🖤 Av Peşinde 🖤

1.5K 72 25
                                    

Etrafta sesler duyunca kaşlarımı çatarak gözlerimi aralayıp kafamı kaldırdım ve baktım Tahir bey yine siyahlar içinde giyinmiş aynada süsleniyordu kokoş, ayağı kalkıp kurşun yaralarına krem sürmek istedim, lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım ve doktorun verdiği kremle yanına gittim, aynadan ona baktığımda bakışlarını bana çevirdi, kalbim teklemişti, ama hemen kendime geldim, toparlandım.

Bakışlarını kendisine çevirdi ve siyah nemli saçlarını arkaya attı, bir kaç inatçı tutam alnına döküldü, tekrar bakışlarını bana çevirdi ve derin nefes aldı. "Ne istiyorsun? Dikilip duruyorsun başımda" dediğinde kalbimde bir diken hissettim, sert ve mesafeli konuşmuştu? Kaşlarımı hafifçe çattım ve gülümsemeye çalıştım.

"Kurşun yaralarına krem..."

"İstemez!" diye sertçe çıkışıp elini kaldırınca irkildim, gitmek için hareket edince endişeyle konuştum.

"Ama yaraların..."

"Çok mu umurunda? Ha? Çok mu umurunda gerçekten?" diye sesini yükseltip bir anda arkasını döndü, tedirgin bir şekilde yüzüne bakarken bana doğru yaklaşınca geriye doğru gittim, hemen kolumu yakalayınca inledim ve yüzümü buruşturdum.

"Tahir canımı yakıyorsun..."

"Canını yakıyorum öyle mi? Canını? Peki bendeki can değil miydi? Ha? Değil miydi? Ben senin bu kolunu sıkarken canını yakıyorum, ama sen dün benim onca açtığın yarayı can yakmayı düşünmüyorsun öyle mi?"

"Bunun için özür diledim ama zaten..."

"Özür sadece kelimedir Doğa, mühim olan gerçekten pişman olduğunu hissettirebilmekte! Ben bunu sende görmüyorum!" deyip kremi eline aldı ve arkama fırlatınca irkildim ve ister istemez ona sığındığımda derin nefes alıp verdi, kolumu bırakıp arkasını döndü hızlı adımlarla yürüyüp gidince bende üzülerek peşinden gittim.

"Tahir ben gerçekten özür dilerim..."

"Kes sesini artık, sus" dediğinde kalbimde bir sancı hissettim, elimi kalbime götürüp üzülerek yüzümü buruşturdum ve peşinden gitmeye devam ettim. "Gelme peşimden, defol odaya git" dediğinde elimle ağzımı kapatıp hıçkırdım, o sırada kalp ritmim değişmeye başladı, sancı girdi, derin nefes alıp vermeye başladığımda merdivenlerden iniyordu, peşinden gidip korkuluklara dokundum ve nefes nefese konuştum.

"Tahir..."

"Seni dinlemek istemiyorum tamam mı? Al kurtuldun benden işte? Keşke uyanmasaydım çıkmasaydım komadan..."

"Tahir kalbim..."

"Evet senin bir kalbin yok" dediğinde başım döndü ve kalbimin sancısına dayanamadım acıyla inlediğimde merdivenlerden indikten sonra başını kaldırdı, o anda sancı yüzünden dengemi şaşırdım ve başım dönmeye başlayınca kendimi serbest bıraktım.

Tahir Demir.

Korkuyla büyüyen gözlerimle onun merdivenlerden yuvarlanışı izledim, endişeyle ve panikle hızla zemine düşen bedenini tutup kendime çektim ve sarstım, alnından kanlar geliyordu, gözlerimi büyüttüm. "Doğa! Doğa!" dediğimde tepki vermedi, onu hemen kucağıma aldığım gibi dış kapıya koştum, sırtıma aldım, kapıyı açıp tekrar onu kucağıma aldım ve garaja doğru koşmaya başladığımda Berk ve diğer adamlar peşimden aceleyle gelmişti.

Arka koltuğa oturdum ve onu da kendime çekip başını bacaklarıma koydum, Berk ve şöför benim arabaya bir kaç adam da arkadaki araca bindi ve gaza basarak hastanenin yolunu tuttuk, endişeyle kaşlarımı çatıp Doğa'nın yanağını tuttum. "Doğa ne olur bir tepki ver bir şey yap..." dediğimde gözlerini araladı, rahatlamış bir şekilde elimi kalbine bastırdım ve alnını okşadım, gözlerim dolmaya başlamıştı. "Dayan güzelim, hastaneye gidiyoruz"

🖤 Sözleşme 🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin