ALYA MANAS
Erva gece gelince hemen uyudu. Morali bozuk olduğunda ve konuşmak istemediğinde hep bunu yapıyordu. Sabah uyandığımda ise odada yoktu. Odamdan çıkıp banyoya baktım ama orda da yoktu. Mutfağa gittiğimde mutfağın balkonunda olduğunu gördüm.
Yanına gidip ‘‘Ne yapıyorsun burada?’’ diye sordum. Hava soğuktu ve üstüne bir şey almamıştı.
Durgun bakışlarını bana çevirdi. ‘‘Hava almak istedim biraz.’’
‘‘Hava soğuk. Hasta olacaksın. İçeri geçelim.’’ Başını beni onaylarcasına salladı. Beraber odama gittik. ‘‘Konuşmak ister misin?’’
‘‘Ege’nin attığı konuma gittikten sonra ben içeri girdim o dışarıda kaldı. Bir masa hazırlamıştı Ege. Yemeklerimizi yerken benden hoşlandığını söyledi. Yanıma geldi, elimi falan tuttu. Elimi çektim. Bende onun duygularının bir karşılığı olmadığını söyledim sonra gitmek için ayağı kalktım. Kolumdan tuttu. ‘Konuşalım gitme.’ dedi. O sırada kapı çalmaya başladı. Çalan kişi kapıyla kavga ediyordu sanki. Anladım Uzay olduğunu. Eve girdi, elimden tutup çıkaracaktı. O sırada Ege araya girdi. Uzay da Ege’ye kafa attı. Daha sonra beraber çıktık evden, arabaya bindik. Neler olduğunu anlamadım bile Alya. Her şey çok ani gelişti.’’ Elini saçlarının arasına daldırdı ve önüne gelen tutamları arkaya attı. ‘‘Arabada ilerlerken düşündüm. Uzay kim de benim hayatıma böyle karışabiliyor? Eski Erva değildim artık ve taviz vermeyecektim. Arabayı durdurmasını söyledim. Sonra kavga etmeye başladık. Sonra da beni sevdiğini söyledi.’’ Durdu. Ne söyleyeceğini bilemiyor gibiydi. Dudaklarını yaladı. ‘‘Ciddiydi Alya. Ve ben o an ne yapacağımı bilemedim. Sadece ağladım. Beni sevmediği zamanlar için, beni kırdığı anlar için, onsuz geçirdiğim zamanlar için ağladım. Ona sarılmak istedim ama o bana yaklaşınca bana dokunmamasını söyledim. Çaresiz kaldı. Benim gibi.’’
‘‘Peki, şimdi ne düşünüyorsun?’’
Erva'yı yeterince üzgün görmüştüm. Çocukken ayrı üzgündü, büyüdü ayrı üzüldü. Onun artık yüzünün gülmesi gerekiyordu. Gerçekten mutlu olması gerekiyordu.
‘‘Onu seviyorum,’’ dedi gülümseyerek. ‘‘Hayal bile edemezdim Alya. Üstelik aradan bu kadar zaman geçtikten sonra.’’
‘‘Dün Uzay da gerçekten kötüydü.’’ Beni aradığı zaman sesini duyunca öyle korkmuştum ki kesinlikle Erva’ya bir şey olduğunu düşünmüştüm.
Şimdi anlıyorum Erva'nın tepkisinden sonra Erva'nın yaşadığı hayal kırıklıkları birer silah olup Uzay'a doğrultulmuştu. Erva'nın eli tetikteydi ve Uzay o tetiği çekmesini bekliyordu. Erva ise o tetiği hiçbir zaman çekmeyecekti.
‘‘Kalbini kırdım çünkü.’’ dedi sıkıntıyla.
‘‘Ödeştiniz.’’ dedim gülerek. O da güldü. ‘‘E hadi ne duruyorsun?’’
‘‘Ne yapayım?’’
‘‘Uzay’a gitsene.’’
Şuan beynimde bakkal amca şarkısı çalmamalıydı.
‘‘Bu saatte?’’ dedi kaşlarını kaldırarak. Saat 9’a geliyordu.
‘‘Ne varmış saate? Dünden beri aklı sende. Git ve bu duruma bir son ver.’’
Erva’ya benim kıyafetlerimden verdikten sonra hazırlandı ve çıktı. O çıkar çıkmaz Arya yanımda bitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutlu Sonsuz
Novela Juvenil"Ben seninle mutlu son istemiyorum." dediğimde söylediğimi algılayamamış gibi bana baktı. "Mutlu olalım ama aynı zamanda sonsuz olalım." ''Mutlu son olmasın, mutlu sonsuz olsun.'' dedi ve gülümsedi. ''Ama o film mutsuz sonla bitmişti.'' ''O şarkının...