40. Bölüm

55 9 0
                                    


Bölüm Şarkısı: Cem Adrian-Birsen Tezer, Beni Hatırladın Mı?


ALYA MANAS

15.05.2025

Dünya herkes için acımasız bir yerdi. Kimse pamuklara sarılı büyümüyordu. Kimi ailesinden yaralıydı, kimi arkadaşlarından, kimi sevdiği insandan… Her yaranın kendine has bir acısı vardı.

Ailesinden yaralı olan kişiye sorsan hayatımı başıma kan bağım olanlar yıktı der, arkadaşlarından yaralı olana sorsan benim seçimlerim beni yıktı der, sevdiği insandan yaralı olan ise kalbimde olan kendi evini yıktı der.

Her yaranın bir yıkımı vardır. Her yıkımın ise bir enkazı. O enkazın altına girdikten sonra yaşamak mümkün olsa bile o enkazdan çıkmak kolay olmuyordu.

Ben üzerimdeki büyük molozları atmayı başarmıştım ama Uzay’ın üstüne o molozlar yeni dökülmüştü.

Türkiye’de olduğum süre boyunca her gün onunla görüşmüştüm. Babasıyla bir kez yüzleşmişti. O yüzleşmeden sonra daha mı iyi olmuştu daha mı kötü olmuştu emin değilim.

Engin amca Uzay küçükken yapamadığını şimdi yapmak istiyordu. Babalığı yeni öğrenmeye başlamıştı ve oldukça geç kalmıştı. Affedip affetmemek Uzay’a kalmıştı ama Engin amcanın duygularında samimi olduğunu düşünüyordum ki zaten bu gerçek ortaya çıkmadan da Uzay’a yakınlaşmış ve aralarını düzeltmeye başlamıştı.

Sevgi teyze ise Uzay için büyük bir hayal kırıklığıydı. Uzay’ın Sevgi teyzeyi ne kadar sevdiğini hepimiz biliyorduk. Uzay onu annesi yerine koymuştu. Şimdi annesi yerine koyduğu kadın gerçek annesi çıkınca ne yapacağını şaşırmıştı ve hala daha onunla yüzleşmemişti. Sevgi teyze ne kadar ona ulaşmaya çalışsa kapılarını kapatmıştı.

Üç ay geçmişti Uzay’ın bu gerçeği öğrenmesinin üstünden. Uzay üç aydır klinikte kalıyordu. Damla ise onu bir an bile yalnız bırakmıyordu. Eve belli aralıklarla gitse de bu Uzay’ın zoruyla oluyordu. Uzay Damla’nın Sevgi teyzeye sırtını dönmesini istemese de Damla annesine çoktan sırtını dönmüştü.

Erva Uzay’ı yalnız bırakmak istemiyordu. Uzay müsaade etse bir an bile yanından ayrılmazdı ama Uzay hala aralarına mesafe koyuyordu. Bir keresinde bana ‘‘Onu her gördüğümde içimde bir savaş başlıyor. Ona kırgın olan yanım kahretsin ki iyileşmiyor ve savaşı hep o kazanıyor.’’ demişti.

Uzay Erva’yı affetmek istiyordu ama onun kalbi benimki kadar gurursuz olmadığı için kırıkları kaynayıncaya kadar affetmeyecekti Erva’yı.

Tam evlilik teklif ettiğinin ertesi günü böyle bir olay yaşamaları ise acı bir tesadüf müydü kaderin oyunu muydu bilinmez.

Bana gelecek olursak ben artık iyiydim. Kalbimi hükmüm altına almaya başlamıştım. Kendimi okuluma vermiştim ve şu an yaşadığım hayattan mutluydum.

Şimdi ise odamda yine ders çalışıyordum. Bu dönem alttan dersim vardı ve oldukça zor bir dersti. Seneye mezun olabilmem için alttan hiçbir dersimim kalmaması gerekiyordu.

İçeriden bağırma sesleri gelince dersi bırakıp odamdan çıktım. Zaman zaman tartışmalar yaşasak da seslerin bu kadar yükseldiği hiç olmamıştı.

İçeri geçtiğimde Orlando bağırıyordu, Luica ağlıyordu, Adil’in öfkeden gözü dönmüştü ve Berna erkekleri sakinleştirmeye çalışıyordu.

Mutlu Sonsuz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin