Bölüm 3

10.4K 617 86
                                    

MERHABALAR;)  KİTAP YAVAŞ MI İLERLESE HIZLI MI İLERSE EMİN OLMADIĞIM İÇİN KAFAMA GÖRE TAKILMAYA KARAR VERDİM. ZAMAN ZAMAN HIZLI ZAMAN ZAMAN YAVAŞ GİBİSİNDEN.

YORUM YAPMAYI VE OY KULLANMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN;) İYİ OKUMALAR

***

Sabahtan olan dersim biter bitmez kendimi hemen konağa giden dolmuşlardan birine attım. Bugün ne olursa olsun bir şeyler öğrenmek istiyorum. Aklımdaki gereksiz soru işaretlerinin gitmesi lazımdı mutlaka.

Dolmuş, konağa yakın olan bir durakta durduğunda hemen indim. Konağa doğru adımlarken aklımdaki bir diğer sorun ise o izbandutlardı. Beni tekrardan hırpalarlarsa, geçen günkü gibi sakin kalabileceğimi sanmıyorum. Konağın kapısına geldiğim vakit düz bir ifadeyle o ikisine bakıp konuşmaya başladım. "Halide hanım çağırdı geçebilir miyim?"

Pekala onlar nasıl davranıyorsa ben de öyle davranacaktım bundan sonra. İkisi bir anda kenara çekilip geçmem için izin verdiler, ilk başta afallasamda hemen kendime gelip içeri girdim.

Avluya giriş yaptığımda büyük balkondan bağırış sesleri geliyordu. En iyisi direkt olarak mutfağa gitmekti ama bağırışlar gittikçe arttı ve ben merakıma yenik düştüm malesef. Balkona çıkan merdivenlere doğru yürüdüm. Ben çıktıkça sesler daha da şiddetlenemeye başladı. Görüş açıma Halide hanımın kendinden emin soğuk ifadesi çarptı. Yanında ise Mirzan vardı, günlerdir kalbimin hızlanmasını sağlayan adam. İkiside ifadesiz bir şekilde kavga eden çifte bakıyordu, konuyu tam olarak anlamasamda bunun onlarla bir alakası olduğunu düşünmüyordum.

Yavaşça ilerleyip Halide hanımın yanına gittim. Beni fark ettiğinde memnun bir gülüş kapladı yüzünü.  "Yusuf oğlum gelmişsin demek. Seni böyle karşıladığım için kusura bakma lütfen. Haydi gel biz aşağıya gidelim burası fazla görültülü."

Benim konuşmama izin vermeden, elini Mirzan'ın omzuna koydu. "Mirzan haydi sende gel, boşver bunları yesin birbirlerini. Seni Yusuf ile tanıştırmak istiyorum."

Mirzan benden tarafa baktığında kalbim bir anlığına atmayı durdurdu sanki. Bakışma biraz uzun sürünce gergince gülümsedim. Halide hanım önden giderken Mirzan benim belimden hafif destek vererek ilerlememi sağladı.

Dokunduğu yer resmen alev alır gibi yanıyordu. Kalp atışımı kontrol edemiyordum. Heyecandan elim ayağıma dolanmıştı resmen. İçten içe kendime küfür ediyordum sadece ufak bir temasla bu hale gelemezdim ya.

Merdivenden inerken ayağım bir an boşluğa gelir gibi oldu tam yere kapaklanacakken Mirzan kolunu karnıma dolayıp beni kendine yasladı. "Dikkat et ufaklık, burada düşersen hiç hoş olmaz."

Kalbim ve bedenim benden habersiz hareket ediyordu resmen. Tek kolunu karnıma sarılı bir şekilde avluya indik. Bu tuhaf atmosferi dağıtmak amacıyla kafamı ona çevirerek "Yalnız ben 19 yaşındayım ufaklık falan değilim yani." dedim.

Kafasını bana döndürdü. Dudağının kenarı kıvrılmıştı, onu ilk defa gülerken görüyordum. Şu an o kadar karizmatikti ki  başıma gelecekleri hesaba katmasam dudaklarına yapışırdım. "Bana göre ufaklıksın ama." Kaşlarımı çatıp tam karşılık verecekken tekrardan tökezledim ve bu sefer belimi daha sıkı kavradı. Alaylı bir gülüş koydu ortaya ve eliyle çenemden tutup önüme döndürdü beni. "Bana sonra uzun uzun bakarsın ufaklık şimdi önüne bak hadi." Bugün kalp krizi geçirmeden bu konaktan çıkarsam iyidir.

Tam ona karşılık verecekken bu eylememi şen bir kahkaha sonlandırdı. Halide hanım bize gülerek bakıyordu. "Aaa ben sizi bekliyorum, sizin şu sarmaş dolaş halinize bakın." Utancımdan yerin dibine girecektim resmen, hemen Mirzan'ın kollarından sıyrılıp kendimi boşluk hissinin kollarına attım. "Uzatma ana hadi geçelim içeriye."

TAŞ ŞEHRİN MUCİZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin