Keyifli Okumalar!.. ❤️🔥
Impossible · James Arthur
1 AY SONRA
Ruhsuz bir biçimde, hırçınca dalgalanan sahile bakıyordum. Denizin yoğun dalgası kayalıklara çarpıp tekrar yolunu ezbere biliyormuş gibi kısır döngüye girmişti ve dalgalanarak geriye doğru savruluyordu. Uzun sarı saçlarım rüzgarla karışarak yüzümün önüne geliyordu. Normalde rahatsız olmam gerek ama elimi bile kaldırmıyordum, saçlarımı yüzümden çekmiyordum.
Kabus gibi gelişen olayın üzerinde tamı tamına bir ay geçmişti. Bir ay içinde içime kapanık, yemek yemeyen ruhsuz gibi ortalıkta gezen, ruhtan başkası değildim. Kimseyle konuşmuyor tek kelime etmiyordum. Elif ve Reyhanla aynı evde kalmamıza rağmen ne sohbete dahil oluyordum ne de başka bir şey yapıyordum.
Reyhan ve Elif her ne kadar beni zorla konuşturtmaya ve bir şeyler yemeye zorlasalar da ben keskin dille reddediyor ve tekrar ruhsuz halime dönüyordum. Bora ve Savaş da eve sürekli uğruyorlardı. Onlarından kızlardan farklı bir şey yaptığı yoktu. Sürekli benimle konuşmaya ve sevdiğim şeylerden alarak yedirtmeye çalışsalar da ne yemiştim ne de çok fazla konuşmuştum.
Ben birini öldürmüştüm ve bu hiç de kolaya alınacak bir durum değildi. Biliyorum benim hatam değildi ama katil olduğum sonucu hiçbir şey değiştirmiyordu. Hani kitaplarda okursunuz veya filmler , diziler izlersiniz birileri öldürülür ve siz belki biraz üzülüp ağlarsınız ama acısını en derinden hissetmezsiniz. Oysaki birinin canını almak ne filmlerde ne de kitaplarda söylendiği gibi değildi. Bir insanın canını almak tarif edilemez bir duyguydu. O insan ister iyi olsun ister kötü birileri tarafından öldürülmeye mecbur değildi.
Evet beni sürekli sosyal medyadan taciz eden biriydi. Hatta bir ara sosyal medya hesabımı da kapatmıştım. Ardından yeniden açtığımda ise uzun bir süre ne mesaj ne de başka bir şeyle karşılaşmamıştım. Hiç kimsenin bu olaydan haberi dahi yoktu. Saçma bir olayı anlatmak istememiştim. Ama bu kadarını olacağını da tahmin etmemiştim. O adamın karşıma çıkacağını aklıma gelse bile ihtimal vermezdim.
Tabi katil olacağımı da.
Telefonumun titremesiyle ellerimi ceketimin cebinden çıkarttım ve pantolonun arka cebinden telefonuma uzandım. Telefonu elime aldığımda Elif'in aradığını gördüm.
Derin bir nefes vererek telefonu açtım ve kulağıma dayadım. Elif'in çocuksu ve ince sesi anında kulaklarıma doldu. ''alo Damla?''
''Seni dinliyorum'' dedim.
Elif'in derin bir nefes çekişini duyduğumda ''neredesin?'' diye sordu en sonunda.
Artık herkes bu ruh halimden çok sıkılmıştı ama bu elimde olan bir şey değildi ki.
''Sahildeyim'' dedim yeniden tek bir kelimeyle.
Elif neşeli çıkarmaya çalıştığı sesiyle ''hadi eve gel bak Bora ve Savaş da geldi herkes seni bekliyor, hem pizza da sipariş ettik'' dedi.
''İşim var''
Elif ''ne işin var sahildeyim demedin mi?'' diye sordu.
''İş'' deyip kestirip attım.
''Damla işin olmadığını biliyorum hadi ama lütfen''
''Yarım saate gelirim'' dedim bıkkınlıkla.
Sürekli aynı şeyi yapıyorlardı. Canım istemeyince de beni zorladıklarında bu durumdan hiç haz etmiyordum. Tamam benimle ilgilenmeye ve elinden gelenleri yaptıklarını biliyordum ama bunları hakkettiğimi düşünmüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLİLA +18
Teen FictionOlduğum yerde hareketsizce yerde yatan adama bakıyordum. ''Hayır...hayır...hayır b-bu...bu olamaz'' dedim. Ne diyeceğimi bilmez halde şaşkınca yerde kafasından kanlar akan adama bakıyordum. Ben az önce ne yapmıştım? Ellerim , ayaklarım her yerim tit...