12. BÖLÜM: BLACK DRAMASI
( Evet, yine ben, iyi okumalar! )
————
KIZ TEPEDEN TIRNAĞA BİR KAYA KADAR KASKATI, BEYNİ DEHŞET selleriyle allak bullaktı. Yeşil gözleri endişeli bir parıltıyla kulübede geziniyordu ve ağzı konuşmak için aralanmış nitekim saniyelerce tek kelime etmemişti.
O an yapabileceğinin en iyisini yaptı, kırmızı dudakları gergin bir şekilde iki yana kıvrıldı. Pek içten gelen kıkırdama sesine -sahte olduğu fazla belliydi- darmadağın kafasını ağır ağır sallaması eşlik etti.
Güldü, bütün hepsi korkunç bir şakaymış gibi güçsüz kahkahasını attı. "Vay canına," dedi dengesiz hareketlerini kelimeleriyle de desteklemeye çalışırcasına. İçten içe krizler geçiriyordu. "Bu imkansız."
Yapabileceği tek şey daha fazla sorgulamamalarını ummaktı, Florence başka bir sorunun daha bu kulübede patlak vermemesi için abartılı rüşvetler dahi teklif edebilirdi.
Sadece kimse soru sormasın, lütfen.
"Ben de öyle dedim, ben farkına varmadan bir öğrenci hem okulda hem de burada- Oh, yüce Merlin, marullarım bitmiş!" Hagrid ahşap dolabı sinirle kapattı, vidaları zaten pek sağlam gözükmeyen zavallı kapak neredeyse yere çarpıp yuvarlanacaktı. "Siz bekleyin, ben bahçeden beş dakikaya toplayıp geliyorum."
"Tamam." dedi Lupin, diğer arkadaşları da başını sallayarak aynı anda onayladı.
Florence yumrukları dizinde sıktı, dişlerini yanağının içine geçirdi.
Gitmemesi, onu bu grupla yalnız başına bırakmaması için hazırladığı yalvarış dolu kelimeler asla kapalı dudaklarını aşamadı. Konuşmayacaktı, mümkünse on sene daha ağzını açmayacaktı.
Kapıdan dev adamın başını eğerek çıkışını izledi, yutkundu.
Boğazının yandığını hissediyor, kız büyüyen endişenin sadece donuk suratını değil ayrıca zihnini de etkilediğini biliyordu. Karamsar düşünceler için harika bir zamanlama olabilirdi ancak düzgün bir kaçış planına ihtiyacı vardı.
Göğüs kafesinde yankılanan her bir gümleme kulağına çalınan davul vuruşları oldu, kara kara düşündü. Gerginlik havayı sıcaklaştırmıştı.
Bulundukları utanç verici anı bozup sohbeti başlatacak yürek kendisinde olmayabilirdi fakat belli bir Gryffindor'da kesinlikle vardı: James Potter can sıkıntısıyla bir sağa bir sola kıpırdanmaktan vazgeçip atıldı.
"Arkadaşına söyle Hopkins, benden kaçmayı bıraksın. Onu ben yetiştirdim, paramı eninde sonunda alacağım!"
Eğer soyadıyla seslenmeseydi laubali sesin ona konuştuğuyla ilgili en ufak fikri olmazdı. Kız derin bir nefes alarak kaşlarını çattığında alnında iki dikey çizgi beliriverdi. "Kim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Döndürücü || Regulus Black
Fanfiction❝ BU HER ŞEYİ DÜZELTEBİLİR! ❞ ❝ SEN BENİ Mİ TAKİP EDİYORSUN? ❞ Florence Hopkins, Zaman Döndürücüler'in mucidi olan Hopkins ailesinin son varisiydi. Ayrıca nesilden nesile aktarılan tarihin ilk ve en güçlü Zaman Döndürücüsü'nün mirasçısıydı. Y...