Bölüm 27

3.2K 194 21
                                    

MERHABALAR:;))

NASILSINIZ, NELER YAPIYORSUNUZ?

BU BÖLÜMÜN 3. KISMI GEÇİŞ BÖLÜMÜ HABERİNİZ OLSUN. AYRICA DİĞER BÖLÜM DE ÖYLE OLACAK. YAVAŞTAN KAOSLARA GİRİŞ YAPALIM DEMİ?

****

Suratıma kondurulan ufak öpücüklerle gözlerimi araladım.

Mirzan dirseklerini yatağa yaslamış, üzerime uzanarak dolgun dudaklarını suratımın her yerinde gezdiriyordu.

Hafifçe gülümseyerek, uykudan dolayı pürüzleşen sesimle "Günaydın, kocacığım." diye mırıldandım.

"Günaydın, bebeklerim."
O da aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdiğinde dudaklarıma son bir kez öpücük bırakarak üzerimden kalktı.

"Hadi kalk bakalım uykucu. Kocan sana kahvaltı hazırladı. "

Ellerimden tutarak yatakta oturur pozisyona gelmemi sağlamıştı.

Aslında uykumu almıştım ama yinede yatakta vakit geçirmek istiyordum.
"Hadi gel biraz sarılarak yatalım. Sonra yeriz."

Mirzan güçlü kollarıyla beni sardığında karnımdan gelen yüksek sesli guruldama ile utançla gözlerimi yumdum. Aç olmak benim suçum değildi. Ama kocamla romantik anlar yaşamak tabii ki benim suçumdu. Aramıza giren minik bir sorunu unutmuştum. Bebeğimizi.

Mızmızlanarak kafamı Mirzan'ın geniş omzuna gömdüm. "Bu velet inadına yapıyor galiba."

Gür bir kahkaha atarak kalçamı patpatladı. "Hadi kalk, şu veledi doyuralım. Ben çayları koyuyorum, sen de hazırlan gel."

Sessizce onu onayladığımda yataktan kalkarak mutfağa gitti. Bende somurtarak banyoya girdim.

Dün gece duştan sonra sadece baksır giyerek direkt uyumuştuk. O yüzden üzerimde baksırdan başka hiçbir şey yoktu.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra giyinme odasına giderek saten, lacivert renkli şort ve gömlekten oluşun salaş pijamamı giydim. Evden çıkmak gibi bir planımız yoktu bu yüzden rahat giyinmek istiyordum.

Alt kata indiğimde ciğerlerime dolan nefis kokular ile adımlarımı hızla mutfağa doğru çevirip içeriye girdim.

Mutfağa girdiğimde Mirzan'ın altında gri bir eşofman vardı ve üstüne hiçbir şey giymemişti. Beyazın yoğunluk olduğu mutfakta kavruk teni ön plana çıkmıştı.

Sırtı bana dönük bir şekilde tezgahtaki yumurtaları bir kapa kırarak güzelce çırptı. Bu sırada iyice kızan tavaya çırpılmış yumurtaları aktarıp üzerine biraz kaşar rendesi serpiştirdi. O kadar ciddi bir ifadeyle yapıyordu ki bunları, gören önemli bir toplantıya hazırlanıyor sanırdı.

Gözlerim geniş ver gergin omuzlarına çarptığında onu süzmeden edemedim.
Vücudu güzeldi. Hem de aşırı derecede. Kavruk tenine tam oturan kasları onda hiç abartı durmuyordu. Sırtında yer yer bulunan benleri ise çok iyi yerleştirilmişti.
Daha dün yapmış olmamıza rağmen hormonlarım hâlâ ona aç hissediyordu.

"Bakmalara doyamadın galiba."

Elindeki tavayla önüne dönerek konuştuğunda daldığım pis düşüncelerden uyandım. Resmen adama bakarken ağzımın suyu akmıştı.

Mirzan, elindeki yumurtayı masaya bırakırken genişçe sırıttım.

"Valla ne yalan söyleyeyim, doyamadım."

Masaya yerleştim. O da hemen yanımdaki yerini almıştı. Kaslı kolunu omzuma atarak göğsüne doğru eğilmemi sağladı. Saçlarıma kokulu bir öpücük bıraktığında gözlerimi huzurla yumdum.

TAŞ ŞEHRİN MUCİZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin