🖤 Sözleşme 🖤

🖤 40 🖤

Tahir Demir.

Her ne kadar üzülsek ve ağlasak da ne yazık ki ölüm, insan oğlunun kaçamayacağı tek bir alan ve sondur. Benim annem de şimdi vefat etmişti ve onu gömmüştük, hayat bu kadar basitti işte? İsterseniz yüz yıl yaşayın, koca yılınız tek bir saniyede kül olup gidiyordu, bu kadar basitti işte.

Haftalar geçmişti üzerinden hatta ve ben nasıl bu kadar zamanın hızlı geçtiğine anlam verememiştim, annem torunu olacağını görememişti ne yazık ki sevemeyecekti de ama en azından ben anneme demiştim emindim bebeğimiz olacağına, ve olmuştu da. Hamileydi Doğa, cinsiyetini ise bir - iki ay içinde öğrenecektik.

Annem üç ayı dolduramadan gitti, ben kendimi o üç aya hazırlamıştım ama erkenden gitmesi de biraz beni üzdü, ama onun adına da seviniyordum, çünkü acı çekiyordu üzülüyordu, yatalak olduğundan beri mutlu değildi, biz elimizden geldiğince onu mutlu ettik, oldu da. Şimdi huzura kavuştu, gerçek hayatta.

Sözleşmeyi iptal etmiştim bitmesine bir ay kalmıştı ama tutmanın da bir anlamı yoktu zaten Doğa resmi nikahlı karım olduğu İçin mallarımı ortak bölüşüyorduk, o para anlaşma biz ayrılıktan sonra geçerli olacaktı ama aşık olduk işte, bir gün bana bir şey olursa köşk ev ona kalacaktı, dairemizin de yarısını onun üzerine yaptırdım, şirketi de vardı zaten? Kazandığı parayı bankasına atıyordu, bir gün kötü gün olursa eğer, hazırda dursun diye saklayacaktı.

Bizim küçük bir ailemiz vardı babam iti olacak adamı seven tek bir tane dostu veya akrabası yoktu annemin de öyle, annem annesiyle babasını kaybedince babamla evlenmişti o babam o zamanlar aslında annemi seviyordu sevmiyor değildi, sonra bir anda değişti kötü biri oldu işte eziyetleri başladı, travmalar yaşattı, şimdi ne oldu? Hepsi ölmüştü gitmişti, yapılan hiçbir kötülüğe değmiyordu kısa bu hayat için.

Doğa, güzelim benim o çok ağlamıştı, üzüntüden bebeğimizi kaybedeceğini düşünüp korkuyordum ve ona destek oluyordum, bir gün bana 'Bu kadar soğukkanlı nasıl olabiliyorsun? Annen öldü' demişti, burukça sırıtıp 'Annem bu dünyada geçmişinden ve yatalak olmaktan kurtuldu' demiştim susmuştu, oda hak vermişti, çünkü annem belli etmemiş olsa da bize sarılıp bizim tenimizi hissedemediği için her gün ölüyordu zaten. Kendimi öyle avutmuştum.

Arkamdan ayak sesleri gelince düşüncelerimi kovdum aklımdan, geçmişe dalmayı kesip biricik karıma bakmak İçin başımı çevirdim, bana hafifçe gülümseyerek geldi ve bir sandalye çekip oturdu, elini tutup parmaklarımı parmaklarının arasından geçirdim ve diğer elimle ensesinden tutup kendime çekerek alnını öptüm, başını göğsüme koyup derin bir nefes aldığında sağ kolumu omzuna attım ve baş parmağımla yanağını okşadım kadınımın. "Bizim minik canavar uyudu mu?"

"Uyudu, gün geçtikçe daha bir güzelleşiyor"

"Gör bak o ne güzel bir kız olacak? Birini sevdiğinde ne halt edeceğim acaba?"

"Ne olacak? Evlenecek bizim gibi, çocukları olacak"

"Olmasın? Ne gerek var?" diye sordum kıskanç bir tavırla, kıkırdadı.

"Hayatım doğanın tabiatı bu, eninde sonunda oda sevecek işte"

"Seks yapacak Doğa, bu kanıma dokunuyor"

"Hayatım kendin söylemiştin bana bir gün hatırlıyor musun? İhtiyaç falan demiştin, belli bir zaman sonra..."

"Tamam tamam sus, düşündükçe daha çok deli ediyorum, duyunca hepten zıvanadan çıkasım geliyor" dediğimde kıkırdadı tekrar elimi sıktı.

"Kız kardeşine böyleysen kızımız olsa..."

"Hayatta evlenemez! Benim kızım seks meks yapmayacak! O adi şerefsiz kim olursa engel olurum" dediğimde başını kaldırıp bana baktı.

"Saçmalama, kızımız yuva kur..."

"Kurmasın? Hiç gerek yok"

"Şu kıskançlığını törpüle biraz bence"

"Törpülemeyeceğim..."

"Kızının bir çocuk sahibi olup torun sevgisi tatmak istemez misin?"

"İstemem! Oğlum olursa o yapar ama kızım olursa değil evlenip seks yapması erkek arkadaşı bile olamaz!" dediğinde kahkaha atınca bende kıkırdadım. "Gülme, ciddiyim Doğa" dediğimde derin nefes aldı.

"Allah'ım çok garip bir adamsın"

"Sen kızımız olursa eğer seks yapmasına karşı bir şey demezsin yani ha?"

"Hayatım sevip evlendikten sonra evcilik oynayacak halleri yok Ya? Sen benimle sevişmeden durabilir misin ki bir başka erkekten de bunu istiyorsun?"

"Dururum...sanırım? Dururum..." kaşlarımı çattım. "Duramam" dediğimde kahkaha atınca bende kıkırdadım, başına güzel sahiplenici bir öpücük kondurdum ve sırtını okşadım, ardından karnını okşadığımda gülümsediğini gördüm, benim de yüzümde ufak bir gülümseme oluştu. "Güzel aile olacağız" dediğimde gülümsemesi yüzünde yayıldı.

"Sanırım öyle görünüyor"

"Doğa"

"Efendim Tahir?" dedi, ondan ismimi eminim yüzlerce duysam, ilk ismimi duyduğum gibi mutlulukla coşmaya devam ederdi içim.

"Seni çok seviyorum"

"Bende seni çok seviyorum" dediğinde sırıttım.

"Hani sevmek istemiyordun? Çok büyük konuşuyordun, dediğime geldim yavrum"

"Övün dur şimdi tamam mı? Gıcık şey" dediğinde gitmek için hamle yapınca hemen belini tutup kendime daha çok çektiğimde kollarını boynuma dolamak zorunda kaldı, gözlerine baktım...içinde mutlu olduğum ve her baktığımda da huzur bulduğum o orman gözlerine baktım, gülümsedim, dudağına bir öpücük kondurduğumda oda beni öptü, geri çekilip yüzüne baktım ve elimi yanağına koydum.

"Sevgilim benim" deyip başımı göğsüne koyduğumda kıkırdadı ve ellerini başıma koyup okşadı.

"Yoksa kızlar gibi sende mi adet duygusallığı başladı? Bir garipsin" dediğinde güldüm, baya güldüm.

"Hayır, sadece seni seviyorum ve bunu söylemek istediğim içindi" dediğimde kıkırdadı ve başımı öptü, gözlerimi kapattım ve verdiği ilginin sevginin keyfini çıkardım.