28. BÖLÜM: DOLUNAY
( Keyifli okumalar! )
————
AKLININ DERİNLİKLERİNDE YÜZEN KORSAN GEMİLERİN hepsi düşman tarafındaydı, onlar cani ve yabancıydı: Sadece bir hafta geçmişti lakin artık kendini tanıyamıyordu. Nereye gittiğini gören bir gözü, düşünen bir aklı, istediği gibi davranan bir kalbi yoktu.
Sadece bir hafta; normalde soğukkanlı, olaylara olgunlukla karşılık verebilen sakin kızı öldürüp mezara atması için yetmişti. Travmatik birkaç gün içerisinde mahvolmuştu ve her şey çok hızlı gerçekleşmişti.
Nem boğazını yakıyordu, dünya dönüyor, ciğerleri plastik bir balon gibi şişiyordu. Genç kız düşünmek zorunda kalacağı her şeyi başından atmak için amma büyük bir uğraş sergilemekteydi.
Bugün Florence Hopkins sorunlarıyla karşılaşana kadar onlardan kaçacaktı.
Ne beklediğini bilmiyordu ama kötü bir zayıflık anına denk gelmişti: Çok susamış ve parlak gözüken birkaç bardak sıvıyı diklemişti, kime ait olduğuna bile bakmamıştı. Şimdiyse yürüyordu, epey hızlı yürüyordu. Sanki bir süpürgenin üstündeydi.
Bugün özellikle bir felaketti.
Durduğunda topuğu ağrıyacak, bir baş dönmesi gelecek, akan ter damlalarını hissedecekti. Hogwarts koridorlarında kara bir buluttu ve aklında belli bir rotası bile yoktu.
Sarhoş olmayı düşünerek içmemişti, hayatında bir kere falan kafasının gittiği olmuş ve o da arkadaşlarının yanında yatakhanedeykendi, Florence'ın sadece birkaç dakika öncesini unutması gerekiyordu.
Onu öpmemeliydi.
Kesinlikle sarhoş değildi, her şey hâla ellerinin arasında kontrolündeydi.
Çığlık atmak istiyordu. Çığlık atmak istiyordu.
Boş bulmayı beklediği bir lavabonun girişinde durdu ancak kaşlarını çatıverdi, görmek için gözlerini kıstı. Ayırt etmekte zorlanmadı. Tanıdığı çok fazla kimse yoktu, insanları karıştırmazdı.
Garson kıyafeti içinde Sirius Black. Telaşlı mavi gözleri hiperaktif James Potter. Bir şeyler konuşan Peter Pettigrew.
Herkes Çapulcuları tanırdı ama Florence onlara son birkaç günde pek sık rastlamıştı. Artık karşılaşmaları bir kötü uğura, felaketin habercisi, belanın ta kendisine dönüşmüştü. Bu Gryffindorlular ile muhattap olmak hoşuna gitmiyordu, orası kesindi. Dudağının kenarı tatsızca aşağıya eğilmişti.
Üçü de Mızmız Mrtyle'ın lavabosu önünde bir dolabı içeri ittirmeye çalışıyordu.
"O dolabın içerisinde her ne varsa..." Sıcak nefesi arasından bir hıçkırık kaçtı. "Bomba mı var? Okulu mu patlatacaksınız? Birkaç saat bekleseniz sorun olur mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Döndürücü || Regulus Black
Fanfiction❝ BU HER ŞEYİ DÜZELTEBİLİR! ❞ ❝ SEN BENİ Mİ TAKİP EDİYORSUN? ❞ Florence Hopkins, Zaman Döndürücüler'in mucidi olan Hopkins ailesinin son varisiydi. Ayrıca nesilden nesile aktarılan tarihin ilk ve en güçlü Zaman Döndürücüsü'nün mirasçısıydı. Y...