Arkadaşlar öncelikle herkese selam. Arkadaşlar ben bu hikayeye 2021 kasım ayında yazmaya başladım. O ilk günlerdeki heyecanımla şimdiki heyecanım arasında oldukça fark var. İlk zamanlar da okunmam yoktu ve şimdi okunma sayımız görüyorum ki 50 bin olmuş ve bu beni oldukça mutlu ediyor ama mutlu etmeyen şeyler de var. Bana sosyal medya hesabımdan yazan kişiler var ilk önce onlardan bahsetmek istiyorum. Ben şuana kadar hiçbir kötü mesajınızla karşılaşmadım ve bu beni oldukça mutlu ediyor. Her birinize yazan yazmayan herkese çok teşekkür ediyorum. O kadar güzel mesajlarınızla karşılaşıyorum ki çok tatlısınız.
Şimdi ise beni sarsan ve sinir eden şeyler de var onlardan bahsetmek istiyorum. Hiçbirinizin kalbini kırmak istemiyorum ki zaten silah zoruyla da hikayemi okuyun demiyorum. Eğer okuduğunuz kitabımda bölümlere saçma sapan affedersiniz de cahilce soru soranlar olacaksa gerçekten hiç okumasın daha iyi. Bölümlerde gördüğüm o kadar saçma sorular var ki... Size burada o yorumlardan bahsetmeyeceğim ama böyle çocukça, cahilce sorular yazıp soracaksanız gerçekten okumayın. Başta da dediğim gibi kimseyi silah zoruyla okutmuyorum.
Arkadaşlar bir de bu karakterler de sürekli Barış'ı soranlar var. Ona da açıklık getirmek istiyorum. Arkadaşlar ben Barış karakterine uygun birisini bulamıyorum ve o yüzden koymadım ama eğer sizin aklınıza Barış karakterine uygun birisi geliyorsa bana dm yoluyla ulaşabilirsiniz her yerden. Linkleri hikayenin sonunda bırakacağım o hesaplardan bana ulaşabilirsiniz.
Beni destekleyenler ve hikayemi okuyup şans verdiğiniz için her birinize teşekkür ediyorum tekrardan. Seviliyorsunuz<3 sağlıcakla kalın :)
Keyifli okumalar!.. ❤️🔥
Demir bana çiçek göndermişti!
Barış'a hala bakarken birden çiçeği yere doğru hızla savururcasına attığında korkuyla yerimde sıçradım. Barış'ın çiçekleri yere atmasını beklemiyordum. Öyle bir hızla ve öfkeyle yere doğru fırlatmıştı ki korkmadan edememiştim.
Barış'ın çene kası seğirmeye başladığını gördüğümde ''bu şerefsiz sana nasıl çiçek gönderebiliyor lan?'' dedi birden kükreyerek.
Barış sinirle üzerime doğru gelerek ''söylesene! Nasıl gönderebiliyor? Nereden biliyor bacağının yandığını?'' diye sordu bu seferde.
Bir adım gerilediğimde ''bilmiyorum! hem alt tarafı bir çiçek niye bu kadar sinirlendin ki?'' diye sordum çatık kaşlarla.
Neden bu kadar sinirlenmişti ki? Basit bir çiçekti niye bu kadar abartmıştı bunu?
Barış elini havaya doğru savurarak '' sen bilmiyorsan o zaman nereden biliyor bu?'' diye sordu inanmayan bir sesle.
Şaşkınca ''ne yani bana yalancı mı diyorsun sen? Bilmiyorum diyorum sana!'' dedim.
Barış derin bir nefes alıp yüzünü sıvazladığında ''sana yalancı mı dedim şimdi ben ,konuyu farklı yerlere çekme! Sana nereden biliyor o zaman diyorum?'' diye sordu öfkeyle.
Saçımı iki elimle geriye doğru atıp ''bilmiyorum diyorum! Anlamıyor musun?'' dedim sinirle.
Şuan bana yalancı muamelesi yapıyordu ve her an ağlayabilirdim sinirimden.
Barış yere attığı çiçeği sinirle ayağıyla tekme atıp ileriye doğru savururken ''bu piçe kim haber verdi lan o zaman!?'' diye bağırdı.
"Onu gördüğüm yerde bana yalvarana dek dövüp öldürmezsem tüm sülale siksinler benim. O çiçekleri onun götüne sokacağım. Orosbunun evladı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLİLA +18
Teen FictionOlduğum yerde hareketsizce yerde yatan adama bakıyordum. ''Hayır...hayır...hayır b-bu...bu olamaz'' dedim. Ne diyeceğimi bilmez halde şaşkınca yerde kafasından kanlar akan adama bakıyordum. Ben az önce ne yapmıştım? Ellerim , ayaklarım her yerim tit...