❧ 10. Bölüm

11.7K 378 124
                                    

Keyifli Okumalar!.. ❤️‍🔥

Bir gün gelir her şey mahvolur ama bir günde gelir her şeyi tersine çevirirdi ,hayat. İnsan kendi hayat çizelgesini kendisi belirlerdi. Bu hayatta nasıl ilerlemek istiyorsa, iyiyi de kötüyü de kendisi belirliyordu. Okuyan insanlar hangi meslekte mutlu olacaksa onu seçip okuyordu. Kimisi de okumayıp hayallerinin peşinde koşarak onları seçiyordu.

Bende okuyup bilgisayar yani yazılım mühendisliği bölümünü seçmiştim. Hayal ettiğim meslek bu muydu diye sorarsanız, aslında evet bilgisayar üzerineydi ama hep hacker olmak istemiştim. Ama öyle kötü niyetli olan hackerlardan değil. Kötü olan hackerları durdurmak için hacker olmak istiyordum.

Aslında bu hayalimden en yakın kardeşim dediğim arkadaşlarımın bile haberi yoktu. Kaldı ki anne babamın bile. Ortaokulda başlamıştı bu hayalim aslında. Bir hocamız vardı, daha doğrusu rehberlik hocamız vardı. Bir gün sınıfa gelip siber suçlar hakkında bizlere sorular sormuştu. İşte soru cevap şeklinde sınıfta herkesle diyalog kuruyordu. Rehberlik hocası hackerler hakkında konuşma açmıştı. Nasıl kötü işler yaptıklarını falan, bir sürü şey anlatmıştı hackerlık hakkında.

Bende o günden beri hacker olup kötüleri durdurmak istiyordum. Hep hayalim buydu. Tabi hacker olamayacağımı biliyordum. Zaten okumak için öyle bir bölüm de yok. Bende bu bölümden ilerleyebilirim diye düşünmüştüm ama beyaz şapkalı olabilirdim anca. Türkiye sadece bu sistemi alabiliyormuş. Bende beyaz şapkalı okumak yerine yazılım mühendisliği okuyup kendim çözerim diye okumadım.

Kötüleri ancak kötüler dilinden anlardı. Yani bir siyah şapkalı hacker anca dilinden anlardı kötünün. Tabi beyaz şapkalı da güvenliği sağlamak açısından iyi anlardı ama bir siyah şapkalı olmak zordu.

Üniversiteyi kazandığımda hem bölümümü okuyordum hem de beyaz hackerlık üzerinde kendimi geliştiriyordum. Kimse bilmese de bir süredir bunu yapıyordum. Hatta lise üçüncü sınıftan beri bu işle uğraşıyordum. Zaten üniversiteye geçtiğimde de kötü niyetli hackerlarla uğraşmaya başlamıştım. Beyaz şapka hakkında her şeyi iki sene de yerli yerine oturtmuştum resmen. Zaten sonra da bu hackerlarla uğraşmaya başlamıştım. Ama bir beyaz şapka hacker uğraşmaya yetmiyordu.

Evet hayalim ve yapmak istediklerim bunlardı ,daha çok gelişmek istiyordum ve kötü niyetli insanlarla uğraşmak istiyordum.

Barış denen bir adam da aslında bana hayalimi sunmuştu. Bu gerçekten inanılmaz bir şeydi benim açımdan. Ama ben isterdim ki arkadaşlarım tehlikedeyken değil, onları kurtarmak için yapmak değildi bu işi. Bu işi yaparken sevip isteyip yapmak isterdim. Mutlu olmak, hayalime kavuştum diye huzurlu hissetmek istiyordum kendimi, ama ben bunların hiçbirini hissedemiyordum.

Neden mi?

Barış denen adam mafya ve arkadaşlarımın ikisi de elinde. Ve beni tehdit ediyor hem de en sevdiklerimin canıyla.

Şimdi ise hayatımda belki de asla ama asla görmemem gereken kişiyi görmüştüm. Bir ünlüyü bile görsem bu kadar şaşırmazdım belki ama hayatımda göreceğim son kişi eskiden ofiste beni yakalayan adam olurdu.

Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu. Ne diyeceğimi bilemez şekilde Yiğit'e bakıyordum.

Yiğit takım elbisesinin içinde oldukça ciddi ve asabi bir o kadar da kaşlarını çatmış sinirli bir biçimde bana bakıyordu. Başta birebir şaşkın bakışlarını an be an görmüştüm. Ama şimdi bana sinirli bir biçimde bakıyordu.

Aynı o gün ki gibi..

Ben kendi içimde muhasebe yaparken Yiğit birden sinirle kolumdan yakaladığı gibi yürütmeye başladı.

EYLİLA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin