15 | zamanla geçmeyecek

538 68 202
                                    

15

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

15. BÖLÜM: ZAMANLA GEÇMEYECEK

( keYifLi OKuMaLar??? )

————




HER ŞEY GEÇMİŞTE KALDI DEMEK İNSAN FİZİKSEL OLARAK GERÇEKTEN DE geçmişte kalınca kulağa çok iç rahatlatıcı gelmiyordu: Florence Hopkins için her şey aklına geldikçe yüzünü buruşturacağı türden tatsız bir anıydı, Gryffindor öğrencisi pek asi Sirius Black ise yüksek ihtimalle hatırlamıyordu bile.

Avlunun kenarında, öğleden sonra saat üç civarı sanki parlak güneşin bütün bir kolu bulutları delmiş ve onların yüzüne çarpmıştı. Romantik değil aksine garip bir andı. Florence o gün reddedilmişti fakat bunların hiçbirisi kesinlikle henüz yaşanmamıştı.

Ondan hoşlanmadığını söylediği halde reddedilmişti: Bu, işleri iyice utanç verici hale getiren önemli bir noktaydı.

Çapulcu grubuyla tanışalı çok geçmemiş olmalıydı, selam verecek yakınlıktaysa kesinlikle değildiler. Koridorda kalabalığın içinde karşılaştıklarında Sirius Black ona seslenmezdi, Merlin aşkına, Sirius Black ona dönüp bakmaya bile zahmet etmezdi.

"Pardon?"

Sirius Black'e konuşmuştu, kahretsin.

Hayaletten daha beyaz suratı, sanki ezmek istercesine sıktığı kırmızı dudaklar ve hortlak görmüş gibi yusyuvarlak yeşil gözleri iki devasa zeytini andırıyordu. Titreyip titremediğini dahi bilmiyordu, eğer kalbi gerçekten de bu kadar hızlı atıyorsa henüz bayılmaması inanılmaz bir mucizeydi.

Ürpertinin bir bıçak gibi bedeninde dolaştığını, tüm kemiklerini gerim gerim gerdiğini hissetti. Uzun saçlı Black oğlanının parmakları omzundaydı, onu yerinde tutuyordu.

Sirius Black ince detaylara pek aldırış ediyor gibi gözükmedi, kaşlarını kaldırarak sordu. "Lütfen kusmayacağını söyle?"

Gözlerini kırpıştırması, "Ne?" derken kendini çokça toparlaması gerekti. Mizaha ihtiyacı yoktu, fıldır fıldır etrafta gezinen bakışları bir çıkış kapısını arıyordu.

Sirius. Black'e. Konuşmamalıydı.

"Harika." Mavi gözler üstünde düşünceli birkaç tur attı. Pek endişeli olduğu söylenemez nitekim kafayı yemişlere bakar gibi bakıyordu, gerçekten delirdiğini düşünüyorsa hiç şaşırtmazdı. "Her neyse, konuşmamız lazım."

"Benim gerçekten gitmem gerekiyo-"

"Kardeşim ile ilgili."

Kardeşi ile ilgiliydi.

Florence'ın kalbi göğüs kafesinde sıkışır gibi oldu, çarpıntı bir an için başını döndürdü. Ecelin terleri saç diplerine yapışmıştı, nefesi kesilmişti. Bu duyguya son zamanlarda fazlasıyla aşinaydı. Korkuyla genişleyen gözleri yeni kesilmiş zümrütlerden daha parlak, içindeki siyahlar kocamandı.

Zaman Döndürücü || Regulus BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin