Düzenlendi
Jungkook
"Taehyung lütfen gitme ne olursun" sesim her zamankinden daha da kısık çıkıyordu.
"Bebeğim gitmem gerek biliyorsun ben gitmezsem kim gidecek" elimle yanındaki Jennie'yi göstermiştim. İkiside bana gülerken kaşlarım iyice çatıldı.
"Bebeğim kral benim. Eğer ben gitmezsem krallığımız zor duruma düşebilir." Bana sarılarak sorduğu sorular ile kabullenmek zorunda kalıyordum.
"Kim nereye gidiyor?" Kucağında iki bebeğimiz ile bize doğru adımlayan beden ile ona şikayet etmeye başladım.
"Taehyung gidiyor Jimin. Bir iki hafta gelmeyeceğim diyor" yanıma gelip sarılan beden ile taehyung derin bir nefes almıştı.
"Yıkılmak üzere olan krallık ile anlaşma yapmam gerekiyor gerekirse savaşacağım. Ben kralım jungkook bir tehlikede önce kendimi ortaya atmalıyım." Kafamı jimin'in boynuna koyup ağlamaklı bir ses çıkardım.
"Gitmemiz gerekiyor artık. Shin'ler bizi bekliyor" bogum elindeki at ile konuşunca taehyung'a sarıldım.
"Enişte ben önde gidebilir miyim?" Jennie'nin bağırarak bogum'a doğru ilerlemesi ile bogum göz devirmiş ve en önde duran atına binmişti.
En önde bogum onun arkasında sırasıyla taehyung, Jennie ve yirmiye yakın asker gidiyordu.
"Sence ne zaman gelecek Jimin" Jimin derin bir nefes alıp elimi tutmuştu. "Kızgınlığım bitene kadar gelmese iyi olur" Jimin bu konuda utanıyordu ve haklıydı da. Taehyung buradayken kızgınlığa girmek istemediği için ki bugün yarın kızgınlığa girecekti, bu akşam küçük saraya doğru yola çıkacaktık.
Askerleri surları geçene kadar izlemiş daha sonra jimin'in peşinden bende içeriye geçmiştim. Koltukta oturup derin derin düşünen bedene sarılmıştım.
"Ne oldu Jimin az önce iyiydin ne oldu birden?" Ellerini ağzından çekip bana bakmıştı.
"Taehyung'un kurdu çok endişeli ben bilmiyorum taehyung ama o çok korkuyor" bunu bende hissediyordum. Beni şaşırtan şey eşi olmamasına rağmen jimin'in de bunları hissetmesiydi.
"Biliyorum ama benim yüzümden bu kadar endişeli olduğunu düşünmek istiyorum başka çarem yok" Jimin kafasını iki yana sallamıştı.
"Bize yalan söyledi jungkook. Gerekirse savaşacağım dedi ama o direk savaşa gidiyor" ellerimi olumsuz anlamda salladım.
"Eğer öyle bir şey olsa benim de gitmem gerekirdi." Salak mısın der gibi bakıyordu yüzüme. "Gerçekten anlamıyor musun jungkook. Sen gelme diye yalan söyledi. Benim yanımda kalman için. Kızgınlığımın geleceğini biliyordu"
Gelen aydınlanma ile yerimden kalkmıştım ama artık elimden gelen bir şey olmadığını biliyordum.
"Çok kötü bir şey olacak jungkook kurdum bir felaketten bahsediyor." Artık çok korkuyordum çünkü jimin'in kurdu yanılmazdı.
Taehyung
Shin krallığına varmamıza az bir vakit kala kurdum içindeki huzursuzluk ile beni uyarmış ve dönmemi istemişti.
Buraya kadar gelmişken geri dönemezdim. Ben bir kraldım. Askerlerin ve halkın canı benim canımdan daha önemliydi.
"Seni şimdiden uyarıyorum Jennie güvenli alandan çıkmayacaksın" Jennie itiraz etmek için hazırlanırken lafını bölmüştüm.
Aynı kanı taşıdığım bir sen kaldın Jennie seni kaybedemem" kafasını olumsuz anlamda sallamıştı.
"Aynı şey benim içinde geçerli, ya benimlesin yada ben seninleyim." Hırçın bir şekilde konuşması ile yanaklarını ellerimin içine almıştım.
"Lütfen prensesim yapma böyle. Ben kralım nasıl askerlerim savaşırken güvenli alanda otururum. Sana bir abi değil kral olarak emrimdir güvenli alandan çıkarsan bir daha saraya adım atamazsın. Hiçbirimizi göremezsin."
Kafasını kabullenmiş gibi önüne eğmesi ile saçlarını karıştırmıştım. Tekrar hırçınlaşamadan sözünü kesmiştim.
"Buna rosie da dahil tabii ki" ağzı şaşkınlıkla açılmış acımasızsın demişti.
Ben gerçekten acımasız biriydim. Annemin katilini bilmeme rağmen karışmıyordum.
Annem benim ruhumu öldürmüştü ama cezası yoktu bunun. Bogum bedenini ortadan kaldırınca neden suç oluyordu.
Ruhu öldürmek daha acı verici değil miydi? "Kralım hazırız" askerlerimin hepsi hazırdı ve ben artık ne olursa olsun buna hazırdım.
Ölsem bile halkım ve krallığım için ölmek bana her zaman gurur verecekti.
Yazar
Meydan kan gölüne dönmüş vaziyetteydi. Ortalıkta kılıç seslerinden başka birşey yoktu.
Taehyung sadece küçük bir kısmı atlayarak anlatmıştı, bu yalan olmazdı. Shin krallığı yıkılmak üzereydi evet ama sorun kralın bunu kabul etmemesiydi.
Kral shin korkaktı. Taehyung'un aksine meydanda değil güvenli bölgedeydi. Bogum ve Jin hyuk, shin kralını ararken, Geri kalan tüm Kim askerleri taehyung ile sırt sırta savaşıyordu.
"Bogum nerede alfa, onu neden göremiyorum" taehyung'un yanındaki alfaya seslenmesi düşmanı bulunduğu siper alanına doğru yöneltmişti.
"Kral Shin'in peşinden gitti efendim durduramadık. Taehyung geç kaldığı için sesini çıkarmadı. Kralla bizzat görüşmek istiyordu fakat bogum kralı sağ bırakmazdı.
"Prensesi korumaya devam edin güvenli alandan çıkmasına izin vermeyin." Jennie savaşmak istiyordu, taehyung ise güvenlik.
Jennie abisini kızdırmamak adına kabul etmişti fakat aklı meydandaydı. Abisi çok iyi bir kraldı fakat psikolojisi asla iyi değildi. Endişesi bu yöndeydi. En ufak bir dalgınlığı bile onun cansız bedenini yere serebilirdi.
O sırada bogum güvenli bölgede kral shin ile karşı karşıyaydı. "Sen korkak bir kralsın shin" bogum'un tiksinme akan sesine kral sadece sırıtmak ile yetinmişti.
"Beni öldürdüğün zaman ölürsünüz ikinizde. Kendini düşünmüyorsan yanındaki masumu düşün. Kralınız için değer mi" Jin hyuk ve bogum birbirine bakıp aynı anda kafalarını aşağı yukarı sallamıştı.
"Sen ölürsen bizim ölmemiz sıkıntı olmayacak. Ve sen ölmelisin" bogum kınından çıkardığı kılıcı hiç düşünmeden karşısındaki bedenin boynuna vurmuştu.
Kafası bedeninden kopan bedeni izleme fırsatı bulamadan sırtından girip göğsünden çıkan kılıç ile sonunda o zaman geldiği için seviniyordu. Yanındaki beden ise kafatasını delen bıçak ile yere yığılmıştı.
Bogum ağzından akan kanlar ile kendini yere bıraktı. Son nefeslerini verirken kralına ve tanrısına olan minnetini belirtti.
Sevgilisi ile kavuşuyordu ve o çok mutluydu.
Taehyung ise endişeli birden bire içine düşen endişe işini zorlaştırıyordu. "Alfam ölüyor taehyung onu koru" beyninde yankılanan abisinin sesi işini zorlaştırıyordu.
"Sana alfam ölüyor diyorum taehyung onu koru!" Abisinin sert sesine karşı koşmaya başlamıştı.
Beyninde yankılanan sesin yönlendirmesi ile gidiyordu. Aniden başına saplanan ağrı ile kılıcı yere düştü. Dayanılacak derecede olmayan acı kralı zorluyordu.
Daha zoru ise aynı anda göğsünden ve sırtından giren sayamadığı kadar çok olan oklardı.
Kaç ok girmişti beş, on, belkide daha fazla acıyordu ama başındaki ağrı kadar şiddetli değildi.
Taehyung kendini yere sırtüstü bıraktı. Oklar daha da derine işlerken tek istediği alfa'nın bu acıyı hissetmemesiydi.
Ama jungkook eli mühründe bekliyordu. İki beden de taehyung'a birşey olduğunu anlamıştı ama küçük bir yaralanma olmasını umuyordular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Worlds
Fanfictionsadece deltaların ruh eşi olduğu ve ruh eşleri ile evlenmek zorunda olduğu dünyada delta kim taehyung'un ruh eşi baskın alfa jeon jungkook çıkmıştı. tek sorun jungkook omega Jimin ile evliydi ve omega hamileydi. Switch taekook Bottom Jimin