🖤 Sözleşme 🖤

🖤 45 🖤

Gözlerimi araladığımda kolumda bir serum takılı halde buldum ve göğsümde bir kaç tane aletin takılı olduğunu görünce kaşlarımı çattım, karşımdaki camdan dışarı baktığımda insanlar gelip geçiyordu, kaşlarımı çatıp en son neler olduğunu düşündüm...kesit kesit şeyler görmeye başladım, sanırım kalbim yine sorun çıkarmıştı ve yine bayılmıştım.

Odanın kapısı açılınca bir an Tahir sandım ve yüreğim ağzıma geldi!

Beni burada üstelik bu halde görmesini istemiyordum, ama neyseki içeri giren Ferda hanımdı çok şükür. Yanıma gelip oturdu ve bana burukça bakınca yutkundum. "Sanırım kalbim biraz sorun çıkardı, Tahir'in haberi var mı?" diye sordum sona doğru panik olarak, dudaklarını büzdü ve yüzünü buruşturunca içimden küfür ettim. "Peki nerede?"

"Dışarıda, sigara içiyor"

"Sigara mı içiyor?" diye sordum gerilerek, başını salladı.

"Evet, çünkü hiç iyi şeyler olmadı" dediğinde yutkundum, ve derin nefes alıp verdim.

"Ne oldu ki? Söyle" dediğimde ayağı kalkıp bana gerilerek baktı.

"Bunu sana o söylesin, seninle konuşmak için uyanmanı bekliyordu, çok sinirliydi" dediğinde yutkundum, başımı salladım, odadan gidince ellerim terlemeye ve kalbim hızlanmaya başladı, aletin hızlanan kalbim yüzünden ötüp durması da canımı sıkmıştı ve göğsümdeki aletleri çıkarıp fırlattım, Tahir bana çok kızgın olmalıydı ona haber vermeden gizlice üstelik hastaneye geldiğim için. Gergince beklemeye başladım.

Baya beklemenin ardından Tahir karanlık bir yüz ifadesi ile pencereden görününce yutkundum yine, kapıyı sertçe açıp içeri girdi ve kapıyı aynı sertlikle kapatınca irkildim, bir süre sırtı dönük bekleyince kaşlarımı çatıp alt dudağımı ısırdım, bu kadar kızacağını hiç düşünmemiştim! Bana doğru dönünce bakışlarımı hemen ona çevirdim, dişlerini sıkıyor ve boyun damarları felaket derece de atıyordu, konuşmaya hiç cesaretim yoktu şu an.

Elleriyle saçlarını geriye atıp sonra ellerini ensesinde birleştirdi, dişlerini tekrar sıkıp bıraktı ve başını tavana kaldırıp gözlerini kapattı, gergince ellerimle oynatıp yutkundum ve bir cesaret edip sessizce konuştum.

"Tahir ben senden gizlice geldim biliyorum kızgınsın ama..."

"Kes sesini" diye sertçe konuşup lafımı kesince yutkundum ve hemen sustum, ellerini ceplerine sokup bana bakınca ürkerek ona baktım, çok öfkeli ve karanlıktı...tehlikeliydi...uzlaşmaya kapalı bir tarafı vardı şu an. Bakışları üzerimde dolaşınca bir noktada sabit kaldı, sonra dişlerini sıkıp sırıttı sinirle, kalp atışlarını gösteren monitöre yaklaşıp kabloları tuttu ve havaya kaldırıp kaşlarını havaya kaldırarak sordu. "Ne bunlar? Yerde ne arıyor?"

"Şey...ben çıkar..."

"Sana çıkar diyen mi oldu?" diye bağırınca irkildim ve korkuyla gözlerim dolmaya başlayınca sinirle bağırdı ve aleti tuttuğu gibi yere doğru savurunca bağırdım ve ellerimle ağzımı kapattım, korku ve şaşkınlıkla yerde paramparça olmuş alete bakarken Tahir sertçe kollarımı tutup sarsınca bağırdım ve gözlerimden yaşlar gelerek ona baktığımda o bana sevgiyle bakan gözlerin yerine öfkeyi gördüm, ve bu benim dünyamı başıma yıkmıştı...halbuki daha bu sabah bana sevdiğini söylüyor ve aşkla bakıyordu..."Benden gizli geldin, haber etmedin..." dediğinde yutkundum ve ağlamaya devam ederek ceket yakalarını tuttum.

"Tahir ben özür dilerim, bu kadar kızacağını hiç düşünmedim..."

"Sadece bu değil!" diye bağırınca irkildim ve gözlerimi sıkıca kapattım, kollarımı sıkmayı bırakıp küfür ederek uzaklaştığını hissettiğimde gözlerimi açtım ve ona baktım, bana doğru dönüp gözleri dolmuş halde yüzüme bakınca kaşlarımı üzüntüyle çattım.