Uzay'ın benim için ne kadar değerli olduğunu daha önce de söylemiştim, bu yüzden Alya'dan okuduğumuz kadar Uzay'dan da bölüm okuyacağız.
Şimdi yine bir Uzay bölümüyle karşınızdayım. İyi okumalar.
🌌
UZAY TUĞCU
Mutluluk beni hiç bulmaz sanırdım. Annemden sonra kimse beni sevmez sanırdım. 6 yaşında annesini de kaybettikten sonra sevilmeyen bir çocuk hep böyle düşünürdü.
Erva beni sevdiğini söylediğinde öyle korkmuştum ki. Onu sevmemden korkmuştum. Beni seven birini seversem annem gibi bırakıp gideceğinden korkmuştum.
Bir taraftan da annem dışında kimsenin sevmeyeceğine inandırmıştım kendimi.
Erva tüm bunları inandıklarımı, düşüncelerimi, korkularımı yıkmıştı. Gidişi öyle bir devrim yaratmıştı ki bende her şeyi boş verdim.
Sevgisi öyle doldurdu ki yüreğimi tüm her şeyi bir kenara, kendimi de Erva'ya bıraktım. Pişman değildim ve hiçbir zaman pişman olmayacaktım.
Dersim erken bitince Erva’nın yanına gitmek için fakülteden çıktım. Arabam tamire olduğu için kampüs aracını kullanacaktım. Durağa doğru giderken Serkan’ı gördüm. Neden hortladığını gerçekten merak ediyordum doğrusu.
‘‘Uzay yardımına ihtiyacım var.’’ dedi koşar adımlarla yanıma gelerek. Ona yardım edeceğim tek şey Alya’dan uzaklaşmasını sağlamak olurdu. ‘‘Alya telefonlarımı açmıyor.’’
‘‘Ben ne yapabilirim Serkan?’’ dedim umursamaz bir şekilde. Alya doğru olanı yapıyordu.
‘‘Alya’yla konuş.’’
Ciddi miydi? Ne için konuşacaktım Alya’yla?
Bir elimi omuzuna attım. ‘‘Alya’yla değil ama seninle konuşabilirim istersen.’’ dedim.
‘‘Tamam konuşalım.’’ dedi umutla. Gözlerinde yeşeren umudu birazdan söküp alacaktım.
Keyifle gülümserken ‘‘Alya’dan uzak dur Serkan.’’ dedim. Kaşları çatıldı. Muhtemelen bunu söylememi beklemiyordu ama aksini düşünmesi aptallıktı. ‘‘Sen yapmaman gereken bir şey yaptın ve ilişkiniz bitti. Şimdi yıllar sonra Alya’nın peşine düşüp de onun huzurunu bozma. Kendine de yapma bunu.’’
Onu kendiyle baş başa bırakıp gideceğim sırada ‘‘Seviyorum onu.’’ dedi çaresizce.
Serkan’ın Alya’yı sevmesi şuan Alya’nın umurunda değildi. Açıkçası benim de değildi. Seviyorsa öyle bir hata yapmayacaktı. Elinde olan şeyin kıymetini bilecekti.
‘‘Bu artık çok önemsiz bir detay.’’ dedim ona dönerek. Sinirlenmişti ama bu da umurumda değildi.
‘‘Sen de Erva’yı üzdün ama sana karşı kimse böyle tavırlı değil. Sen yine Erva’nın yanındasın. Senin sevgin önemli de benim sevgim değersiz mi?’’ dedi yüksek sesle.
İki adımda dibinde bittim. Normalde sakin bir adamdım ama konu Erva'ya değinince gözüm dönüyordu. ‘‘Ben Erva’yı sözlerimle kırdım kabul ediyorum ama sakın kendi yaptığınla benim yaptığımı kıyaslama," dedim dişlerimin arasından. "Sen Alya’yı kandırdın! Çok uzun bir süre hem de. Madem bu kadar seviyordun onu, o hatayı yapmayacaktın.’’ Bağırmıyordum ama sesim gür ve keskindi.
‘‘Beni bir dinlese o da anlayacak sevdiğimi. O da hala seviyor beni biliyorum. Aras onu kandırdı bir şekilde.’’ dedi. Saçmalıyordu.
‘‘Serkan!" dedim son sabır kırıntımla. "Kimsenin kimseyi kandırdığı yok. Kendine gel. Bunlar sağlıklı düşünceler değil. Senin açtığın yaraları sarmak için uğraştı yıllarca Alya. Sonunda sarmışken gelip tekrar kanatma o yaraları." Sakinleştim ve beni anlamasını umarak son cümlemi kurdum. "Alya’yı sevdiğini söylüyorsun ya. Eğer onu gerçekten seviyorsan bir iyilik yap ve ondan uzak dur.’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutlu Sonsuz
Teen Fiction"Ben seninle mutlu son istemiyorum." dediğimde söylediğimi algılayamamış gibi bana baktı. "Mutlu olalım ama aynı zamanda sonsuz olalım." ''Mutlu son olmasın, mutlu sonsuz olsun.'' dedi ve gülümsedi. ''Ama o film mutsuz sonla bitmişti.'' ''O şarkının...