25. Bölüm

42 9 0
                                    


UZAY TUĞCU


Hayatta bütün renkler vardır. Siyah da bu hayatın bir parçasıdır beyaz da. Benim tek farklı rengim griydi. Pembe, mavi, mor, yeşil... Bunlar benim renklerim değildi. Alışık değildim.

Erva getirdi benim hayatıma tüm renkleri. Annemin ölümünden sonra benden alınan renklere Erva kavuşturdu beni. Özlediğim tüm renkler Erva'da buluştu.

Kehribar gözleri hayatıma güneş oldu. Beyaz teni, kırmızı dudakları, pembe yanakları... Erva'nın renklerini sevdim ben.

Erva sarı mı giydi? O gün en sevdiğim renk sarı. Mavi giyse, mavi.

Erva hastanedeyken yeniden bütün renklerim gri oldu. Dün sonunda o hastaneden çıkınca gökkuşağı doğdu içimde.

Adını anmak istemediğim o hastalığında da durumu stabildi. En büyük korkum kötüleşmesiydi fakat çok şükür böyle bir şey olmamıştı.

Sekiz günün ardından ilk defa dün gece eve gidip yatmıştım ama hastanedeki gibi rahat değildim. Gece uyandığımda Erva'yı görememiştim. Artık tüm tehlikeleri atlattığını bilmeme rağmen hastanede uyuduğum uykulardan bile daha huzursuzdu dün geceki uykum.

Damla'yla beraber Ervalara geldiğimizde tam apartmandan içeri girerken Alya'yı gördüm. Dalgın ve morali bozuk bir şekilde buraya yaklaşıyordu.

''Sen çık ben de geliyorum.'' dedim Damla'ya. Alya'yı gördükten sonra başıyla beni onayladı ve gitti.

Alya yanımdan geçerken beni fark etmeyecek kadar dalgındı. Ona seslendiğimde dönüp bana baktı.

''Fark etmedim seni. Kusura bakma.'' dedi solgun bir ses tonuyla.

''İyi misin sen?'' Sorumun cevabının 'evet' olacağını bildiğim için sorumu değiştirdim. ''İyi görünmüyorsun. Ne oldu sana?''

''Yok bir şey.''dedi gülümsemeye çalışarak. İnanmamı beklemiyordu herhalde.

Elimi çenesine koyarak başını kaldırdım ve göz göze gelmemizi sağladım. ''Gözlerin hiç öyle söylemiyor ama.'' Gözlerini kaçırdı. ''Aras'la mı bir şey oldu?''

''Evet.'' dedi kısaca.

''Anladım konuşmak istemiyorsun. Ama ne zaman anlatmak istersen ben buradayım.'' dedim daha fazla zorlamayarak.

''Teşekkür ederim Uzay.'' Gözlerime minnetle baktı.

Beraber apartmana girip Ervaların oturduğu kata çıktık. Kapı açıldığında Erva karşımızdaydı. Kapıyı o açmıştı.

''Sen mi açtın kapıyı?'' dedim şaşkınlık ve sevinçle.

Erva olumlu anlamda başını salladı. ''Yürüyordum zaten kapı çalmışken açayım dedim.''

''Çok iyi yapmışsın.'' dedi Alya ve içeri girdi.

Biz de Alya'nın arkasından içeri geçtik ve ben Erva'ya yatağa yatması için yardımcı oldum.

Mutlu Sonsuz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin