Tahir Demir.
Lanet olsun dün yaşananlar aklıma geldikçe gerçekten şuurumu yitirecektim az kalsın, karımı o enfes kıyafetin içinde görmemle üstelik kollarında kardeşim Peri'yle harika bir seksi anne adayı görünmüştü! Bir daha o içine sıçtığımın elbisesini giymeyeceğine ayrı bir seviniyordum! Asu'yu boğazından tutup kıskaçlık krizi yaşaması da bir hoşuma gitti ama en sonunda kadını öldürecek duruma gelince mecbur tutmak zorunda kaldım! Vahşi doğa kedim benim!
Tahir'in karısı böyle olmalıydı işte! Benim kadınım, her parçasıyla benim olan her şeyden değerli olan benim kalbim.
Aklımda intikam planları kurdum, demek küçük piç Taner o kadar başına gelenlerden sonra akıllanmamıştı? Üstüne bir de üvey kardeşini araya sokuyor, bu sefer kolay kaçışı yoktu elimden!
Sinirlenmemeye çalışıp yanımda melek gibi uykusuna devam eden güzelime baktım, sırtında kızarıklar vardı ben kendime baktığımda ise göğsümde resmen pençe izleri vardı, vahşi kedim beni parçalamıştı. Hoşuma gitmişti.Yerimde doğrulup eğildim ve açıkta kalan omzunu öptüğümde derin nefes aldı ve benden yana dönüp uyumaya devam edince kıyafet aklıma geldi, hemen telefonu elime alıp otelin müdürünü aradım, hemen cevap vermişti. "Tahir, günaydın bir sorun yoktur umarım dostum?" dediğinde sırıttım.
"Yok merak etme, sadece bir iyilik isteyecektim"
"Tabi ne olursa?"
"Sana göndereceğim bir elbise resmi olacak, nereden alınacağını söylerim ha bir de bir demet kırmızı gül, rica etsem birine aldırabilir misin? Şöförüm gelene kadar çok geç olur, bizim de bir saate falan çıkmamız gerekiyor otelden, kahvaltıdan sonra yani" dediğimde gülümseyerek konuştu.
"Elbette, hallettiririm hiç sıkıntı değil"
"Güzel teşekkürler"
"Rica ederim" deyip kapatınca beğendiğim bir elbisenin fotoğrafını ve nereden alınacağını atıp yolladım, duş almak İçin yataktan kalktım sonra.
Duştan çıktığımda baktım hanım efendi hala uyuyordu, amma uykucu bir hatunum vardı bana diyordu ben komadayken kendisine bakmıyordu, kapı tıklanınca hemen onun üzerine örttüm, belimde hızlıca çıkarıp iç çamaşırımı ve pantolonumu giyip kapıyı açtığımda bir kadın elinde koca paket ve kocaman bir kırmızı gül demetiyle karşımda duruyordu.Hemen elime aldım, yatağın üzerine koyup cüzdanımdan elbisenin, çiçeklerin, bunları alanın ve şu anda karşımda duran kızın hakkı ve parası neyse verip gönderdiğimde koca bir teşekkür edip uzaklaşınca kapıyı kapattım ve gülümseyerek koca kutuyla çiçeği makyaj masanın üzerine koydum, bir kağıt ve kalemle ona ufak bir not yazdım.
Gözlerinin rengine aşık olduğum, ve o rengine sahip olan bu elbiseyi giyip, güllerinle beraber seni terasta bekliyor olacağım hayatıma nefes veren Doğa Güzelim. Seni seviyorum.
Deyip notu çiçeğin üzerine koydum ve gülümseyerek hazırlanmaya devam ettim, anne adayımız ne zaman uyanırsa ne zaman kahvaltı edecektik ne yapalım? Uyandırmak istemiyordum, kıyamıyordum onu uyandırmaya.
Terasa geldiğimde manzarası olan yere oturdum ve Berk'i aradım, hemen cevap vermişti koçum.
"Dinliyorum abi"
"Senden istediğim şeyi yaptın mı?"
"Yaptım abi, sazan Taner şu an yemi yuttu? Aklı sıra senin elindeki görüntüleri ele geçirdiğini sanıyor, orijinalleri benim elimde şu an sahtesi onda? Dediğin gibi elinde hiçbir koz olmadığını sanıyor" dediğinde sırıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🖤 Sözleşme 🖤
Romansa"Bir gün ellerim belinde, ellerin göğsümde, gözlerin gözlerimde, dudakların dudaklarımda mühürlü kalacak ve sen o zaman bana meydan okuduğun için hem PİŞMAN hemde AŞIK olacaksın" Bir SÖZLEŞME ile başlayan bu alışveriş ve nefret, nelere sebep olacak...