19 | bağ yemini

488 66 196
                                    

19

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

19. BÖLÜM: BAĞ YEMİNİ

( Selamlar, iyi okumalar! )

————





HER ZAMANKİ DİSİPLİN DOLU LAFLARI, KENDİNDEN EMİN POSTÜRÜ, KONTROLÜ kaybetmemek için sıktığı kalın bir direksiyonu yoktu. Geriye kalan hiçbir şey yoktu.

Duyguları birer birer ölmekte, güveninin kökleri kurumuş, sinirleri hepten bozuktu.

Pek tatsız sohbetlerle geçen akşamın laneti sanki aya da bulaşmıştı; yıldızların ışıldama şekli gözüne batıyordu, rüzgar yanlış açıdan esiyordu, eğer ki ayakları yolu ezberlemiş olmasaydı kesinlikle tökezlerdi.

Florence Hopkins'in elleri o kadar bomboş kalmıştı ki teni bembeyaz kesilene kadar yumruklarını sıkmak zorunda kalmıştı. Yürüyüşü sessiz fakat sert adımlarla çimeni çiğniyordu, yanağının içini kemiriyor, kafasının içindekiler o dümdüz karaltıda ilerlerken kulağına fısıldayan şeytana dönüyordu.

Okul Müdürü'nün yardımına ihtiyacı yoktu, kimsenin yardımına ihtiyacı yoktu. Yalnızdı ve her şeyi hala kendi aklıyla halledebilirdi.

Daha düzgün düşünebilirdi.

Odağı yerinde değildi, o kadar tedbirsiz bir hızla yürürken bu belliydi, eğer ağaçların arasından bir at-adam önünü kesip yayını çıkarsa muhtemelen zar zor fark eder ve sadece yanından geçip giderdi.

Neyse ki Regulus'un ikisi için de asası elindeydi, etrafı kolaçan ederken pür dikkatti.

Sönmüş kamp ateşinin yanına varır varmaz Florence bir büyülü söz mırıldandı. İnce asasından çıkan kıvılcım, kuru çalı çırpıyı tam ortasından vurdu. Odunlardan duman yükselmeye başladı, serin bir nefes çekti, işte o zaman bütün vücudu titredi.

Durgun kesilen oğlanın epeydir sessiz olduğunu, onun gibi muhtemelen bir süredir düşündüğünü biliyordu.

Regulus arkasında bir yerdeydi, hayal gücünde yanakları soğuktan kızarmış, dikkatli mavi gözleri kızın sırtına saplanan bıçaklara dönmüştü. Kara saçları birisi dağıtmış gibi karışık, elleri cebindeydi. Doğrudan yüzüne bakmasa da anlamak zor değildi, Black'in hareketleri genellikle benzer olmaya yönelikti, özellikle saklaması gerekmiyorsa vücut dili aklındakini ortaya dökerdi.

Ancak Ölüm Yiyen olması tamamiyle sürprizdi.

Slytherinli gittikçe karamsarlaşıyor, aralarındaki havayı da gerim gerim geriyordu. Konuşmasaydı ona sorardı fakat Regulus ağzındaki baklayı çıkarmaya karar verdi.

"Bu durum hoşuma gitmiyor."

Bu dört kelime ona doğru dönmek için bir sebep verdi, kullandığı dertli ses tonuna kaşlarını çattı. "Ne?"

Zaman Döndürücü || Regulus BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin