Not: bölüm düzenlendi
Yazar
O günden bu güne tam bir ay geçmişti. Jungkook ve taehyung birbirlerine çok alışmışlardı. Geçen bir ay sürede taehyung jungkook'un her ikisini de sevmesini kabullenmişti.
Bir kalp iki insanı neden sevmesin ki. Jimin'in önünde iki yabancı gibiydiler ama akşam odalarında birbirlerine aşk cümleleri sıralıyorlardı.
Taehyung ve Jimin iyi birer arkadaş gibiydiler. Taehyung bebeğin babası olduğunu kabullenmişti bile. Sorana benimde bebeğim diyordu.
Jungkook her ne kadar Jimin'in yanına gitmeye çalıştıysa Jimin bir o kadar geri adım attı. Jimin herşeyin farkındaydı.
Geceleri çiçek bahçesine inleme sesleri geliyordu bazen. Ağlayarak dinliyordu. Dinlemek istemiyordu ama dinliyordu.
Kurdu hâlâ jungkook'a bağlıydı ve unutmak için nefret etmek istiyordu. Başkasıyla sevişmesi bile sevgisine engel olmuyordu.
Bu sarayda kalmasının tek sebebi eğer kensine bir şey olursa bebeğinin güvenliğiydi. Bu acıyı daha fazla çekmek istemiyordu.
Jimin o gece ilk defa bir başına dışarıya çıktı. Tek amacı biraz oturup temiz hava almaktı. Oturacak bir yer bulamayınca yürüdü de yürüdü.
Göl'e kadar yürüdü. Gölün başında kralın baş askerlerinden biri vardı. Mesafe koymaya dikkat ederek göl kenarına oturdu.
Baş asker taemin yanında gördüğü beden ile kendini geriye attı.
"Ölmek nasıl bir his biliyor musun omega?" Taemin'in sorusuyla afallamıştı. Ama cevap vermedi. Sarhoştu
"Merak etme yakında öğrenirsin?" Jimin kafasını merakla taemin'e çevirdi.
"Ne demek istiyorsun. Anlamıyorum?" Taemin ağır ağır kıkırdıyordu. "Kral seni neden saraya getirdi biliyor musun?" Sorusuyla Jimin taemin'e daha çok yaklaşmıştı.
"Bebeğimin sağ-" sözünü kesen alfa'nın bağırması oldu. "Salak mısın omega! Seni öldürmek için yanında yaşatıyor."
Jimin duyduklarına inanmak istemiyordu. Kral onunla çok iyi anlaşıyordu. Beraber çiçek suluyorlardı. Ve bebeği kendi yavrusu gibi görüyordu böyle birşeyi neden yapmak istiyordu ki ne sıkıntısı vardı
"Kral neden bebeğimi istemesin ki onu kendi bebeği gibi görüyor?" Jimin'in sorusuyla alfa karşısındaki omeganın yüzünü incelemiş ve tekrar toprağa uzanmıştı.
"Senin bu saraya geldiğin ilk gün bana bebek doğduktan sonra omeganın ölüm emrini vereceğim dedi ve bunu tüm saray biliyor. Ana kraliçe bile seni öldürmek için neler neler yapıyor omega. Çok safsın."
Jimin duyduğu şeyler karşısında nefes alamadığını hissetti. Askerin yanından kalkıp bilmediği yollarda yürümeye başladı.
Uzun uzun göz yaşları eşliğinde yürüdü. Gördüğü ufak kulübe ile durdu ve klubenin kapısını çaldı.
Taehyung
"Hey taehyung hadi uyan gitmemiz gerekiyor" huysuzlanarak sırtımı dönmüş uyumaya devam etmiştim.
"Taetae eğer uyaanmazsan tek başıma gidiyorum" uykulu bir sesle nereye diye sorabilmiştim sadece.
"Tanrı aşkına nasıl unutursun bugün bebeğimiz cinsiyeti ve türü belli olacak." Duyduklarım ile adeta yataktan fırlamıştım.
"Ben hazırlanana kadar jimin'i çağır bebeğim. Siz gidene kadar bende geleceğim." Kafasını sallamış ve odadan çıkmıştı.
Zırhımı üstüme alırken jungkook'un bağırma sesleri geliyordu. Koşar adımlarla aşağı gittim.
"Omegam nerede asker sen bu kapının önünde neden dikiliyorsun!" Yanlarına gittiğim zaman sorunun ne olduğunu sordum.
"Jimin yok taehyung. Dün akşamdan beri ortalıkta yokmuş." Kafamı askere çevirmiştim.
"Dün geceden beri omega yok ve sen bunu bize şimdi mi söylüyorsun."
"Efendim dün akşam omega dışarıya çıktı. Takip ettim göl kenarına gitti. Alfa Taemin'de orada olduğu için geri saraya döndüm. Alfa bu sabah geldi ama omega gelmedi."
Jungkook'u kolundan tutup askeri birliklerin bulunduğu odaya doğru adımladım. İçeriye girdiğimde taemin üstünü giyiyordu.
Jungkook onu duvara yapıştırıp boynunu sıkmaya başlamıştı. "Omegam nerede!?" Keskin çıkan sesiyle ben bile korkmuştum.
"Efendim ben ben özür dilerim." Ayaklarımıza kapanan alfa ile birşeylerin ters gittiğini anlamıştım.
"Ne oluyor taemin bana herşeyi anlat" kafasını kaldırıp dizleri üzerinde oturuyordu.
"Sarhoştum efendim ağzımdan kaçırdım." Jungkook saçlarını tutup ona bakmasını sağladı.
"Ne diyorsun alfa neyi ağzından kaçırdın. Taehyung benden ne saklıyorsun?" Sonlara doğru kısık çıkan sesiyle panik olmuştum.
"Omega'ya herşeyi anlattım efendim ve o gitti ben görmedim ama ormana girdi sanırım. yemin ederim isteyerek olmadı kralım" jungkook yüzüme sorar gözlerle bakıyordu.
Jimin herşeyi öğrenmişti. Yaşlar gözlerimden birer birer akarken kendimi yere bıraktım. O herşeyi öğrenmiş ve bizden gitmişti.
Hırsla yanımdaki kılıcı alıp taemin'in boynundan geçirdim. Her yer kan gölü olmuştu.
Jungkook beni yakalarımdan tutup yüzüne bakmamı sağladı. "Benden ne saklıyorsun taehyung? Yemin ederim seni öldürürüm." Kendimi tekrar yere atıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.
"Yemin ederim jungkook ben çok pişmanım." Her kelimemim arasına giren hıçkırıklar ile jungkook iyice sinirleniyordu.
"Ben onu saraya öldürmek için getirdim." Ağlamaktan boğazım yanarken yüzüme yediğim tokadın acısını hissedemiyordum.
"Senden nefret ediyorum taehyung. Benim eşimi öldürmek mi istiyorsun" inkar etmek istiyordum ama sesim çıkmıyordu.
"Pişmanım jungkook çok pişmanım yemin ederim" ayağa kalkması ile bende kalmak istedim ama beni yere düşürdü.
"Omegamdan uzak dur taehyung duydun mu beni? Bu saatten sonra seni onun yakınında bile görmeyeceğim."
Odadan çıkmıştı. Ve ben yerde kan gölünün içinde uzanmış ağlıyordum. pişmanlığım, acım, kurdum hepsi kalbimi deşmek istiyordu.
Jimin bir daha geri gelmeyecek miydi? Onu bir daha göremeyecek miydim?
_______________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Worlds
Fanfictionsadece deltaların ruh eşi olduğu ve ruh eşleri ile evlenmek zorunda olduğu dünyada delta kim taehyung'un ruh eşi baskın alfa jeon jungkook çıkmıştı. tek sorun jungkook omega Jimin ile evliydi ve omega hamileydi. Switch taekook Bottom Jimin