Selam Arkadaşlar : Umarım bir önceki bölümleri beğenmişsinizdir sizler için en güzelini kurgulayıp sayfalara dökmeye çaba gösteriyorum, bölümleri patlata patlata gelmeye devam edeceğim inşallah. Güzel kurgularla. Kendinize iyi bakın sizleri çok seviyorum, oy vermeyi unutmayın. ❤️
Meraklı ve endişeyle evin içinde volta atıp duruyordum arıyordum telefonlarımı açmıyordu bile evden çıkmaya da korkuyordum, o sırada bir kaç el ateş sesi duymamla yerimde irkildim ve gözlerimi büyütüp pencereye koştum, perdeyi çektiğimde Tahir'in babasını gördüm, yirmiye yakın adamlarla bahçeyi basmıştı ve Tahir'in korumalarını teker teker öldürüyorlardı, ellerimi ağzıma götürüp dehşet bir acıyla bağırdım ve ağlamaya başladım. "Tahir, hayır ölemezsin..." dedim hıçkırıklarımın arasından.
Dizlerimin üzerine çöküp ellerimi başıma koydum ve yüksek sesle ağladım, Tahir yoktu, o gelmemişti, onu öldürmüştü, o cani adam kendi öz evladını öldürmüştü.
Hıçkırıklar içinde ne yapacağımı düşündüm, annesi hala hayattaydı ama o yoktu ben şimdi ne yapacaktım? Ağlayarak yerimden kalkıp hemen merdivenlere koştum, göz yaşlarım yüzünden önümü göremedim az kalsın düşüyordum ama son anda tahtaya tutunup dengemi sağladım ve hızla çıkmaya başladım, Tahir'in odasına geldiğimde kasasında sakladığı bir silah olduğunu görmüştüm, kasa şifresi yanılmıyorsam annesinin doğum tarihiydi, hemen giyinme odasına gidip kasayı buldum ve şifreyi girdim, silahı bulduğumda öfkeyle ve yüreğimde acıyla beraber silahı aldığım gibi dişlerimi sıkarak odadan çıktım hızla.
Merdivenlerden indikten sonra korkusuz bir şekilde kapıyı açmamla hemen silahı adama doğrulttum, gözlerimden deli gibi yaşlar akarken herkes döndü bana baktı ve silahlarını doğrulttular, babası da bana bakınca dişlerimi sıktım, dudaklarını etkilenmiş bir şekilde büzüp kaşlarını havaya kaldırdı ve kıkırdadı. "Tahir'in dişi versiyonu? İyi tut ama, kendine nişan alıp öldürme..." havaya bir el ateş edip ona doğru tutuğumda irkildi, dişlerimin arasından konuştum.
"Ben bu öfkeyle, ağacın arkasındaki kişiyi bile gözüm görmez ama tararım! Sen ise çok kolay bir hedefimdesin!"
"Evet öyle, kolay hedefindenim, kocan da kolay hedefimdeydi" dediğinde gözlerim doldu, kalbim sıkıştı ve elim titredi, bakışlarımı yerdeki bütün adamlara baktım hepsi ölmüştü bir tane Tahir'in adamı kalmamıştı, dişlerimi sıkarak gözlerimdeki yaşlarla ona baktım.
"Ne yaptın ona?"
"Öldürdüm" dediğinde ağzım açık yüzümü acıdan buruşturdum ve elimdeki silah düştü, dizlerimin üzerine çöküp ellerimle ağzımı kapattım ve haykırarak bağırdım.
"O senin evladındı, sen ne Allah'sız, ne kitapsız bir adamsın lan! Allah senin belanı versin!" diye bağırdığımda adamlarından biri silahın arkasıyla suratıma vurunca acıyla bağırıp yüz üstü uzandım, acılar içinde deli gibi ağlayarak çimenleri tutup sıktım ve gürledim, bağırdım, Tahir'in ölümüne o kadar yüreğim deşilmişti ki ciğerlerim ağzımdan çıkacaktı. "TAHİR!" diye gürlediğimde babası tepemde gülmeye başladı.
"Seni de öldürmek istedim ama şu halini görünce vazgeçtim, yeterince acı çekersiniz zaten? Anası da, sende! Şimdi Tahir'in kasasını alıp gideceğim ve o kadının evine gideceğim, ölüm haberini vermeye" dediğinde dişlerimi sıktım ve ağlayarak konuştum.
"Bari bana onun yerini söyle, bir mezarı olsun bari" dediğimde güldü, saçlarımdan tutup çekince acıyla bağırdım ve gözlerimi kapattım, başımı havaya kaldırdı saçlarımı tutarak ve çenemi tutup sertçe ağzımı açtı, ağzımın İçine kağıt soktu ve başımı sert bir şekilde öne iterek bırakınca öğürdüm, ağzımdaki kağıdı çıkarıp hıçkırarak kağıda baktım ve haykırdım, o it ve adamları gitmeye eve girmek için yürümeye başlayınca dişlerimi sıktım ve öleceğimi bile bile yerdeki silahı alıp adamın bacağına nişan aldım ve sıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🖤 Sözleşme 🖤
Любовные романы"Bir gün ellerim belinde, ellerin göğsümde, gözlerin gözlerimde, dudakların dudaklarımda mühürlü kalacak ve sen o zaman bana meydan okuduğun için hem PİŞMAN hemde AŞIK olacaksın" Bir SÖZLEŞME ile başlayan bu alışveriş ve nefret, nelere sebep olacak...