🖤 Sözleşme 🖤

🖤 Ben Onu Çok Sevdim 🖤

Nikah dairesinden çıktığımızda hem sözleşmeyi hemde nikah defterini imzaladığım için karşılığında hemen ortak olmak istediğim adamı aradı ve benimle ortak olmasını teklif ettikten sonra adam kabul etti, evlilik sözleşmesinde yazdığı gibi imzayı attığım için Tahir denen adam hemen tapu dairesine yönelmişti, benim evimi kendi üzerine yaptığı tapuyu tekrar benim üzerime geçirmek için adamla konuştu, sözünü tuttu.

Her şeyi hallettikten sonra tapuyu ve anahtarı gözümün içine bakarak verdi, nefretle ondan alıp çantama koyduğumda dişlerini göstererek sırıttı. "Seninle iş yapmak güzeldi, gerçi bunu üç ay sonra demem gerekir" dediğinde yüzümü buruşturup arabaya binmek için yürüdüm oda peşimden geldi.

Arabayı villanın önüne park etti ve arabadan indi bende hiç oyalanmadan isteksiz bir şekilde arabadan inip yanına gittiğimde derin nefes aldı. "Asma suratını, annemin yanına gideceğiz? Biraz mutlu görün"

"Göbek de atayım mı? Halay çekeyim yada? Böyle bir durumda nasıl olmamı istiyorsun?" diye sinirle parladığımda dudaklarını büzdü.

"Göbek atabilirsin, o olur bak"

"Hastasın sen" dedim sinirle, yürümeye başladığımda kolumu tutup çekti ve gözlerime baktı, hırsla kolumu çektim ve işaret parmağımı sallayarak konuştum nefretle. "Bana sakın bir daha dokunma!"

"Ama sen karımsın şu an"

"Sahte karın!..."

"Olabilir. Sözleşmeyle evli olabiliriz ama unutma ki nikah gerçekti, evlilikte öyle" deyip sırıtınca dişlerimi sıktım.

"Uzak dur benden!"

"Seni kaçırdığım günü hatırlıyor musun? Odamızda konuştuklarımızı?"

"Odamız mı?" diye sordum dehşetle.

"Benim yatak odam senin de yatan odan olacak"

"Seninle aynı havayı solumak bile canımı sıkarken seninle aynı odada nasıl kalacağımı düşünürsün?" diye hiddetle sorduğumda sırıttı.

"Sıkı can iyidir çabuk çıkmaz derler"

"Ama seninki her an çıkabilir" dediğimde belimi tutup kendisine sertçe çekmesiyle inledim ve ellerimi göğsüne koymak zorunda kaldım, sırıttı.

"Bu biraz zor ama deneyebilirsin, ayrıca odada ne konuşmuştuk hatırlıyor musun? 'Bir gün ellerim belinde, ellerin göğsümde, gözlerin gözlerimde, dudakların dudaklarımda mühürlü kalacak, ve sen o zaman bana meydan okuduğun için hem pişman hemde aşık olacaksın' demiştim" dediğinde ellerime çevirdim bakışlarımı, göğsünde duruyordu ellerine çevirdim bakışlarımı belimde duruyordu, dişlerimi sıkarak onu ittim ve kendimi geri çekerek hiddetle konuştum.

"Aradaki farkı atladın sanırım? Sana aşık değilim olmayacağım da! Pişman mıyım meydan okuduğum için? Biraz. Ama asla aşık değilim!..."

"Üç ay benimle birlikte kalmak zorundasın güzelim, bu süre zarfında dokunuşlar, bakışlar, karizmatiklik, cazibelik...her an her şey var, bak yine pişman olacağın bir şeyler söyleme? Sözleşme gibi, bunu da kabul etmek zorunda kalırsın ona göre"

"Ölürüm daha iyi"

"İyi. Öl o zaman" dedi ve yürümeye başlayınca dişlerimi sıktım. Eve geldiğimizde içeriye girdik, gayet rahat ve beyazlar içinde büyük bir koridor karşılamıştı genişti, kapıyı kapattıktan sonra onu beklemeden ilerlemeye devam ettim, merak ediyordum, koridorun sonunda bir tane merdiven vardı, sol taraflarda ise yan yana kapılar vardı, ilk kapıya girdiğimde siyah ve altın sarısıyla döşenmiş harika bir salonla karşılaştım, koltuklar siyah perdeler altın ve siyah şeritliydi, salondan çıkıp yan tarafa girdiğimde mutfak olduğunu gördüm, Amerikan mutfağı gibiydi, mutfağın ortasında mermer bir masa ve bar tabureleri vardı.