ALYA MANAS
Hafta sonu Uzay'la konuştuklarımızı düşündüm, babamla konuştuklarımızı düşündüm. Hepimiz hatalıydık ama aynı zamanda hepimiz de insandık. İnsanlar hata yaptıkça büyür ve olgunlaşırdı. O hatalarından çıkardığı dersler önünde bir ışık olurdu.
Benim hatam bir zamanlar Serkan'a aşık olmamdı. Ama bu hata sonucunda büyüdüm ben. İnsanlara daha dikkatli yaklaşmayı öğrendim.
Aras'ın hatası benden bir şeyler saklamasıydı. Eminim ki o da bu yaşadıklarımızdan sonra hatasından bir ders çıkarmış ve yoluna ışık tutmuştur.
Şimdi aynı masada oturuyorduk, Umut ve Masal'la beraber. İkimiz de tek kelime konuşmamıştık. Masadaki tek ses Umut ve Masal'ın sesiydi. Açıkçası konuştuklarını da dinlemiyordum.
Aras'la konuşmam gerekiyordu ama utanıyordum. Onu suçladığım için utanıyordum. Biliyorum bununla ilgili bana tek kelime etmeyecekti ama bu beni daha fazla üzerdi. Keşke gözlerimin içine bakıp da 'Neden beni suçluyorsun?' diye sorsaydı. O zaman benim için daha kolay olurdu. Bunun için ne kadar üzgün olduğumu ve canımın ne kadar yandığını söylerdim ona. Ve o yine bana kıyamazdı.
Masaya oturduğumuzdan beri gözleri yüzüğüm ve gözlerim arasında mekik dokuyordu. Bu yüzük onun umuduydu. Çıkardığımı düşündüğü zaman, ondan vazgeçtiğimi düşünmüştü.
O gece geldi aklıma. Yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu. Videoyu sonradan defalarca izlemiştim. Son söylediği cümleyi ise yüzlerce kez dinlemiştim.
''Bugün çektiğin acıyı ve şuan yaşadığın mutluluğu hiç unutma. Alya hayatında olduğu sürece acıların her zaman mutluluğa dönüşecek. Onu kaybetme.''
Ben bir sonraki gün onu suçlayarak acı çekmesine neden olmuştum. Bu sefer acısını mutluluğa değil, mutluluğunu acıya dönüştürmüştüm. Bu videodan haberi bile yoktu.
Her gün açıp izlememe rağmen her gün ayrıca kontrol de ediyordum video yerinde mi diye. Şimdi yine kontrol etmek için elimi cebime attığımda telefonumun olmadığını fark ettim. İlk önce masanın üstüne baktım ama orda da yoktu. Daha sonra ise çantama baktım, yine bulamadım.
''Telefonum yok.'' dedim telaşla. Telefon umurumda değildi ama içindeki video ve Aras'la olan fotoğraflarımız umurumdaydı. Bir kısım fotoğraflarımızı telefon yazıcısından çıkarsam da çoğu hala telefonumdaydı.
''Çantanda değil mi?'' dedi Masal etrafına bakarken.
''Hayır baktım yok.'' dediğimde sesim ağlamaklı çıktı.
Aras telefonunu çıkarıp ''Ben arıyorum.'' dedi. Ardından telefonu kulağına götürdü. ''Çalıyor.''
''Sessizde.'' Sesi duyulmazdı ki.
''Sınıfta unutmuşsundur belki.'' dedi Umut.
Çıkarken cebimdeydi diye hatırlamama rağmen sınıfa bakmak için ayağı kalktım. ''Umarım sınıf kapalı değildir.''
Benim arkamdan Aras da kalktı ve beraber bizim fakülteden içeri girdik. Bir üst kata çıktığımızda sınıfın açık olduğunu görerek koşarak içeri girdim. Hemen oturduğum sıraya doğru ilerledim. Aras da arkamdan girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutlu Sonsuz
Genç Kurgu"Ben seninle mutlu son istemiyorum." dediğimde söylediğimi algılayamamış gibi bana baktı. "Mutlu olalım ama aynı zamanda sonsuz olalım." ''Mutlu son olmasın, mutlu sonsuz olsun.'' dedi ve gülümsedi. ''Ama o film mutsuz sonla bitmişti.'' ''O şarkının...