🖤 Kurabiye Canavarları 🖤

2.5K 99 20
                                    

Kurabiye Canavarları

Eve geldiğimizde kendimi hemen sıcak bir suya atmak için hızla yukarı çıkmıştım o kadar çok üşümüş ve ıslanmıştım ki yerler olduğu gibi sırılsıklamdı, sıcak suyu açıp fıskiyenin altına girdiğimde ısınmaya başlamıştım ve gözlerimi kapatıp rahatladım, gözlerimi kapatmamla beraber orman ayısının üzüntülü yüzünü görünce hemen gözlerimi açtım, bana öyle içtenlikle ve güzel sarılmıştı ki karşı koyamamıştım, karşı koymayı geçin ona sarılmayı istemiştim.

O günleri hatırlayınca yüreğim o kadar yanmıştı ki onun bana sarılmasına dahi bir şey diyememiştim, ona sarıldıktan sonra kendimi çok iyi hissetmiştim nedense, güçlü yapısından olmalıydı sanırım, ama benimle beraber üzülmesi gerçekten yüreğimi ısıtmıştı, içtendi, sahte değildi, her ne kadar ilk başlarda kötü biri olsa da son zamanlar da hiç görmediğim yanlarını görüyor ve şaşırıyordum.

Bu da beni gergin yapıyordu, çünkü onun bu düşünceli ve içten tavırları benim ona bakış açımı değiştiriyordu, Taner de aklıma gelince yüzümü buruşturdum onu aramak istiyordum ama şebeke hava koşulları yüzünden çekmiyordu, elektrikler de yoktu.

Duştan çıktım ve kurulanıp üzerimi giyindim, saçlarımı kurutup tepeden topuz yaptım ve öğle yemeği için aşağı indim mutfağa girdim dolabı açtım bir sürü yemekler vardı, kaşlarımı çatıp derin nefes aldım ve arkamı dönüp salona baktım ama o yoktu, merak etmiştim?

Nereye gitmişti ki şimdi bu?

Hava iyice kararmaya başlıyordu yağmur deli gibi yağmaya devam ediyordu hala ve elektrikler olmadığı için ısıtıcılar da çalışmıyordu, ev soğumaya başlamıştı, derin nefes alıp iyice endişe ederek yağmurluğu giydim ve verandaya çıkmaya karar verdim, şemsiyeyi açıp basamakları indim ve etrafıma bakındım ama onu hiçbir yerde göremedim, endişeyle kaşlarımı çatıp yutkundum ve ona seslenmeye karar verdim. "Tahir!" sadece yağmur ve şimşek sesinden başka hiç bir ses yoktu, endişeyle ve içimde korkuyla dudaklarımı kemirmeye başlayıp daha yüksek sesle adını seslendim, o sırada arkamdan hırlama sesi gelince gözlerimi hafifçe büyütüp yutkundum, yavaşça arkamı döndüm.

Siyah bir kurt mavi gözlerini kitlemiş bana bakıyordu.

Korkuyla geriye doğru gittim ve yutkundum, korktuğumu belli etmemek için çaba sarf ettim ama bu mümkün değildi karşımda bir kurt vardı! Kitlenmiş bana bakıyordu! Geriye doğru hızla gitmeye başladığımda hemen önüme dönmemle karşımda Tahir'i buldum.

Ve o an direk ona sarıldım ve gözlerimi sıkıca kapattım.

Şaşkınlıkla kolları havada beklerken kurtun arkamdan hırladığını duyunca irkildim, elini sırtıma koyup okşadı.

"Korkma, sakin ol. Sakın korktuğunu gösterme, arkamda dur" dediğinde başımı salladım, geri çekilip hemen arkasına geçtiğimde Tahir elindeki poşeti yere bırakıp kurta yaklaştı, gözlerimi hafifçe büyütüp şaşkınlıkla ona baktığımda kurt başını eğdi ve hırlamayı bıraktı. "Aferin benim kızıma, ona zarar vermek yok tamam mı kızım? O sana asla zarar vermez"

"Sen az önce bir kurtla mı konuştun?"

"Benim hayvanlarla aram çok iyidir, empati kurabiliyorum onlarla? Bir yılanla bile iyi anlaşırım, hayvanların her çeşidini severim, fare ve küçük kurtlar hariç tabi" dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Onları kimse sevmez"

"Minik tatlı hamsterler var mesela? Ona pek fare denmez onları da severim"

"Bu kurt nasıl oluyor da ısırmıyor, istese şu an ikimizi de parçalayabilir"

🖤 Sözleşme 🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin