Günler birbirini kovalarken mahkemeye bir gün kalmıştı ve Tahir'in durumu hala aynıydı sadece bir kere rüya görürken göz bebekleri hareket etti kapalıyken, insanlar rüya görürken göz bebekleri hareket edermiş...onun haricinde başka hiçbir şey olmamıştı, oksijene devam ediyorlardı ilaç veriyorlardı, serumla besliyorladı.
Yarın mahkeme vardı, mecbur Sevim hanıma kocasının emniyette olduğunu ve mahkemeye çıkacağını söyleyecektim ama adam Tahir'i öldürme teşebbüsünde bulunmuştu, Tahir'in uyanıp olayı anlatması gerekiyordu, ama yine de Tahir'in avukatı onun komada olup uyanamadığını ve haneye tecavüz edip insanları tehdit ettiğini mahkeme sunacak ve annesini de delil olarak gösterip hastane raporlarını sunacaktı, yine adam cezaevine girecekti ama Tahir'in bu olanları ve adaletin yerini bulduğunu görmesini çok istiyordum.
Annesine her şeyi söylemek için ayaklanmıştım ama ne yazık ki Tahir'in şirketinde bir pürüz çıkmıştı? Ortak olan adamın hesabına para yatırılmamıştı, bir ay önce yapılan bir anlaşma bugün sunuma geçilecekti ama şirketteki hain kimse şirket bankasından adamın hesabına para yatırılmamış ve adam zarara uğramıştı? Kendi şirketimi bırakıp onun şirketine gitmiştim, Asel zaten asistanlığımı yaptığı İçin her şeyle o ilgileniyordu, gelecek ay onun maaşına zam yapacaktım valla, çünkü çok şeyler yapmıştı benim için.
Şirkete girdiğimde madur olan adam zaten holdingin dışında duruyordu arabadan iner inmez Berk ve Umut da peşimden gelmişti sağ olsunlar, madur olan adama yaklaştığımda direk koyu gözlerini bana çevirdi, adam öfkeliydi doğal olarak. "Siz Tahir beyin eşi misiniz? Bana siz olduğu söylendi gerçi" içim buruk bir şekilde başımı salladım.
"Evet be..."
"Bu holding kadar sahtekar bir şirket ben daha görmedim, sizin kocanızla ben bir anlaşma yaptım zamanında? Bugün işleme geçilecekti, sunum yapılacaktı, çalışanlar başlayacaktı, ama bunlardan önce benim hakkım olanı kimse vermedi! Nerede o adi Tahir denen adam..." demesiyle içimde şimşekler çaktı, o an o kadar öfkelenmiş ve deli olmuştum ki adamın gırtlağına sarılıp boğup öldürmek istiyordum!
"Bana bak haddini bil, sen o adi dediğin adamın başına neler geldiğini bilmiyorsun..."
"Ne gelirse gelsin beni ilgilendirmez! Benimle bir anlaşması vardı ve bana bir onay verdi bende güvenerek ortak oldum ve ortalıktan kazanacağım paraya güvenerek iş yaptım..."
"Başına ne gelirse gelsin mi? Sen o adamın sayesinde şirketi bilinen bir insan oldun! Tahir sayesinde! Arkadaşlar bana senin hakkında bütün bilgileri verdi! Tahir yokken şirketin batırıyordu be! Neredeyse onunla beraber yaptığınız bir kaç anlaşmada para buldun onun sayesinde geldin şimdi de gelmiş karşıma adamı kötüleyip sahtekarlıkla suçlayıp alacağın üç beş paranın hesabını yapıyorsun!" diye bağırdığımda adam öfkeyle üzerime yürüyünce Umut hemen adamın göğsüne elini koyup sertçe itti.
"Ondan uzak dur yoksa kırılacak bir kemiğin bile olmaz" dediğinde adam öfkeyle ona baktı bu sefer.
"Sen kim oluyorsun koruması mı? Çokta umurumda! Ben paramın..."
"Paranı ağzına sokturtma, eşi zaten sana açıklama yapmış ve zarar neyse verecek? Önce bir insan gibi dinle" diye araya Berk girince yutkundum, adam sakinleşmeye çalışıp yanındaki adamlara başını salladı adamlar arabaya yaklaştıklarında adam dönüp bana baktı şüpheyle.
"Peki" dediğinde yüzümü buruşturup önden gittim, Umut ve Berk de peşimden gelmişti. Toplantı odasına girdiğimizde adamı önden buyur ettim, Umut ve Berk de içeri girince en son ben girip kapıyı kapattım, rastgele bir yere oturdum, adam tek kaşını kaldırıp bana baktı oturarak. "Neden eşinizin yerine oturmadınız? Baş köşeye"
"O varken bana düşmez" dedim dişlerimin arasından, dudaklarını büzdü.
"Başka biri olsa..."
"O başka biri ama, ben değil" dediğimde başını salladı.
"Ne olmuş peki eşinize?"
"Komada" dediğimde şaşkınlık geçirdi, ağzı açık adamlara ve bana baktı.
"Ne? Ne demek komada?"
"Kaza geçirdi, ve komada. Dokuz gündür de böyle...bazı hainler de bunu fırsat bilip boş buldular burayı ve geciktirmişler? Yani ne onun suçu, nede benim suçum? Şirket bankası kimse ona kızarsanız, çünkü bize böyle bir sorun olduğunu kimse belirtmedi nedense Tahir beyin ani kazası üzerine oldu" dediğimde adam bir anda üzüldü ve mahçup oldu.
"Doğa hanım ben gerçekten çok özür dilerim, ben bilmiyordum, ben ondan kaynaklı diye..."
"Tahir asla kimsenin hakkına girmez paradan yana, hak neyse onu vereceğine inanıyorum" deyip telefonu elime aldım şirket bankasıyla kim ilgileniyorsa Tahir'in sekreterine söyledim gelmesi için, adam tekrar bana mahcup bakınca yutkundum ve bakışlarımı masaya çevirdim, kapı tıklandığında içeri buyur ettim, şirket bankası yetkilisi ve asistan içeri girdi ve asistan bana baktıktan sonra adama öfkeyle baktı.
"Efendim bu adam geciktirme yapmakla kalmadı, bize de yanlış bilgi verdi yatırdım diyerek? Yani Ümit bey buraya gelmese şikayet etmese bizim yine haberimiz olmayacaktı" dediğinde dişlerimi sıkarak adama baktım, tedirgin bir şekilde bir bana bir de Ümit beye bakınca dişlerimin arasından konuştum.
"Şimdi derhal hak neyse adama vereceksin, ve seni de işten atacağım sonra!..."
"Doğa hanım yapmayın ne olur..."
"Defol git! Hala karşıma geçmiş af diliyor! Çık git hemen adamın hakkı neyse ver ve istifanı basıp git! Hemen!" diye gürlediğimde adam yutkundu, ve başını sallayıp toplantı salonundan ayrılınca bakışlarımı sekretere çevirdim ve takip etmesi için başımla onay verdim, başını eğip hemen peşinden gitti. "Berk sende git kaçar, kıza zarar verir aman diyim" dediğimde oda hemen ayaklandı ve peşlerinden gitti, Ümit bey hemen ayağı kalkıp bana yaklaştı ve elini uzattı derin nefes alarak bende ayağı kalkıp elini sıktım.
"Çok teşekkür ederim Doğa han..."
"Bir daha ön yargı yapıp, bilip bilmeden davranıp üç beş kuruşun hesabını yapma fazla? İyice araştır kim suçluysa cezalandır tamam mı?" diye lafını kesip Umut'a baktım, Umut hemen ayağı kalkıp adama kitlenmiş halde yürüdü, adam yutkundu ve tekrar masaya oturunca derin nefes aldım. "Gidelim Umut" dedim. O kadar yorgundum ki neyle uğraşacağımı neye kafa yoracağımı bilemedim, Asel'i aradım Sevim hanımla konuşup yarın duruşmada onun olmasını ve adamın neler yaptıklarını söylemesini istedim, gücüm yoktu? Sadece duruşmaya gidip ceza alışını izleyecektim, artık üzüntüye dayanacak sabrım ve yüreğim kalmamıştı. Kabul etti ve yola çıktı Sevim hanım için.
Bende holdingin dışına çıktığımda kalbimde ani bir sancı hissetmemle yüzümü buruşturup dizlerimin üzerine çöktüm, Umut endişeyle yanıma gelip oda dizlerinin üzerine çöktü ve ellerini yanaklarıma koyunca kalbim sıkışmaya devam etti, derin nefes alıp vermeye başladım ve kesik kesik konuştum. "Ben, benim kalbim, Umut kalbim sorunlu..." dememle kendimi onun kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🖤 Sözleşme 🖤
Romance"Bir gün ellerim belinde, ellerin göğsümde, gözlerin gözlerimde, dudakların dudaklarımda mühürlü kalacak ve sen o zaman bana meydan okuduğun için hem PİŞMAN hemde AŞIK olacaksın" Bir SÖZLEŞME ile başlayan bu alışveriş ve nefret, nelere sebep olacak...