Tokyo....hayatım boyunca en sevdiğim şehir. Hafif trafik olduğundan arabaların ışıkları şehrin ışıklarına karışıyordu. Şimdi kendime yardımcı bulmalıydım. Eğer ben Japonyalı olsaydım, nerde otururdum? Her yere yakın bir yerde sanırım. Tokyo nun göbeğine gittim. Nasıl bir yerde otururdum? Müstakil. Bahçe...hayır. Balkon....kesinlikle. Benim sevdiklerime uyan tek bir ev vardı oldukça lükstü. Tam kapıya yaklaşırken kapı açıldı. Birden o çocuğu gördüm. Çocuk bana döndü veee....
Harddead/Jack: Ohaa Mütiş kıyafet!
H/J: Bana mı dedin?!
H/J: Keselim artık!
H/J: İnanılmaz! Kılıç! Kristal! Savaş! Olamaz! Aynı şeyleri söylüyoruz.
Hard: tamam tamam ben Harddead...
Jack: Havalı isim... Ben Jack.
Ve böylece en iyi dostlarımdan biriyle tanışmış oldum. En iyiside bu çocuğun mükemmel bir hacker olmasıydı. Hemen MBS kameralarını heckledi ve yaşam enerjisini ölçme ayarlarına getirdi. Yaklaşık 2 buçuk saat sonra büyük bir enerji dalgası ile karşılaştık. Hemen nerde olduğunu ve neyle uğraştığını bulduk ve vedalaştık. Ama bu bir son değildi....daha sonra ona ihtiyacım olacaktı. Sonrasında onun evine gittim. Kapıyı çaldım. Çok tatlı bir çocuk açtı kapıyı. Yalanım yok çocuk harbi yakışıklıydı. Zayıf şirin bişiydi.
.......: Bende seni bekliyordum!
![](https://img.wattpad.com/cover/32740140-288-k459274.jpg)