Keyifli Okumalar!.. ❤️🔥
Genellikle insanlar çok düşünceli ya da çok düşüncesiz oluyordu. Bir şeyi düşünmeden , tartmadan direk her şeye atlayan insanlar vardır. Sonunu düşünmeden hareket eden. Sonunun kötü biteceğini bilen insanlar bile düşüncesizce hareket ediyordu. Neden böyleydi peki? İnsan sonunun kötü olacağını bile bile neden her şeye bodoslama dalardı ki?
Bir insan kendine neden bunu yapardı ki?
İnsanlar mı çok bencildi yoksa doğru yola nasıl gideceklerini bilemedikleri için mi çok düşüncesiz davranıyorlardı?
Belki de içinden bu doğru yol diye kendini kandırıyordu, doğru yolda olmadığını bile bile.
Elif düşünerek mi hareket etmişti peki? Ya da Ateş? Hangisi düşüncesizce hareket etmişti? İkisi de mi yoksa ikisi de değil miydi?
Beynim , kalbim bu görüntüyü algılamak istemiyordu şuanda. Hareketsizce kaç dakikadır onları izliyordum bilmiyorum ama bu benim tanıdığım Elif miydi? İşte ondan emin değildim.
Ona sorduğumda aşık oldum derse peki buna ben inanır mıydım? Aşk aslında tek kelime gibi gözüküyordu değil mi? Oysa ki bakıldığı zaman çok anlam içeren koca bir romandı.. Aşık oldum demek kolay bir kelime olmasa gerek. Ben böyle düşünüyordum. Aşk kısa süre de olacak bir şey değildi. Hele ki bir kaç haftalık bir insana aşık olunmazdı.
İlk aşk denilen saçmalığa da asla inanmıyordum.
Elif , Ateş'in göğsünden tutarak geri çekildiklerinde beni görmelerine izin vermeden eve girmiştim. Gördüğümü şuanlık bilmeyecekti.
Kendimi ne zamana dek tutarım bilmiyordum ama şuanlık bilmeyecekti. Eve girdiğim zaman Yiğit ve Reyhan'ı telaşlı bir şekilde konuştuklarını görmüştüm. Neden böyle hararetli bir şekilde konuştuklarını anlamasam da yanlarına giderek ''ne oluyor, bir sıkıntı mı var?'' diye sordum.
Yanlarına geldiğim zaman ikisi de suspus olmuşlardı. Reyhan bana baktı ve ardından Yiğit'e baktı en sonunda bakışları tekrar bana değdi ve ''he yok bir sıkıntı işle ilgili'' dedi geçiştirmeye çalışarak.
Kaşlarımı çatarak Yiğit'e baktım ardından Reyhan'a dönerek ''emin misin?'' diye sordum.
Reyhan kolumdan tutarak ''evet ya'' dedi ve salona doğru çekiştirerek ''ee baktın mı bohçana?'' diye sordu.
Yüzümü buruşturarak ''saçma sapan işler , ne bakacağım ya'' dedim.
Reyhan gülerek ''niye saçma olsun kızım hem bohçanda bir sürü iç çamaşırları mevcut bir bak derim'' dedi ve kırpamadığı gözüyle sırıttı.
Reyhan'a çimdik atarak ''Reyhan..'' dedim sinirle.
Reyhan kolunu ovuşturarak ''ya ne gerçekleri söylüyorum kızma hemen'' dedi.
'' Kes sesini Reyhan'' dedim sinirle.
Reyhan önüme geçerek gözlerini bana dikti ve ''sen iyi misin?'' diye sordu.
''İyiyim, nerden çıktı şimdi bu?''
''Bilmem sanki fazla sinirli gibi geldin gözüme''
''Her zamanki ben işte'' dedim ve salona girdim.
Reyhan da arkamdan gelerek kolumu tuttu ve ''ben her zaman ki Damla'yı tanıyorum ama şuan karşımdaki Damla hiç de tanıdığım Damla gibi durmuyor'' dedi.
Reyhan'dan kolumu çekerek ''demek ki iyi tanıyamamışsın'' dedim ve koltuğa oturdum.
Reyhan dumura uğramış gibi eli havada şaşkınca bakıyordu. Evet Elif'e çok sinirliydim ve Reyhan'ın da bilip söylememesine ayrıca daha da sinirliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLİLA +18
Teen FictionOlduğum yerde hareketsizce yerde yatan adama bakıyordum. ''Hayır...hayır...hayır b-bu...bu olamaz'' dedim. Ne diyeceğimi bilmez halde şaşkınca yerde kafasından kanlar akan adama bakıyordum. Ben az önce ne yapmıştım? Ellerim , ayaklarım her yerim tit...