taehyung çok iyi anlaşıyor diye sevinirken meğersem taehyung onu öldürme planları yapıyormuş.

Her gün beraber çiçek sular, şifacıya gider beraber çay içerlerdi. Hoseok ile ne yapıyorsa aynısını taehyung ile de yapıyordu ve ben bundan mutluydum. Aşık olduğum iki adam birbirini seviyor ve iyi anlaşıyorlardı.

Jimin ne kadar iyi niyetliyse taehyung bir o kadar kötü niyetli yaklaşmıştı. Ben odayı terk ederken deli gibi ağlıyordu. Timsah göz yaşlarına kanmayacaktım.

Jimin'i bulup sonra da onunla evimize dönecektim. Taehyung eğer gelip özür diler ve Jimin onu affederse bende affederdim ama bir daha asla yan yana gelmelerine izin vermeyecektim.

Gölün yanına gitmiş geldiğim yol hariç geri kalan 3 yoldan hangisine gireceğime karar verememiştim.

Son karar gölün arkasında ki yolda ilerlemiş, herhangi bir iz bulana kadar saatlerce yürümüştüm.

Hiçbir şey bulamayıp geri dönecekken ağaçların arkasında ki kulübeyi görmem ile kulübeye doğru adımlamaya başlamıştım.

Taehyung

Bir tatlıda birden çok meyve olurda en sevdiğiniz meyveyi sona ayırmak için tabağın kenarına koyarsınız. Sonra anneniz kardeşiniz yesin diye ya da sen sevmiyorsun galiba diyerek alırdı ya o meyveyi, Bir çocuk buna ne kadar üzülürse şuan bin kat daha üzgündüm.

Üstümdeki altın renk hanbok taemin'in kanıyla bulanmış, midemin çalkalanmasına sebep olmuştu.

Odama üstümü değiştirmeye gittiğimde kapımı çalmadan annem içeriye girmişti.

"Ne bu tantana oğlum ne dönüyor burada bu üstünün başının hali ne?" Şaşkınlık ve sinir dolu sesi ile konuşurken sadece omega diyebilmiştim.

"Omega'yı öldürdün mü? Oğlum daha Bebek doğmamıştı doğduktan sonra zaten öl-"

"Omega hakkında tek bir kelime daha etme kraliçe!" Keskin çıkan sesimle yerine sinmiş susmuştu.

"Omega onu öldürmek istediğimi öğrendi. Ona yalan olduğuna dair açıklama yapmama bile izin vermedi anne" yine yere çökmüştüm ve en ufak bir kelime bile beni burda deliler gibi ağlatabilirdi.

"Ne açıklaması taehyung eninde sonunda omega ölecekti zaten" gözyaşlarım benden bağımsız akıyordu.

"Onu öldürmek istemiyorum anne sadece yine çiçekleri sulayalım istiyorum. Bebeği ile konuşurken bana en içten gülümsemesi ile gülsün istiyorum. Çok şey mi istiyorum"

Son sözlerim ile sesim iyice kısılmıştı. Birden çenemi kavrayan parmaklar ile afallamıştım.

"Bana bak taehyung oğlum felan demem öldürürüm seni. Jimin'i mi seviyorsun?!" Kafamı olumsuz anlamda sallayınca çenemdeki parmakları kendini daha çok belli etmişti.

"Eğer omega'ya yaklaşmaya kalktığını görürsem önce onu sonra alfa'nı sonra da seni öldürürüm duydun mu beni. Hepinizi öldürürüm. Duydun mu beni kim taehyung!?"

Ağlamalarım iyice şiddetlenirken kafamı olumlu anlamda sallamıştım. "Aferin benim oğluma eğer annesini dinlemezse ne olacağını çok iyi biliyor. Annesi sözlerini uygular değil mi taehyung. Eğer beni dinlemezse sonunun abisi gibi olacağını bilir benim yakışıklı deltam." Dehşetle anneme bakarken alnıma bir öpücük koyup odadan çıkmıştı.

Ondan tiksiniyordum. Beni tiksindiriyordu ve ben artık dayanamıyordum.

My Worlds Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin