Hafta içi Umut'un hep beraber bir şey yapma ama aynı zamanda da Masal'la yalnız kalma ısrarlarından dolayı bugün Paintball'a gelmiştik. Paintball'da Masal'la nasıl yalnız kalmayı düşündüğünü ise kesinlikle bilmiyordum.
Ben, Umut, Masal, Ege ve Masal'ın bölüm arkadaşı Özge bir takım; Uzay, Erva, Aras, Umutların bölüm arkadaşları Emre ve Kaan da bir takım olmuştuk.
Oyun başladıktan sonra herkes saha içinde bir yerlere dağıldı. Umut Masal'ın arkasından gitmişti. Ben de saha içerisinde ilerlemeye başladım.
Geçen gün Aras telefonu bitirdikten sonra beni görünce gözlerinde büyük bir korku oluşmuştu. Sanırım onu duyduğumu düşündüğü için korkmuştu. Duymuştum ama çok küçük bir kısmını duymuştum. Bu yüzden sanki kantinden yeni çıkmış ve hiç bir şey duymamışım gibi davrandığımda rahatlamış görünüyordu.
Çalıların arkasından bir ses gelince silahımı kaldırıp o tarafa döndüm. Aras birden karşıma çıkınca elimdeki silahı hemen ona doğru çevirdim. O da silahını bana doğru çevirince geri geri ilerlemeye başladım.
Aras'ın ''Alya!'' diye bağırmasıyla yüksek bir yerden düşmem bir olmuştu. Çukur gibi bir
yere düşmüştüm.Paintball sahasının içinde böyle bir çukurun ne işi vardı!
Aras çukurun başına geldiğinde ''İyi misin?'' derken bir yandan da gülüyordu. Neye gülüyordu? Ortada komik bir şey mi vardı?
Silahı ateşleyip boya toplarıyla onu vurdum. Neyse ki artık gülmüyordu. ''Gülmen bittiyse hadi beni çıkar buradan.'' dedim elimi uzatarak.
''Onu beni vurmadan önce düşünecektin.'' dedi ve elimi tutmadı. Ciddi miydi? Beni burada bırakıp o yoluna devam mı edecekti?
Gözümdeki kibar ve centilmen duruşu şuan itibariyle çökmüştü. Gözümde bu duruşun ne zaman oluştuğunu ise kesinlikle bilmiyordum. Şuan çökünce fark ettim.
Dudağımı büktüm. ''Ne bileyim sen öyle gülünce seni vurmam istiyorsun sandım.'' Bence şartlar şuan eşitti. O bana gülmüştü ve ben de onu vurmuştum.
''Sana neden yardım edeyim?" Bana neden mi yardım etsin? Acaba arkadaş olduğumuz için olabilir mi? "Sen beni vurarak oyun dışı bıraktın. Sen de şuan orada oyun dışı kalıyorsun. Takımlarımız eşit.'' Oyun açısından bakarsak gayet mantıklı konuşuyordu.
''Tamam çıkar beni ben de oyun dışı kalacağım.'' dedim ve yine elimi uzattım. Eğer bu sefer de elimi tutmazsa buradan çıkınca elimde kalırdı.
Elime eğilirken kendisi de düştü. Şuan ikimiz birden burada kalmıştık. Çok güzel!
Ben düşünce o gülmüştü değil mi? Bazen de intikamı sıcak yemek gerekirdi. ''Nasıl becerdin düşmeyi?'' diye sordum gülerken.
''Sen nasıl becermiştin?'' Yüzü kasıldı ve sesi acıyla çıktı. Bir yerine bir şey mi olmuştu?
''Benim hiç değilse arakam dönüktü.'' Kendimi üste çıkaracak cevabı verdikten sonra iyi olup olmadığını sordum.
''Dizimi incittim galiba.'' dedi ve oturduğu yerde ayağını uzattı. Ben de yanına oturdum ve sanki çok anlıyormuşum gibi dizine bakmaya başladım. Pantolonun üstünden ne görmeyi bekliyordum acaba?
Üstüne çok eğilmiş olacağım ki başımı kaldırdığım an çok yakın bir mesafede olduğumuzu fark ettim. Gözlerini gözlerimden bir saniye bile ayırmıyordu. Aynı şekilde ben de ayıramıyordum. Gözlerine ilk defa bu kadar yakından bakıyordum ve çok güzel olduklarını daha yeni fark ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutlu Sonsuz
Novela Juvenil"Ben seninle mutlu son istemiyorum." dediğimde söylediğimi algılayamamış gibi bana baktı. "Mutlu olalım ama aynı zamanda sonsuz olalım." ''Mutlu son olmasın, mutlu sonsuz olsun.'' dedi ve gülümsedi. ''Ama o film mutsuz sonla bitmişti.'' ''O şarkının...