MERHABALAR:)) BU BÖLÜM MİRZAN'IN AĞZINDAN OLDU. BİRAZ DA ONUN HİSLERİNİ GÖRELİM DEDİM. KEYİFLİ OKUMALAR;))
YORUM YAPMAYI VE OY KULLANMAYI UNUTMAYIN:))
HAYALET OKUYUCULAR, İYİ Kİ BU KİTABİ OKUYORSUNUZ:))
***
*Mirzan'dan*
Yusuf gözlerindeki hayal kırıklığı ile gittiğinden beri göğsümdeki ağırlık dinmek bilmiyordu.
Bir anda sorduğu soruyla ne yapmam gerektiğini kestirememiştim. Ona karşı nazik olmaya çabalasam da sorduğu soru ile yüz ifademi kontrol edememiştim.
Yusuf'u ilk, annemin gösterdiği fotoğrafta görmüştüm. Normalde dış görünüşe önem vermem ama onun kusursuz masum görünüşü beni kendine çekmişti. Kestane renkli dalgalı saçlarının tenine olan uyumu. Şekilli burnuyla orantılı olan hafif çekik gözleri ve hafif dolgun dudakları. Öylesine tapılasıydı ki resmen beni etkisi altına almıştı.
Bunun sadece birinin görünüşünü beğendiğim için olduğunu düşünmüştüm. Ta ki onu tanıyasıya kadar. İlk karşılaştığımda onun yaşlı gözlerini görünce içimde bir yerlerin yandığını hissettim. Bana gülümsediğinde ise o yanan yerler dinmek yerine kor olmuştu.
Şimdi ise onu yeniden güldürebilmek için ne yapmam gerektiğini düşünüyordum.
İnsanların benim hakkımda düşündükleri hiçbir zaman umrumda olmamıştır. Ama Yusuf bir anda sorunca öylece kalmıştım. Onun düşüncenlerini önemsediğimi o an anladım. Eğer gayim dersem benden nefret eder sandım. Yüzündeki hayalkırıklığını beklemiyordum.
Bu tam olarak neydi? Onu önemsiyorum, onu üzgün görmek istemiyorum. Hatta mutluluğunun sebebi olmak istiyorum.
Düşüncelerimle boğuşurken annemin odaya girmesiyle sonlandırdım.
"Mirzan iyi misin oğlum? Düğünden beri bi haller var sende anlamadım gitti."
Annem her zamanki yerine otururken meraklı gözlerle beni süzdü.
Anneme olanları söyleyemezdim. Ailede gay olduğumu bilen tek kişi oydu ama o da bu durumu hiç hoşnut karşılamıyordu. Benim yüzden de durduk yere Yusuf'a bilenmesini de istemezdim.
"İyiyim anne, sadece işler fazla yoğun o kadar." Onu geçiştirirken bir yandan da konunun Yusuf olmasını diliyordum. Annemle Yusuf sık sık konuştuğu için ondan bir haber almak iyi olabilirdi.
"Aman oğlum sıkı çalış. Ne de olsa işlerin başına geçeceksin, kolay değil patron olmak." Biraz sessizlikten sonra annem, sanki düşüncelerimi duyuyormuşcasına konuşmaya başladı. "Düğünden sonra Yusuf'a da ulaşamadım adam akıllı. Bir kere kendisi aradı 'kusura bakmayın acil gitmem gerekti' diye. Sonrasında da ne zaman arasam ya kapalı ya da meşgul. Bana bak siz kavga mı ettiniz yoksa?"
Annemin konuyu nasıl buraya getirebildiğine takılmadan cevap verdim. "Ne alakası var anne. Yusuf'la niye kavga edeyim ben. İşi vardır çocuğun, sen de sık boğaz edip durma."
Annem beni süzerek "Seni seviyorum oğlum biliyorsun bunu. Bir anne olarak senin çocuklarını görmeyi ne kadar istediğimi de biliyorsun."dedi.
Ne zaman başbaşa kalsak sürekli dile getirdiği konuyu yine gündem edeceğini anladığım için ayaklandım. "Sana hayırlı günler ana. Ben gidiyorum."
Tam kapıdan çıkacakken söyledikleri ile olduğum yerde duraksadım. "Bari yusuf'la ol." Bir hışımla arkamı dönerek ona doğru adımladım. "Ne, Yusuf ne alaka?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAŞ ŞEHRİN MUCİZESİ
Teen FictionYusuf, Mardin'de yaşan interseksüel bir birey olmanın zorluğuyla uğraşırken, hiç beklemediği bir olayla karşılaşır. Normal geçtiğini düşündüğü doktor randevusunda, bölgedeki en meşhur ağanın oğlundan hamile kalır.