29 | sonsuza kadar mutlu

274 37 131
                                    

29

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

29. BÖLÜM: SONSUZA KADAR MUTLU

( Keyifli okumalar! )

————




MUTSUZLUK DUYGUSU, İNSANIN BAŞINA KÖTÜ BİR OLAY GELDİĞİNDE ya da sahip olduğu güzel şeylere veda etmek gerektiğinde ortaya çıkardı. Kederi lanete, zaman bir sıkıntıya dönüşür ve o anın tadı damağında tatlı kalırdı, henüz bitmemiş her şeyin özlemini çekmeye önceden başlardı.

İnsanlar garipti ama Florence kafasındaki şeyleri yorumlayamıyordu bile. Onun macerası eğlenceli, sakin ya da rahatlatıcı geçmemişti. Öyleyse bu dertli duygu kalbine nereden geliyordu?

Onu özleyeceğini biliyordu ama sadece bir haftalık bir şeydi, mantıklı kızlar böyle anıların üstesinden gelmekte zorlanmaz-

Hufflepuff kızı derin, sıkıntılı bir iç çekti.

Hogwarts'ın avlusundan dışarıya açılan aralıkta oturduğu taştan basamak soğuktu. Bir poyraz saçlarının uçlarını hareket ettiriyor, aşıklar gibi yanağını okşuyor, içindeki ateşi harlıyordu. Florence rahatsız gibi gözükebilir ama aslında kalkmaya niyetli değil, hareket etmek için fazla bitkindi.

Buna rağmen yatakhanesine varınca gözüne tek damla uyku girmeyecekti.

Regulus Black'in siyah saçlarının bu gece karanlığına kamufle olduğunu, mavi gözlerinin ise karanlığın kontrastında ton değiştirdiğini gördü. Az uzakta beliriverdi ve ona baktı.

Huzursuzluk. Kabullenmişlik. Yorgunluk.

Eve gitmeliydi.

Birkaç saniye bakışlarını kaçırmadıklarında Florence konuşmadı. O da ağzını açmadı. Utanması gerektiğini bile unutmuştu, muhtemelen utanmalıydı, ama aklı darmadağınıktı. Oturduğu yer, serinlik, yıldızların parlayış şekli: Bu akşama dair her şey yolun sonu gibi hissettiriyordu.

Masallar biterdi ve herkes sonsuza kadar mutlu yaşardı. Macera öyküleri biter ve her şey normale dönerdi. Romanlar biter ve mutlu sona ersin ya da ermesin, bir son olmak zorundaydı.

Hikayelerinin son cümlesindeki noktanın üzerinde duruyor, sanki uçan araba varış yerine iniyordu. Regulus'a baktığında konuşmasına gerek yokmuş gibi hissediyordu. Parmakları istemsizce dolandığı kolyenin ucunda dolandı, sıktı.

Regulus gülümsedi, bu gülümseme içini ısıttı.

"Gerçekten mi Florence? Elini çırpıp kutlama yapmayacak mısın? Çektiğin işkence yetmediyse başına bela açmamı ister misin?"

Regulus yaklaşıp hemen yanına oturdu, Florence bu sözlere tebessüm etmekten kendini alamadı.

"Şaşırmam, alışmaya başlamıştım." Oğlandaki kalbini kıpırdatan yüz hatlarını, gözlerinin çehresini, gülüşünün çizgilerini birkaç saniye inceledi ve hafızasının el verdiği kadar not etti. Ardından kafasını kaldırmış, kızın yeşil gözleri dolunayın pak yüzüne kaymıştı. "Her şey eskisi gibi olacak."

Zaman Döndürücü || Regulus BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin