10. BÖLÜM: KARAGÖL SARMAŞIKLARI
( Baya baya uzun oldu. Sıkılmazsınız umarım, iyi okumalar! )
————
FLORENCE HOPKINS HUYU GEREĞİ BU KADAR ŞÜPHECİ BİR İNSAN değildi nitekim iki gün Regulus Black'le karanlık bir ormanda hayatta kalmaya çalışmak ister istemez durumları değiştiriyordu. Black onun insanlara karşı güvenini sayısız kez sorgulamasına yol açmıştı, bu seferkinin istisna olması için sebep yoktu.
Günün erken saatleriydi, en azından öyle olduğunu varsayıyordu.
Tatsız homurtularla uyanan kız zeytin yeşili gözlerini çadırın şeffaf dokusundan sızan gün ışığına açtığından beri bu kadar huzurlu kalkmaması gerektiğini biliyordu.
Ağzından küçük bir küfür kaçıverdi, esneme hareketleri olmadan bir anda ayağa fırlaması az kala dengesini kaybetmesine yol açmıştı. Gözlerini kırpıştırdı, iyi bir temizlenme büyüsüne ihtiyaç duyan ancak şu anlık yorgan olarak kullandığı cübbeyi bir kenara itti ve kırışık okul eteğini silkeledi.
En son bu kadar geç kalktığında Regulus Black bir şekilde fırsatı bulup Hogwarts'a sıvışmıştı, peki ya şimdi ne beklemesi lazımdı?
Bütün gece parmaklarında uyuduğu asası elindeydi ancak Florence çadırdan kendini bir hışım atarken neredeyse tentesine takılıyordu. İki adım yalpaladı, kafasını asla eğmedi. Az kala düşüyor olması gerçeğini görmezden geldi ve delicesine etrafına bakınmaya başladı.
Onu orada gördü, sıcak ateşin yanındaki kütüğün üstünde: Dizlerini kendine çekmiş, kolları bacaklarının etrafında birleştirilmiş, bakışlarını gökyüzüne kadar uzanan alevlere dikmişti.
Daha kötü gözükmüyordu, onu asıl korkutan da buydu.
Uyandığını duysa da duymazlıktan gelmiş olmalıydı çünkü öne doğru adım attığında çıkan çıtırtı Regulus Black'i ürkütmemişti.
Çatık kaşlarının ortasında iki dikey çizgi belirdi, "Uyumadın mı?" diye sordu şaşkınlıkla Florence. Çocuğun kaçmamış olduğu gerçeği onu hiç de rahatlatmışa benzemiyordu.
Saat altı civarı olmalıydı, ufuğun biraz üstünde parlayan güneş hala turuncumsuydu. Gökyüzünü tuhaf bir renge boyamıştı.
"Ben alışığım." dedi Black, kupkuru sesi hiç de öyle demiyordu. Yakından bakıldığında fark edilen yavaş göz kırpışları ve her zamankinden biraz daha beyaz suratı hastalıklı bir izlenim veriyordu.
"Sen vampir misin?"
Kafasını ona çok bilmiş bakışlarından birini atmak için kaldırdı. "Dalga kaldırabilecek modumda değilim, Hopkins."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Döndürücü || Regulus Black
Fanfiction❝ BU HER ŞEYİ DÜZELTEBİLİR! ❞ ❝ SEN BENİ Mİ TAKİP EDİYORSUN? ❞ Florence Hopkins, Zaman Döndürücüler'in mucidi olan Hopkins ailesinin son varisiydi. Ayrıca nesilden nesile aktarılan tarihin ilk ve en güçlü Zaman Döndürücüsü'nün mirasçısıydı. Y...