Bölüm 10

8.3K 483 180
                                    

MERHABALAR:)) BÖLÜM ATAMADIM KUSURA BAKMAYIN. KÖYE GELDİĞİM İÇİN YAZMAYA VAKİT BULAMADIM. O YÜZDEN BU BÖLÜMÜ BİRAZ UZUN TUTMAYA ÇALIŞTIM. KEYİFLİ OKUMALAR:;))

YORUM YAPMAYI VE OY KULLANMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN:))

HAYALET OKUYUCULAR İYİ Kİ VARSINIZ:)

***

"Yusuuuff."

Mirzan'ın yanından geldiğim günden beri başımı yiyen ikiliye baktım.

Öykü, ben demiştim nidalarını sayıklarken, diğer yandan Selim de nasıl kaptın ama ağa oğlunu diye sayıklıyordu.

Onları umursamadan hazırlanmaya devam ettim. Her ne kadar sadece Mirzan'a duvar örmeye çalıştıysamda bu durum Halide hanıma da yansımıştı. O yüzden gönlünü almak için konağa ziyarete gidecektim. Birazcıkta Mirzan'ı görmek istiyor olabilirim.

Aslında bugün üzerimde anlamlandıramadığım bir ağırlık vardı. Eğer Halide hanıma söz vermiş olmasaydım gitmeyebilirdim bile.

Fazla oyalanmadan hazırlanmaya devam ettim. Altıma mavi bol kotumu üstüme ise  civciv desenli beyaz sweatimi giyerek beni pür dikkat izleyen ikiliye baktım.

"Noldu olmamış mıyım?"

Ben soran gözlerle bakmaya devam ederken Selim dolabıma doğru ilerledi. Selim'in ne yapmak istediğini anlamaya çalışırken Öykü'nün söyledileri ile ona döndüm.

"Yusuf'cum tarzın çok tatlı. Çok güzel. Ama sence de sevgili müstakbel kayınvalideciğinin yanına ortaokul çocuğu gibi gitmek biraz tuhaf kaçmaz mı?"

"Nasıl yani?"

Öykü beni daha da aydınlatabilmek amacıyla yanıma yaklaşıp konuşmaya başladı.

"Yani diyorum biraz özen göster. Biraz ciddiyetini ortaya koy. Bi albenin olsun."

"Gelinlik mi giyeyim Öykü, ne saçmalıyorsun."

Selim elindeki birkaç parça kıyafet ile yanıma gelerek "Sen onu bize bırak civciv. Çıkar şimdi üzerindekileri de seni biraz süsleyelim."

Sırf merak ettiğim için onlara uyacaktım. Banyoya giderek üstümdeki kıyafetleri çıkarınca Selim elindekileri bana uzattı. "Bunları giy gel. Tişörtü içine sokacaksın yalnız." Selim'i onaylayan mırıltılar çıkararak üzerimi giyinmeye koyuldum.

Altıma siyah, vücudumu saran dar bir pantalon. Üstüme ise beyaz, göğüs kısmında küçük yazılar bulunan bir tişört giydim. İçeri girdiğimde Selim hemen yanıma gelmiş ve belime kemer bağlamıştı. "Bu kemer belini daha ince gösterip kalçanı belirginleştirecek. Gerçi buna ihtiyacın yok ama olsun. Fazla göt göz çıkarmaz."

Ben ağzım açık Selim'i dinlerken Öykü, birkaç kozmetik ürünüyle yanıma geldi.

"Bak şimdi yavrum. Senden tek istediğimiz kendini bizim güvenli kollarımıza bırakman."

"Abartmayın ama tamam mı?"

İkisi de gülerek başlarını sallayınca el mecbur kendimi teslim ettim. Umarım güzel olabilirdim.

Selim kemerimi iyice sıkıp belimi incelttiğinde Öykü, malzemeleri masaya diziyordu. Giyinme işlemi bitince aynaya yönlediğimde Öykü elimden tutup sandalyeye oturmamı sağladı. "Henüz bitmedi. En son bakacaksın aynaya."

Saçımı şekillendirirken yüzündeki munzur gülümsemeyle beni izliyordu.

"Ne gülüyorsun be."

"Mirzan'ın seni görünce ne yapacağını düşünüyorum."

TAŞ ŞEHRİN MUCİZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin