Arcana yorulmuştu. Klan beylerinin etrafında gezip onunla sohbet etme isteğinden ve kendilerini anlatmalarından kurtulmak istiyordu. Dadısının tembihlediği üzere gerekmedikçe konuşmuyor, kaşlarını çatmıyor ve her gördüğü adama istemese de zorla gülümsüyordu.
Brian Ferguson oldukça inatçı bir adamdı. Kendisine karşı sergilediği nazik tutum ve iltifatlar her ne kadar Arcana'nın kadınlık gururunu okşuyor olsa da genç kızı gülümsetmekten daha ileriye götüremiyordu. Arcana adamın konuşma tarzından gönül işleri konusunda en az kendisi kadar beceriksiz olduğuna kanaat getirmişti. Hatta öyle ki Lord Ferguson sonunda pes etmiş davranışlarını mazur görmesi gerektiğinden ve Liamh'a olan öfkesinden dolayı kendisini rahatsız ettiğini açık yüreklilikle söylemişti. Bununla da kalmamış eğer kral huzurunda olmasalar onu omzuna atıp götürmeye çalışarak Liamh ile kavga başlatıp adamın kafatasını çıplak elleriyle ezme niyetinden de bahsetmişti. Arcana, adam kendisine bir sonraki dans için ısrar ederken Liamh'ın saraya gelmeden önce onu omzundan sallandırıp götürdüğü anı anımsayınca istemsizce güldü ve ardından sanki bir günah işlemişçesine kaşlarını çattı. Lord Ferguson bunu bir evet olarak algıladığını dile getirip Arcana'yı sıkmaya devam ederken genç kız ona artık gitmesi için içinden küfürler ediyordu. Şu an karşısındaki Liamh olmuş olsaydı ettiği küfürleri rahatlıkla dışarı savurabileceğini düşündüğünde ise gözleri dakikalardır ilk kez salondaki davetlilerde dolaştı.
Genç kız Liamh'ı gördüğünde nefesini tuttu. Günlerdir uzayan sakallarını tıraşlamış ve yakışıklı yüzünü ve güldükçe ortaya çıkan gamzelerini tamamen gözler önüne sermişti. Altında açık renk bir pantolon üzerinde ise muhtemelen klanının renklerini taşıyan ekoseli bir ceket vardı. Duruşu oldukça tanıdık gelen adam görüntüsüyle göz dolduruyordu ki şu an sohbet etmekte olduğu sarışın güzel kadın koluna girmiş ve heyecanla adamın anlattıklarını dinliyordu. Genç kız omuz silkti. Ondan uzak durmanın kendisi için ne kadar rahatlatıcı olduğunun farkındaydı. Lakin ufak bir detayı anımsadığında yeniden bir araya gelmeleri onun tarafından mümkün olmazsa Liamh'ın bu defa ona ve klanına neler yapacağını hatırlamasına neden olmuştu.
Kral Frealaf, salona inmeden önce ona eşlik edeceğini bir askeri ile haber ettiğinde Arcana oldukça şaşırmıştı lakin adam yürüdükleri yol boyunca yalnızca iki cümle kurmuştu. Ona önde giden karısı ve kızının duyamayacağı şekilde kibar bir ses tonuyla Seçme hakkını kendisine tanımak zorunda kaldığını lakin klanı ve vatanı için kendini ortaya koyan Liamh McAodhada karar kılması gerektiğini ve eğer bir başkası olursa Liamh'ın Giolla vadisini yerle bir edebilecek kudrete sahip olduğunu söylemişti. Genç kız, kralın üstü kapalı emirini ve açık tehditlini fark ettiğinde hızlı bir baş onayıyla majestelerine istediği cevabı vermişti.
Arcana, Liamh yanındaki kadın ile dans pistine yöneldiğinde Lord Ferguson'a başıyla onay verdi. Adamın Liamh'a açık açık meydan okuyuşu onu kolundan tutarak tam yanlarındaki yerini almasından belliydi. Genç kız Liamh'ın öfkeli mavi bakışlarına aynı şekilde karşılık verirken müzik başladı ve Odeth'in ezberlettiği adımları elinden geldiğince tekrarlayarak ritim tutturmaya çalıştı. Ara ara çapraz eş değiştirme yaptıkları dans pistinde Liamh ile yan yana geliyor onun elini tutarak etrafında döndükten sonra kendi eşinin kollarına dönüyordu. Arcana Liamh'ın delici bakışlarına karşın kendisine tek bir kelime dahi etmiyor oluşuna alışkın değildi. Adamın ona olan öfkesi açıkça ortadaydı lakin sakinliğini korumak için özen gösteriyordu ve diğer adamların aksine eşine değil de kendisine bakıyordu ve bu tutumu yanındaki kadının açıkça adımlarını şaşırmasına neden oluyordu. Dans bitip birbirlerine selam verdiklerinde ve alkışladıklarından hemen sonra Liamh McAodha tam karşısına dikildi.
Genç adam kendini tutamayarak Arcana ve Brian'ın önüne geçtiğinde Lord Ferguson geri adım atmak zorunda kaldı lakin tek bir kelime edememişti ki müzik yeniden başladı ve ikili kendilerini bir başka dansın orta yerinde buldular. Arcana müziğin başlamasıyla bir eş bulmuş ve tam yanına yerleşmiş olan Odeth'e soran gözlerle baktı. Kız ona sessizce "Bir ileri iki geri, dön" dediğinde ise Liamh'a dönerek selam verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRGÜN
أدب تاريخيLiamh McAodha, İskoçya'nın kaderini belirleyecek arayışın onu hiç tanımadığı bir kadınla evlenmeye mahkum edeceğini biliyordu. Üstelik ülkesi ve toprakları için bu kararı veren ta kendisiydi. Lakin gelininin yirmi yıl boyunca bir mağarada sürgün hay...